Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2008 E. 2024/9281 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el atması nedeniyle davacıya ait taşınmazın bir kısmının kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle açılan bedel davasında, el atılan kısmın değeri ve davacının tazminat hakkı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak taşınmazın kamulaştırılan kısmı dışındaki alana ilişkin değer tespiti yapıp tazminata hükmetmesi ve davalı idarenin el atma eyleminin varlığını kabul etmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/13 Esas, 2021/44 Karar

DAVA TARİHİ : 17.12.2012

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, Kalealtı köyü sınırları içinde kalan 93 parsel (yeni 2707 ada 14 parsel) sayılı taşınmazın Ceyhan Nehri'nin yatak ıslahı projesinde, sularının yatak değiştirmesi sonucunda 1704,06 m²lik kısmı ile yine aynı parsel içerisinde kalan 6800,00 m²lik kısmın toplamda ise 8504,06 m²lik kısmın Ceyhan Nehri'nin suları altında kaldığını, davacının 03.08.2011 tarihinde Kadastro Müdürlüğüne başvurarak teknikerler huzurunda Elbistan Kadastro Müdürlüğünün 4602 LİHKAB Aplikasyon Krokisi ile bu durumu tespit ettirdiğini, Ceyhan Nehri'nin yatak değiştirmesi sonucunda davacıya ait 8504,06 m²lik kısmın Ceyhan Nehri'nin suları altında kaldığını ve taşınmazın kullanılamaz hale gelerek tarım arazisi olma özelliğini kaybettiğini, dava konusu taşınmazın üzerinde yapılacak olan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda bu durumun görüleceğini, davalı kuruma davacının zararının giderilmesi için yapmış olduğu 19.08.2011 tarihli B.23.1 DSİ.1.20.01.0-622.03-346199 sayılı numaralı başvurusunun sonuçsuz kaldığını beyan ederek davanın kabulü ile Elbistan ilçesi, Kalealtı köyü 93 parsel sayılı taşınmaza davalı kurumca yapılan kamulaştırmasız el atmadan doğan (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) toplanacak delillere göre belirlenecek olan tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma şartlarının oluşmadığını, davaya konu zarardan sorumlu olmadıklarını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 04.03.2016 tarihli ve 2012/876 Esas, 2016/157 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak dosyadaki tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın 7800 m²lik kısmının daha önce kamulaştırıldığı, 30.07.2015 tarihli fen bilirkişi raporuna göre ise davacı idarece kamulaştırılan alanın 6800 m² kabul edildiği anlaşıldığından dava konusu taşınmaza ait kamulaştırma krokileri getirtilerek kamulaştırma alanı dışında kalan ve davacı idarenin el attığı kısımların yüzölçümünün tam olarak belirlenmesi için mahallinde yeniden keşif yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, davalı idare harçtan muaf olduğu hâlde aleyhine harca hükmedilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece 09.02.2021 tarihli ve 2019/13 Esas, 2021/44 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaza müvekkil kurum tarafından el atılmadığını, taşınmazın özel kum ocakları tarafından kullanıldığını, bozma kararında objektif değer artış oranına ilişkin bir husus olmamasına rağmen % 20 oranına objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, bedelin fahiş olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilince ileri sürülen temyiz sebepleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.