"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2938 Esas, 2023/2825 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/642 Esas, 2023/556 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;... Mahallesi 171 ada 2 parsel sayılı davacının hissedarı olduğu taşınmazın davalı idare tarafından imar planında "okul alanı" olarak ayrılması suretiyle kamulaştırma yapılmadan taşınmaza hukuken el atıldığını, davacıların mülkiyet hakkının kısıtlandığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaza fiili el atmanın söz konusu olmadığını, hukuki el atma nedeniyle açılacak davalarda ise görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, imar planında okul alanı olarak ayrılan taşınmazların Hazine adına tescil edileceğini, davalı ... Bakanlığına tahsis edilmesi için herhangi bir bedel ödenmediğini, yine ilgili mevzuat hükümleri gereğince eğitim alanlarının kamulaştırma işlemlerinin mücavir alan sınırları içinde belediyece yürütüleceğini, bu işlemlerin yapılmaması nedeniyle kişilerin mağduriyete uğraması durumunda söz konusu mağduriyeti giderecek olan kurumun belediyeler olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı idare aleyhine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde de açılmadığını, zamanaşımına uğradığını savunarak reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idareye husumet yöneltilemeyeceğini, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olup hükme esas alınamayacağını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, zamanaşımına uğradığını, ıslahla artırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının doğru olmadığını, davacılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın imar planında "okul alanı" olarak tahsis edildiği, ancak taşınmaza fiilen el atılmadığı, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 10 uncu maddesi amir hükmü uyarınca, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde tahsis edilme amacına uygun olarak kamulaştırılmaması halinde, malikin mülkiyet hakkı süresi belirsiz şekilde kısıtlanacağından taşınmaz bedelinin ödenmesi gerektiği, buna göre davaya konu taşınmaza hukuken el atılmış olmakla, davalı idareye husumet yöneltilerek işin esasına girilip, emsal karşılaştırması yapılması suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci ve Ek Madde 1 inci, Ek Madde 4 üncü ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmakla birlikte, 1987 onay tarihli imar planında ''ilköğretim alanı'' olarak sonrasında halen yürürlükte bulunan 1/1000 ölçekli imar planında da "ilköğretim alanı" kullanımına isabet ettiği ve dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri kamu hizmetine tahsis edilmiş olması nedeniyle, fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü doğru görülmüştür.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi olan 03.08.2022 tarihi itibarıyla 11.450,00 TL/m² değer biçildiği; dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından açılan ve Dairemizin 06.11.2023 tarihli ve 2023/4046 Esas, 2023/10300 Karar sayılı kararı ile onanan Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2022/3546 Esas, 2023/617 Karar sayılı dava dosyasında taşınmaza 16.11.2021 değerlendirme tarihi itibarıyla 3.147,07 TL/m² değer biçildiği anlaşılmış olup; paydaş dosyasında belirlenen taşınmazın birim metrekare değeri nazara alındığında rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
6. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak raporun sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru görülmemiştir.
7. Hukuken el atılan dava konusu taşınmaza davacı payına düşen tazminat bedeli yönünden 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 ün üçüncü fıkrası uyarınca ve Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.