Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2141 E. 2024/7775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmasının gerekliliği, maddi hata sonucu hükümde yanlış bedelin yazılmış olması, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olması ve diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi hususları gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/123 Esas, 2021/244 Karar

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Hatay ili, ...ilçesi, ... köyü 304 parsel (ifrazen 1237 parsel) sayılı taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tespiti ile irtifak hakkının tapuya tesis ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; irtifak kamulaştırma bedeline dava konusu taşınmaza fiili el koyma tarihinden itibaren kamu alacakları için uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerektiğini, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, taşınmazın irtifak bedelinin idarece takdir edilen bedelden çok daha yüksek olduğunu belirterek gerçek karşılığının belirlenmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 16.11.2012 tarihli ve 2011/213 Esas, 2012/504 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne tespit edilen bedelin davalılara derhal ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 16.11.2012 tarihli ve 2011/213 Esas, 2012/504 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan)18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucundan dava konusu taşınmazın şekilde sulandığı ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden pompalama veya damlama yöntemi ile yapılan bir sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmesi, taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu açıkça saptandıktan sonra belirlenen bu niteliğine uygun olarak sulu tarım arazilerinin değerlendirilmesinde %5, kuru tarım arazilerinde ise %6 kapitalizasyon faiz oranının esas alınması gerekirken, %6 oranına göre kamulaştırma bedelini tespit eden bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hüküm kurulması yerinde görülmediğinden gerekirse yerinde yeniden keşif yapılıp hakimin gözlemi de tutanağa geçirilmek suretiyle taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi niteliği açıkça ve denetime olanak verecek biçimde araştırılıp saptanarak yeniden Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden bilirkişi raporunda değerlendirmeye alınan ürünler için kuru ve sulu şartlarda ayrı ayrı dekar başına ortalama verim, her bir masraf kalemini dökümlü olarak gösteren üretim giderleri ve kg başına ortalama satış fiyatları da getirtilerek bu verilere göre değer belirleyen rapor veya ek rapor alınması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 05.05.2014 tarihli ve 2013/175 Esas, 2014/139 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 05.05.2014 tarihli ve 2013/175 Esas, 2014/139 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; bozma öncesi hükme esas alınan raporda objektif artış oranı uygulanmadığı ve bu konuda bozma yapılmadığı hâlde bozma sonrası hükme esas alınan raporda %100 objektif değer artış oranı uygulanması ve Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden 2011 yılındaki bağa (üzüm) ilişkin sulu tarladaki dekar başına asgari ve azami verimi ile masraf kalemlerini ayrı ayrı gösterir şekilde dekar başına üretim giderinin istenilip raporun bu yönden denetlenmemesi, tespit edilen bedelden acele ele koyma dosyasında tespit edilen ve bankaya bloke edilen bedel mahsup edilerek fark bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihi takip eden tarihten, ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası artan kısma da ikinci karar tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 06.04.2016 tarihli ve 2015/339 Esas, 2016/93 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 06.04.2016 tarihli ve 2015/339 Esas, 2016/93 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece bozmaya uyulmuşsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş olup bozma öncesinde hükme esas alınan bilirkişi raporlarında dava konusu 304 parsel sayılı taşınmaza kısmen kapama bağ kısmen kapama kayısı bahçesi olarak değer biçildiği ve bu husus bozma konusu yapılmadığından taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası dava konusu taşınmazın tamamına kapama bağ olarak değer biçmek suretiyle eksik bedel tespiti, bozma öncesi dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların bedeline hükmedildiği ve bu husus bozma konusu yapılmadığından davalılar lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası ağaç bedeli eklenmeyerek eksik bedel tespiti, kabule göre de bozma sonrası oluşan fark bedele dava tarihinden 29.08.2011 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin 16.11.2012 olarak gösterilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle;bozma ilamında sulu ve kuru verileri getirtilerek raporun denetlenmesi gerektiği belirtildiği hâlde sulu ve kuru tarım verilerinin aynı olduğu belirtilerek bozma gerekleri yerine getirilmeden düzenlenen raporun hükme esas alınamayacağını, belirlenen değer düşüklüğü oranının yüksek olduğunu, daha önce DSİ tarafından dava konusu taşınmazın ortasından kanal geçirildiğini ve davalılara ödeme yapıldığını, eldeki dosyada yapılacak ödemenin mükerrer olacağını, hükümde depo edilen bedelin hataen 245.019,95 TL olarak gösterildiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, üretim giderlerinin brüt gelirin üçte birinden fazla olamayacağını, yasal faizin enflasyon karşısında erimesi nedeniyle değer kaybı oluştuğunu, tespit edilen bedele kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanması gerektiğini, irtifak değer düşüklüğü oranı düşük alınarak belirlenen bedelin az olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 4 üncü, 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve irtifak hakkına konu olan bölüm dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yerindedir.

3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

4. İlk kararla hükmedilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedel 1.397,63 TL‘ye 29.08.2011 tarihinden ilk karar tarihi olan 16.11.2012 tarihine, ilk karar ile son karar arasında oluşan fark bedel 9.406,43 TL‘ye ise 29.08.2011 tarihinden ikinci karar tarihi olan 05.05.2014 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedele son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi hatalı ise de faize ilişkin olarak davacı idarenin açık temyizi bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.

5. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. Bozma öncesi depo edilen bedel 18.956,03 TL olduğu halde, maddi hata sonucu hükümde 245.019,45 TL olarak gösterilmesi hatalıdır.

7. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipotek bedelinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.

8. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının; (4) numaralı bendindeki “245.019,95” sayısı çıkartılarak yerine “18.956,03” sayısının yazılması, ayrı bir bent olarak “Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmasına,” cümlesinin eklenmesi ve vekâlet ücretine ilişkin (7) numaralı bendi hükümden tümüyle çıkartılarak bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.