"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1046 Esas, 2023/1774 Karar
DAVA TARİHİ : 21.12.2021
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/423 Esas, 2022/409 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili ve davalı temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ..., Kurşunlu Mahallesinde kain mülkiyeti davalı adına kayıtlı, 170 ada 26 parsel sayılı taşınmazda 51,70 m²lik pilon yeri mülkiyet ve 1.541,18 m²lik bölüm üzerine tesis edilecek irtifak hakkı kamulaştırma bedelinin tespiti ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle, davalının, davacı kurum tarafından kamulaştırma bedelinin peşin ödenmesi koşuluyla pazarlık görüşmeleri için çağrıldığını, işbu süreç sonucunda ödenekten para geleceği ve taraflarına ödeme yapılacağının belirtildiğini, Haziran ayında bedelin ödeneceği söylenmesine rağmen 2021 yılı Aralık ayına kadar kurum tarafından ödeme yapılmadığını ve söz konusu anlaşmanın sağlanamadığını belirterek idarenin yasal süresinde ödemeyi yapmaması sebebiyle kusuru bulunduğundan yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı idare üzerine bırakılarak kamulaştırma bedelinin kanun ve Yargıtay uygulamalarında belirtilen ilkeler doğrultusunda Anayasa'nın 46 ncı maddesi kapsamında gerçek karşılığın ödenmesi ilkesini ihlal etmeyecek şekilde tespiti ile mevzuatta öngörülen faiziyle tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile irtifak hakkının ve pilon yeri mülkiyetinin davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle: kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatını belirlemek maksadıyla yapılan münavebede taşınmazın metrekare fiyatının olması gerekenden daha fazla çıktığını, getirisi yüksek ürünlerin münavebe sistemine dahil edildiğini, ülkemizde son aylarda yaşanan gıda enflasyonunun sebze ve meyve fiyatlarının fahiş miktarda artmasına neden olduğunu, bu nedenle de münavebeye alınan ürünlerin son beş yıl içerisindeki fiyat ortalaması alınarak münavebe yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen %35 değer kaybı oranının da yüksek olduğunu, düzeltilmesi gerektiğini, makineli tarımı güçleştirecek bir durum olmadığından ve üreticinin üretiminde herhangi bir kısıtlama olmadığından dolayı parselin irtifak alanındaki değer azalışı oranının yüksek bulunduğunu, değer azalış oranı belirlenirken elektrik iletim hattının geçiş şekli, parselin büyüklüğü, irtifak alanının taşınmazın tüm alanına oranı ve iletim hattının geçiş şeklinin taşınmazın geometrik şekli üzerindeki etkisi gibi durumların dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini, bilirkişilerce belirlenen bedel 162.098,00 TL olduğu halde kıymet takdir komisyonunca 11.01.2021 tarihinde 71.968,00 TL bedel belirlendiğini, bu sebeple raporda yüksek şekilde belirlenen bedelin uygun olmadığını belirterek ve resen gözetilecek sebeplerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın sondaj kuyusundan sulandığı sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu gözetilerek kapitalizasyon faiz oranının % 4 oranında uygulandığı, arazinin kapama zeytin bahçesi olduğu dikkate alınarak zeytin net gelirine göre kıymet takdirinde bir usulsüzlük bulunmadığı, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı ve yüzölçümü dikkate alınarak %35 değer düşüklüğü oranı üzerinden irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı kanaatine varılmış; ancak davaya konu taşınmazla aynı ada içerisinde ve çok yakın konumda bulunan Kurşunlu köyü 170 ada 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazlar hakkında davacı idare tarafından açılan bedel tespiti ve tescil istemine ilişkin davada, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda bahse konu taşınmazlar için %30 oranında objektif değer artış oranı uygulanarak kamulaştırma bedelinin belirlendiği, taraf vekillerinin istinaf yoluna başvurması üzerine Dairelerinin 08.03.2023 tarihli ve 2022/2287 Esas, 2023/316 Karar sayılı kararı ile bahse konu taşınmazlar yönünden %150 objektif değer artış oranı uygulanması gereğine de işaret edilerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verildiği, eldeki davaya konu taşınmazın da Dairenin yukarıda belirtilen ve aynı ilçe, mahalle ve aynı ada içerisindeki taşınmazlara çok yakın konumda bulunduğu gözetildiğinde davaya konu Antalya ili, ..., Kurşunlu köyü 170 ada 26 parsel sayılı taşınmaz yönünden %150 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiği halde % 250 oranında objektif değer artışı uygulanarak değerinin belirlenmiş olması ve fark bedelin karar kesinleşince ödenmesine karar verilmesi doğru görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak belirtilen hususlar düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş; metrekare birim bedelinin yüksek belirlendiğini, münavebeye alınan ürünlerin veriminin son beş yıla ait ortalamalarının esas alınması gerektiğini, irtifaktan dolayı değer kaybının yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesince objektif değer artış oranının %150 olarak kabulü ile bedel belirlenmesinin hatalı olduğunu, Anayasa Mahkemesinin 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı ilamıyla 2942 sayılı Kanun'un faize ilişkin hükmü iptal edildiğinden faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama zeytin bahçesi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının ve pilon yeri bedelinin tespit yerindedir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir.
4. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması doğrudur.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.