Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2646 E. 2024/8953 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasında, tazminat miktarının belirlenmesi için hangi tarihteki resmi tarım verilerinin esas alınacağı ve objektif değer artış oranı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararını, dava tarihindeki resmi tarım verilerinin esas alınması ve taşınmazların konumu, değeri ve piyasa koşulları gözetilerek objektif değer artış oranı uygulanması gerektiği gerekçesiyle düzelterek verdiği karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1552 Esas, 2024/213 Karar

DAVA TARİHİ : 04.05.2018

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/263 Esas, 2022/668 Karar (Birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/787 Esas)

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin başvurusunun reddine, davacılar vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın ve ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun reddine, davalı Hazine vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait Yalova ili, ..., Ayazma köyü 112 ada 249, 293, 304 ve 380 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda yapılan orman kadastrosu sonucunda dava konusu taşınmazların kısmen orman sınırları içine alındığını ve tapu kaydına şerh konulduğunu, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini, ayrıca taşınmazların orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle Orman Genel Müdürlüğü tarafından Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/176 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davası açıldığını belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari olarak gerekli başvurular tamamlanmadan açıldığını, söz konusu başvurulardan sonuç alınamadığı takdirde yasal süresi içinde idare mahkemesinde dava açılması gerektiğini, davanın yargı yolu ve zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ilişkin davanın henüz derdest olduğunu, bu karar kesinleşmeden davacıların bir tazminat hakkından söz edilemeyeceğini, önceki malikler tarafından orman kadastrosuna itiraz edilmediğini, bu nedenle davacılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, ormanların özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, 2016 yılından sonra Yalova ili ve bölgedeki gelişmeler dikkate alınarak 2019 yılı itibarıyla taşınmazın değerinin tespit edilmesi gerektiğini, objektif değer artışı oranının en az %300-400 olarak uygulanması gerektiğini, münavebeye buğday ürünü alınması nedeniyle taşınmazın gerçek değerine ulaşamadığını, kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz tarım arazisi olarak değerlendirildiğine göre üzerindeki ağaçların ve çalılıkların temizlenmesi için yapılması gereken masrafların da değer tespitinde dikkate alınmasını, taşınmazın gerçek değerinin değil, makul bir tazminat bedelinin ödenmesi gerektiğini, eğimi yüksek, su ve erozyona açık, orman ağaçları ile kaplı olan dava konusu taşınmazlar için kapitalizasyon faiz oranının %6 olarak esas alınması gerektiğini, münavebeye alınan ürünlerin verim miktarlarının ortalamanın üzerinde alındığını, taşınmazlarda objektif değer artış oranı uygulanmasını gerektirecek hiçbir özelliğin mevcut olmadığını, kapitalizasyon faiz oranının tespitinde dikkate alınan unsurların mükerrerlik oluşturacak şekilde objektif değer artış oranının tayininde de esas alındığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince kaldırıldığı, kaldırma gerekçesinin tapu kaydının iptal edildiği tarih olan 2019 yılı resmi tarım verilerine göre hesaplama yapılmasına ilişkin olsa da bu kararın maddi yanılgıya hasren verildiği, zira işbu davanın henüz tapu kaydı iptal edilmeden taşınmazdaki kesinleşmiş orman tahdit şerhine istinaden açıldığı, bilahare idare tarafından açılan tapu iptali davasının bu dava dosyasıyla birleştirilerek akabinde tefrik edildiği, bu dava devam ederken 2019 yılı içinde iptal kararının kesinleştiği, dolayısıyla bu davada tazminat miktarı hesaplanırken dava yılı olan 2018 yılına ait resmi tarım listesinin uygulanması gerektiği, bu itibarla maddi hata sonucu Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kaldırma kararının gerekçesinin oluştuğunun kabulü ile kaldırma öncesi İlk Derece Mahkemesi tarafından alınan ve 2018 yılı verilerine göre hazırlanan 02.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak hesaplama yapılması yoluna gidildiği, kaldırma kararında belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın bulunduğu Ayazma köyünde bulunup yine bu taşınmazlara çok yakın mesafede bulunan 129 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2016 yılı itibarıyla 75,82 TL/m² birim bedeli belirlenmiş olup bu bedelin Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, aynı bölge ve köydeki taşınmazlar için diğer davalarda da bahsedilen dosya ve metrekare birim bedeli örnek gösterilerek kaldırma kararları verildiği veyahut istinaf başvurularının reddedildiği, Dairenin 2023/1202 Esas sayılı dosyasında Ayazma köyünde olup dava konusu taşınmazlara yakın mesafede bulunan taşınmazlar için 2017 yılı itibarıyla 91,98 TL/m² birim bedeli benimsenerek İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun da reddedildiği, yukarıda açıklanan maddi olgular ve gerektirici sebepler bağlamında değerlendirme yapıldığında öncelikle dosyada bir kez kaldırma kararı mevcut olduğundan ve ikinci kez kaldırma kararının usul ekonomisi ilkesine uygun olmayacağı düşünüldüğünden Dairece İlk Derece Mahkemesi tarafından dosyaya kazandırılan 02.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporu esas alınarak hesaplama yapılması kanaatine ulaşıldığı, dava konusu taşınmazların bulunduğu Ayazma köyünün Yalova ili, ... sınırları içinde kaldığı, bulunduğu bölge ve konum itibarıyla taşınmazların Kocaeli ve Gölcük Körfezine hakim bir noktada olup Osmangazi Köprüsüne de çok yakın bulunduğu, bu bölgedeki taşınmazların açıklanan bu nitelik ve konumları itibarıyla alım satım değerlerinin son yıllarda oldukça arttığı, bu nedenle 02.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan baz metrekare birim bedellerine Dairece objektif değer artış oranları resen uygulanarak daha önce belirtilen dava dosyalarındaki metrekare birim bedellerine paralel bir birim değer tespitinin gerektiği, dava konusu 112 ada 249 parsel sayılı taşınmazın eğimi ve bilirkişi raporunda yazılan niteliğine göre %180, diğer parsellere ise %230 oranında objektif değer artışı uygulanmasıyla taşınmazların 2018 yılı itibarıyla geçerli metrekare birim bedellerinin belirleneceği, bu kabulden yola çıkılarak yapılan hesaplamada 249 parsel sayılı taşınmazın metrekare birim bedelinin 92,03 TL/m², diğer parseller olan 112 ada 293, 304 ve 380 parsel sayılı taşınmazların ise metrekare birim bedelinin 108,47 TL/m² olacağı, bu birim değerler üzerinden yapılan hesaplamaya göre bulunan tazminat miktarına hükmedilmek suretiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Yalova ili, ..., Ayazma köyü 112 ada 249, 304 ve 380 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 112 ada 293 parsel sayılı taşınmazın toplam 25.364,46 m²lik kısmının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/176 Esas, 2019/102 Karar sayılı kararı ile orman tahdit sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinde geçmeksizin 26.03.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 24.07.2018 tarihinde, henüz 10 yıllık zamanaşımı süresi başlamadan açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre değerlendirme tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmek suretiyle dava konusu taşınmazlara net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.