Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5103 E. 2025/1057 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tescili davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin belirlediği bedelin davacı idare tarafından yüksek olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, emsal karşılaştırması, yapı yaklaşık birim maliyetleri ve muhdesat değerlendirmeleri bakımından hukuka uygun olduğu, düzenleme ortaklık payı kesintisi ve ağaç değerlerinin hesaplanması hususlarında davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığından davacı idare aleyhine değerlendirme yapılmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/4851 Esas024/366 Karar

DAVA TARİHİ : 03.04.2018

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/314 Esas, 2023/563 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ...,... Mahallesi 606 ada 95 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf sunulan cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, belirlenen değerin yüksek olduğunu, emsalin uygun olmadığını, muhtesat değerlerinin de yüksek belirlendiğini, yapıların yıpranma payı düşülmeden bedelinin yanlış hesaplandığını, davacı idare lehine vekâlet verilmemesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada bulunan bilirkişi kurulu ek raporunun, 2942 sayılı Kanun'un değer belirlemeye esas düzenlemelerine teknik olarak uygun olduğu, alınan emsalin uygun olduğu, dava konusu edilen parsel üzerinde bulunan yapılara, değerlendirme tarihi olan 2018 yılına ait Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapının sınıfına uygun birim fiyatları ve yaşı belirlenip buna göre yıpranma payı düşülerek değerlendirme yapılması, zirai ve inşai muhdesat değerlerinin eklenmesinin yerinde olduğu; ancak dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla emsal alınan taşınmazın da satış tarihi itibarıyla olduğu bırakılan kadastro parselleri olduğu tespit edildiği hâlde, bilirkişi raporunda birim değer bulunurken düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının doğru olmadığı, ağaç değerlerinin 2022 yılına ait cetvelden bulunarak ters endeksle dava tarihine taşınması yanlış olmakla beraber davalının istinaf başvurusu olmadığından aleyhe değerlendirilmediği, usul ekonomisi dikkate alınarak bilirkişi kurulundan ek rapor alınmaksızın yeniden hesaplama yapılması gerektiğinden; davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki İzmir ili, ...,... Mahallesi 606 ada 95 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalıya ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.