Logo

5. Hukuk Dairesi2024/53 E. 2024/6040 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza el atmanın geçici nitelikte olması ve sorumlu idarenin hatalı tespit edilmesi, ayrıca mahkeme harçlarının maktu değil nispi olarak alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1704 Esas, 2022/2836 Karar

DAVA TARİHİ: 27.10.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... Mahallesi 1343 ada 15 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde, fiilen park olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın öncelikle pasif husumet nedeni ile reddinin gerektiğini, dava konusu parselin imar planında ilkokul alanı olarak ayrıldığını, sonrasında parselin bulunduğu alanda herhangi bir plan tadilatı yapılmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza kalıcı olarak fiilen el atılmadığını, taşınmazdaki çevre ve görüntü kirliliğini önlemek için Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan yazışma sonucu çim ekildiğini, taşınmazın imar planında da okul alanı olması gözetilerek davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, emsal değerlendirmesinin hatalı olduğunu, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ve ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar planında ilkokul alanı olarak ayrılmış olan dava konusu taşınmaza park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı, hükme esas raporda taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirilip emsal kıyaslaması suretiyle değer biçilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın özelliklerinin puanlanması suretiyle bulunan değer üzerinden taşınmazın değerinin tespit edildiği, her iki taşınmazın da düzenleme ortaklık payı düşülmüş imar parseli olduğu, emlak vergi değerleri açısından ters orantı bulunmadığı, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarı ile m² birim fiyatının tespiti ile davacının hissesi nispetinde kamulaştırmasız el atma tazminatının hesaplandığı, tazminat miktarlarının taşınmazın bulunduğu konum itibari ile uyumlu olduğu, bilirkişi raporunun denetime açık, ayrıntılı ve hüküm kurmak için yeterli olduğu, değerlendirmenin davanın açılış tarihine göre yapılıp faize de dava tarihi itibarıyla hükmedilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi ve EK 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dosya kapsamında yer alan Kepez Belediye Başkanlığının 02.11.2020 tarihli yazısı uyarınca dava konusu Yeşiltepe Mahallesi 1343 ada 15 parsel sayılı taşınmazın yürürlükte bulunan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında İlkokul Alanı olarak planlandığı, bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın çimlendirildiği ve komşu parselleri olan 8,9,10,11,12,13,14 nolu parseller ile bir bütün halinde İlkokul Alanı olarak planlı olup mahallinde yine bu komşu parsellerle beraber bir bütün halinde ... alan düzenlemesine tabi tutulduğu; ancak Kepez Belediyesine ait banklar ve çöp kutularının diğer parsellerde olduğu, dava konusu taşınmazın kuzeydoğusundaki 9 nolu parselde Mithat Paşa Caddesine cepheli kenarında 2012 yılında Kepez Belediyesi tarafından “Bu arazi imar planında okul alanıdır. Mülkiyet sorunları nedeniyle okul yapılamamaktadır. Görüntü ve çevre kirliliğini önlemek amacıyla yeşillendirilmiştir.” yazılı tabelanın dikildiği belirtilmiş olup, Kepez Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün 23.01.2012 tarihli yazısı ile dava konusu taşınmaz ve komşu parsellerinin çevre ve görüntü kirliliği oluşturduğu gerekçesiyle okul yapılıncaya kadar ... alan olarak düzenlenmesi yönünde Kepez İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden görüş sorulduğu, Kepez Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 17.02.2012 tarihli yazısı ile okul inşaat yapım projesi uygulama tarihine kadar ... alan olarak düzenlenmesinde sakınca bulunmadığı yönünde cevap verildiği, dava konusu taşınmaza çimlendirme yapılmak suretiyle yapılan el atmanın kalıcı ve sürekli nitelikte olmadığı anlaşılmakla, sorumlu idarenin tespiti ile sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taşınmaza geçici olarak çimlendirme yapmak suretiyle el atan davalı ... Başkanlığının sorumlu tutulması bozmayı gerektirmiştir.

5. Kabule göre de; eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasanın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

6. Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının nispi harca ilişkin bölümüne dokunulmaksızın istinaf isteminin şeklî olarak esastan reddine karar verildikten sonra istinaf harcının maktuya çevrilerek nispi harcın bakiyesinin iadesine karar verilmesi suretiyle 1983 sonrası fiili el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında Ek Madde 4 gereğince maktu harç alınacağı yönünde irade ortaya konulmuş ancak kamu düzenine ilişkin ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken ve İlk Derece Mahkemesinde nispi alınan harcın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle düzeltilmesi yoluna gidilmeden 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrasından istifade ile Yargıtayın harca yönelik uygulamasının etkinliğinin ortadan kaldırılması bu şekilde Yargıtayın içtihat birliğini sağlama görevinin devre dışı bırakılarak hukukî öngörülebilirlik ve hukukî güvenliğin zedelenmesi sonucunu doğurduğundan kararın bozulması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.