"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/616 Esas, 2023/586 Karar
DAVA TARİHİ : 15.10.2020
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Samsun ili, ..., 281 ada 12 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.08.2021 tarihli ve 2020/518 Esas, 2021/432 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2022 tarihli ve 2022/444 Esas, 2022/463 Karar sayılı kararıyla; taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan ve dava sonucu taşınmaz ile aynı bölgede bulunan 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, Çarşamba 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/18 Esas, 2020/310 Karar sayılı dosyasında 09.06.2017 değerlendirme tarihi itibarıyla 150 TL/m² değer biçildiği ve bu bedelin Dairemiz denetiminden geçerek onandığı gözetildiğinde, 15.10.2020 değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza 68 TL/m² değer biçen rapor inandırıcı olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak alınacak cevaba göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatından emsalden kesilen düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılmak suretiyle hesaplama yapılan bilirkişi raporu hüküm kurulmaya elverişli olmadığı, taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının değerlendirme tarihi olan 2020 yılı itibarıyla yaş, cins ve verim durumlarına göre maktu değerlerine ilişkin resmi veriler İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması ve davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin hükümde davalının isminin sehven hatalı yazılması doğru görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, önceki kararda tescil hükmü kesin olarak karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin düzenleme ortaklık payı kesilmeden belirlendiğini, taşınmazın niteliğinin arsa olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik inceleme ile değer belirlendiğini, davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, ağaç ve yapı bedellerinin düşük tespit edildiğini, ağaçların miktarının daha da fazla olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan 281 ada 11 parsel yönünden değer azalışı hesaplanması gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli iptal kararı gereğince yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verildiği hâlde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamakta ise de davaya konu taşınmazın kadastral parsel, emsal olarak alınan 109 ada 49 parsel sayılı taşınmazın imar parseli olduğu belirtildiğinden dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı oranının araştırılarak tespit edilecek oranda dava konusu taşınmazdan düzenleme ortaklık payı düşülmesi gerektiği hâlde düzenleme ortaklık payı düşülmeden karar verilmesi bozmayı gerektirir.
4. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
5. Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapı bedeli bozma konusu yapılmadığı hâlde, bu husus gözetilmeksizin, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek daha az yapı bedeline hükmedilmesi hatalıdır.
6. Mahkemece verilen ilk hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, bozma sonrası verilen kararda yeniden tescil hükmü kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.