"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/34 Esas, 2023/221 Karar
DAVA TARİHİ : 29.12.2014
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Tokat ili, 142 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın yol yapmak suretiyle el atıldığını belirterek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu güzergah için davalı idare tarafından kamu yararı kararı alındığını, söz konusu taşınmazların bulunduğu köylerde kadastro yenileme ve toplulaştırma çalışmaları başladığından kamulaştırma işleminin tamamlanamadığını, kamulaştırma işlemlerinin zaman aldığını, malikin mülkiyet hakkından doğan taleplerinden dolayı öncelikle idareye başvurması ve böylece uzlaşma usulünün yerine getirilmesi dava şartı olarak kabul edildiğini, davacının taşınmaz maliki tarafından müvekkili idareye gerekli başvuruların yapılmadığını, dolaysıyla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, ecrimisil tazminatının dava tarihinden itibaren geriye dönük en fazla 5 yıl için talep edilebileceğini, 5 yıllık zamanaşımı süresinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, davanın reddine yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22.06.2016 tarihli ve 2015/263 Esas, 2016/421 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 22.06.2016 tarihli ve 2015/263 Esas, 2016/421 Karar sayılı kararı karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaz hakkında 1976 yılında alınan kamulaştırma kararına istinaden malik e çıkartılan tebligatın iade edildiği gibi kamulaştırma bedelinin ödenmediğinin de geri çevirme kararı sonrası davalı idarece bildirildiği anlaşıldığından, usulüne uygun olarak yapılmış bir kamulaştırma işleminden söz edilemeyeceği, bu durumda işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği, kabule göre de dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesi için niteliğinin tespiti gerektiğinden taşınmazın değerlendirme tarihi olan 08.09.2015 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları Başkanlığından sorulup, alınacak yazı cevabına göre taşınmazın vasfı belirlendikten sonra, taşınmazın niteliğine göre oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde keşif yapılarak değerinin tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 16.03.2022 tarihli ve 2019/49 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
C. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
1. Mahkemenin 16.03.2022 tarihli ve 2019/49 Esas, 2022/124 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazla aynı bölgede bulunan ve Dairemiz denetiminden geçen 140 ada 5 parsel sayılı taşınmazda buğday, ikinci ürün olarak taze fasulye, patates ve biber münavebe ürünleri alınarak bedel tespit edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, sulu tarım arazisi niteliğine göre 2014 yılı itibarıyla o yörede mutad olarak ekilen münavebe ürünleri İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorulup bilirkişi raporu denetlenmeden, sırık domates, tütün, buğday ve ikinci ürün olarak lahana münavebe ürünleri uygulayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle hüküm kurulması, dava konusu taşınmaza komşu olan 140 ada 5 parsel sayılı taşınmazın değerinin tespitinde % 25 objektif değer artış oranı uygulandığı hâlde, dava konusu taşınmaza gerekçesi açıklanmadan % 30 objektif değer artış oranı uygulanması doğru görülmediği gibi kabule göre de hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 1. yıl sırık domates, 2. yıl tütün, 3. yıl buğday ve ikinci ürün olarak lahana olmak üzere üçlü münavebe sistemi uygulandığı hâlde, yıllık net gelir hesabı yapılırken ürünlerin net gelir toplamının üçe bölünmesi gerekirken dörde bölünmek suretiyle eksik bedel tespit edilmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararına göre % 20 objektif değer artış oranı uygulanması gerekirken % 30 objektif değer artış oranı uygulanmasının yerinde olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu maliki davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.