"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3451 Esas, 2024/414 Karar
ASIL DAVADA DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
BİRLEŞTİRİLEN DAVALARDA
DAVACILAR : ... vd. vekili Avukat ...
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN
DAVADA DAVALI : ... vekili
Avukat ...
DAVA TARİHİ : 12.05.2023
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/353 Esas, 2023/701 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda asıl ve birleştirilen davaların İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından, kesinlik sınırının altında kalan davacılar yönünden kararın kesin olarak verilmesi gerektiğinden kararın tashihi talep edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 30.05.2024 tarihli ek kararıyla tashih talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile hüküm fıkrasının temyiz yoluna ilişkin son paragrafının tashihine ilişkin 30.05.2024 tarihli ek kararın davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; miktar, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Birleştirilen davaların davacıları ...,... ve ... haricindeki asıl ve birleştirilen davanın davacıları lehlerine hükmedilen miktarların ayrı ayrı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla ve kural olarak tavzihe yönelik ek karar temyiz edilebilirse de aslı temyiz edilemeyen bir hükmün tavzihine ilişkin karar da temyiz edilemeyeceğinden, davalı idare vekilinin davacılar ...,... ve ... dışındaki davacılar yönünden temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin davacılar ...,... ve ... payı yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... 48821 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, kamulaştırma yapılmaksızın rekreasyon alanı olarak fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davalarda davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... 48821 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında ticari rekreasyon alanında kaldığını, müstakil yapılaşma hakkı ve maliklerince tasarruf imkanı bulunmadığından kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, dava değeri düşük gösterildiğinden eksik harcın ikmali gerektiğini, zamaaşımı itirazlarının bulunduğunu, el atmanın bulunmadığını, parselin durumu bilinerek taşınmazın satın alınmış olduğunu, mülkiyet bağının 10.05.2023 tarihinde satış yoluyla kurulmuş olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve el atma tazminatının davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf ve ek beyan dilekçelerinde özetle; idarelerinin el atmasının bulunmadığını, 21.09.2016 onaylı imar planı değişikliği ile taşınmazın ticari rekreasyon ve özel spor alanı olarak kabul edilmesi nedeniyle kamuya özgülenmeden çıkartılarak maliklerin tasarrufuna bırakıldığını, idari yargının görevli olduğunu, vekâlet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiğini, sorumluluğun İlçe Belediyesine ait olduğunu, emsal örnek karara göre bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, ilk ek beyan dilekçesinde ek bilirkişi raporunun tebliğ edilmediğini, savunma haklarının kısıtlanmış olduğunu, ikinci ek beyan dilekçesinde ise istinaf dilekçesinin sunulmasından sonra gelen duyumlar üzerine inceleme yapıldığını, bir kısım davacının soyadı ile davaya bakan hakimin soyadı benzerliği bulunduğu ve davacılar arasında hakimin talimatı altında bulunan kalem çalışanlarının olduğu hususu tespit edilerek Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ve Hakimler ve Savcılar kurulu tarafından adı geçenler hakkında soruşturma açıldığı bilgisi edinildiğini, talep olmasa dahi çekinmek zorunda olan hakimin çekinmemesi nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, davacılar ile hakimin arasında kan ve/veya kayın hısımlığı olup olmadığının Mahkemenizce tespit edilerek yargılamanın yeniden yapılması gerektiğini, tazminat bedelinin fahiş hesaplandığını, savunma hakkının kısıtlandığını, örnek kararların dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ..., ... 48821 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planında "belediye hizmet alanı" olarak ayrıldığı, akabinde taşınmazın 2016 onay tarihli imar planı değişikliği kapsamında ''ticari rekreasyon alanı ve özel spor' olarak ayrıldığı, minimum ifraz koşulunun 2.500 m² olarak belirlendiği, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerinde yapı ve tesis bulunmadığının bildirildiği, bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmış ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini, bedel davasında adli yargı görevi olup bu itibarla taşınmaz bedelinin tahsili davasının adli yargı yerinde açılmasının doğru olduğunu, kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olup arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak dava konusu taşınmaz ile emsallerin vergiye esas rayiç değerleri de kıyaslanmak suretiyle değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tapuya tesciline, 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak, yayım tarihinde yürürlüğe giren 16.11.2022 tarihli ve 7421 nolu Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5/son fıkrası uyarınca, "Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir..." hükmü dikkate alınarak maktu ilam harcı alınmasına, Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararı uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilerek hüküm altına alınan bedel üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine dair kararda Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçelerinde özetle; mülkiyet edinme tarihi itibarıyla iyiniyetten söz edilemeyeceğini, istinaf mahkemesince bedel yönünden inceleme yapılmadığını, husumet itirazı nedeniyle kararın kesinlik sınırına tabi olmadığını, istinaf dilekçesi ile istinaf dilekçesine ek beyan dilekçelerinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiş, ek karara ilişkin temyiz dilekçesinde ise temyiz dilekçesinde belirtilen bir kısım hususlar yeniden ileri sürülerek hakimin yasaklılığı nedeniyle yapılan tüm işlemlerin iptali gerektiğini, karar duruşmasında tefrik edilen ve Mahkemenin 2023/729 Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2023/3298 Esas sayılı ilamı doğrultusunda kürsü hakiminin ve zabıt katiplerinin davadan çekildiklerini, bu noktada huzurda bulunan mahkeme dosyasında da çekilen hakimin işlemlerinin bulunması nedeniyle yeniden yargılama yapılması için dosyanın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 1 inci ve 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 üncü maddeleri
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 1 inci maddesi ve 7421 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesiyle eklenen son cümlesi gereği adli yargı görevli olup taşınmazın bedeline hükmedilmesi doğrudur.
4. Dosya kapsamından; dava konusu taşınmazı kapsayan alanın 1997 yılı onaylı 1/5000 ölçekli imar planında “belediye hizmet alanı” olarak planlandığı ve en son 2015 yılı onaylı 1/5000 ölçekli imar planı ile 2016 yılı onaylı 1/1000 ölçekli imar planlarında “Ticari Rekreasyon alanı ve Özel Spor alanı” olarak planlanmış olduğu, taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile alınan rapora göre taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğrudur.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. 26.11.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 ile ''Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir." hükmü, Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği ve harca esas değer üzerinden belirlenen vekâlet ücretinin de maktu harca tabi davalarda maktu alınması gerektiği hâlde vekâlet ücretinin nispi olarak belirlenmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Birleştirilen Davaların Davacıları ...,... ve ... Dışındaki Asıl ve Birleştirilen Davaların Tüm Davacılarına İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçelerinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Birleştirilen Davaların Davacıları ...,... ve ...'ya İlişkin Temyizi Yönünden;
1.Davalı idare vekilinin temyiz dilekçelerinin kısmen kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinin (C) harfli alt bentlerinde yer alan, sırasıyla “ 130.650,00 TL nispi”, “91.400,00 TL nispi ” ve “72.612,00 TL nispi” ibarelerinin çıkartılması, yerlerine ayrı ayrı “17.900,00 TL maktu” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
YD