Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8145 E. 2025/1791 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında, bedelin tespiti ve uygulanacak faiz oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm haline gelmemiş davalarda uygulanması gerektiği ve davanın açıldığı tarihteki yasal durumun esas alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin kamulaştırma bedelinin tespiti ve faiz oranına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/683 Esas, 2024/1150 Karar

DAVALILAR : 1. Mehmet İkizler vd.vekili Avukat ...

2. ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 22.09.2017

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili,163 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Sanayi Bölgesi Müdürlüğü adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.02.2021 tarihli ve 2020/252 Esas, 2021/109 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2022 tarihli ve 2021/1258 Esas, 2022/1780 Karar sayılı kararıyla; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davacı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak dava konusu taşınmaza %50 objektif değer artış oranı uygulanması gerektiğinden bahisle yeniden hesaplama yapılmak suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2022 tarihli ve 2021/1258 Esas, 2022/1780 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın konumu ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri gözetildiğinde ve Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2020 tarihli kaldırma kararında emsal gösterilen taşınmazlara uygulanan objektif değer artış oranları dikkate alındığında soyut gerekçelerle daha az oranda objektif değer artışı ilave edilmek suretiyle eksik bedele hükmedilmesi doğru görülmediğinden bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.07.2023 tarihli ve 2023/374 Esas, 2023/1242 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak yapılan inceleme ve işlem sonucunda duruşma açılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesini 04.07.2023 tarihli ve 2023/374 Esas, 2023/1242 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonunda; Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, davalı ... tarafından temyiz edilmediğiden, temyiz etmeyen davalı yönünden kararda tespit edilen bedelin kesinleşerek davacı idare lehine usulî kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden; usulî kazanılmış hak ilkesi ihlal edilmek suretiyle hükmü temyiz etmeyen davalı yönünden fazla bedele hükmedilmesi, ilk kararla tespit edilen kamulaştırma bedellerinden fazla yatan bedellerin davacı idareye iade edilip edilmediğine dair belgeler dosya arasına alınarak sonucuna göre iade kararı verilmesi ve faizin de bu husus esas alınarak işletilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi ve 10.11.2016 tarihli ve 6758 sayılı Kanun ile 3152 sayılı Kanun'un 28/A maddesinde yapılan düzenleme ile Yatırım İzleme ve koordinasyon Başkanlığının valiliğe bağlı olarak tüzel kişiliği haiz ve özel bütçeli olduğuna dair yasal hüküm getirildiğinden, davacı idare harca tabi olduğu halde yazılı şekilde harçtan muaf olduğuna hükmedilınesi hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın Kahramanmaraş Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin çok yüksek tespit edildiğini, objektif değer artışı eklenmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

2. Bir kısım davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince kamulaştırma bedeline uygulanan faizin hatalı olduğunu, kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerektiğini, güncel verilerin kullanılmadığını, taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesini, objektif değer artışının daha yüksek uygulanmasını gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare ve davalı ... vd.'den peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy çokluguyla karar verildi.

(Karşı Oy)

YD

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Bir kısım davalılar vekilinin 05.06.2024 tarihli temyiz dilekçesindeki; faize ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Hukuk Muhakemeleri kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilebilecek bir talepte bulunan temyiz eden bir kısım davalılar yönünden eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun "Onama" kararına ve 2 No.lu Değerlendirme görüşüne" bu yönüyle (faize ilişkin olarak) katılmıyorum. 12.02.2025