Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8432 E. 2025/2710 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, tapu kaydı iptal edilen taşınmazları nedeniyle uğradığı zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca davalı idareden tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların orman sınırları içinde kaldığının tespiti ve tapu iptalinin, davalı idarenin imar uygulamasındaki kusurundan değil, kadastro tespiti ve tapuya bağlanması aşamasındaki işlemlerden kaynaklandığı, bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat davasında davalı idareye husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1258 Esas, 2023/1559 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çeşme 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/164 Esas, 2021/682 Karar

Taraflar arasındaki zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İzmir ili, Çeşme ilçesi, ...... Mahallesi, 3810 ada 3 parsel ve 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazların 01.08.1989 tarihli imar uygulaması ile oluşturulduğunu, müvekkili ...'in dava konusu taşınmazları 22.03.1995 tarihinde satın almak suretiyle malik olduğunu, imar planında 14.06.2000 tarihli Belediye Meclisinin kararı ile yapılan plan değişikliği ile dava konusu taşınmazların orman sınırları içinde kaldığına karar verildiğini, Orman Genel Müdürlüğü tarafından müvekkili aleyhine açılan Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/14 Esas, 2015/51 Karar sayılı davasında dava konusu 3810 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 3810 ada 4 parsel sayılı 534,00 m² yüzölçümlü taşınmazın ise 422,88 m²lik kısmının tapu kaydının iptali ve Hazine adına tesciline karar verilerek kesinleştiğini, müvekkilinin tapu siciline ... ilkesi ve davalı ... tarafından yapılan parsel çalışması neticesinde imarlı olarak satın aldığı taşınmazının orman arazisinde kaldığının ortaya çıkması sebebi ile hak kaybına uğradığını, 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan arta kalan 111,12 m²lik kısmın yüzölçümünün küçük olması sebebi ile üzerine herhangi bir inşaat yapılması ve yüksek gerilim hattı içerisinde kalması sebebiyle arsanın kullanılmasının mümkün olmadığı gözetilerek 111,12 m²lik arsanın değerinin tespiti ile müvekkiline ödenmesini ve tapu kaydı iptal edilen 3810 ada 3 parsel ile 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazları kullanamaması nedeniyle yoksun kalınan kârı nedeniyle şimdilik 5.000,00 TL’nin taşınmazın edinilme tarihi olan 23.03.1995 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı idareden alınarak müvekkiline ödenmesini, müvekkilinin kullanamadığı arsalar nedeniyle ödemek zorunda kaldığı emlak vergileri nedeniyle şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı idareden alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 111,12 m² yönünden husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, davacının taşınmazlarının orman sınırları içerisinde kalması nedeniyle tapuda iptal ve Hazine adına orman vasfıyla tescil olan taşınmazlar için tapu sicilinin tutulmasından doğan zararının tazmini talebinde bulunduğunu, davacının aynı taşınmazlarla ilgili aynı gerekçelere dayanarak açtığı Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/411 Esas sayılı dava dosyasında ihbar olunan ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, istinaf kaldırma kararı sonrası Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/83 Esası ile derdest olduğu gözetilerek tazminat yönünden tarafları, dava sebebi ve dava konusu aynı olan davanın derdestlik nedeniyle, kamulaştırma istemi için ise husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Çeşme Belediye Başkanlığının hatalı kamulaştırma işlemi nedeniyle yoksun kaldıkları kârın gözardı edildiğini, dava konusu 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan arta kalan 111,12 m²lik kısım yönünden dava Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilse idi dava konusu taşınmazın orman arazisinde kalmaması nedeniyle dava reddedileceğinden davanın hatalı parselasyon sebebi ile Çeşme Belediye Başkanlığına yöneltildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 3810 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların davacı tarafından 22.03.1995 tarihinde satın alındığı, bu tarihte taşınmazlar üzerinde orman sınırları içinde olduğuna dair şerh bulunmadığı, taşınmazlarda davalı idare tarafından imar uygulaması yapılmış olduğu, dava dışı Orman Genel Müdürlüğünce dava konusu taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığından bahisle açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/14 Esas, 2015/51 Karar sayılı kararı ile tamamı davacıya ait olan 3810 ada 3 parselin tamamının, 3810 ada 4 parselin ise 422,88 m² kısmının tapu kaydının iptaline ve orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2015/13709 Esas, 2016/2121 Karar sayılı kararı ile davacı yönünden tapu iptal ve tescil hükmüne ilişkin olarak onandığı ve kesinleşmesine müteakip 26.11.2020 tarihinde tapu kaydında işlem yapıldığı anlaşılmakla davacı tarafça, 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı iptal edilen 422,88 m² dışında kalan 111,12 m² kısmına inşaat izni verilmeyeceği, bu nedenle yararlanma imkanı kalmadığı, bunun davalı idarenin yaptığı imar uygulamasındaki kusurundan kaynaklandığı, ayrıca her iki taşınmazın yine aynı gerekçe ile uzun yıllar kullanılamaması sonucu elde edilecek faydadan mahrum kalındığı iddia edilmiş ise de imar uygulamasına giren kadastral parsellerin tapu kayıtlarında orman sınırları içinde olduklarına dair şerh bulunmadığı, bu şerhin imar uygulamasından sonra 23.01.1996 tarihinde konulduğu, davacının 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazının 422,88 m² kısmının eksilmesi nedeniyle 111,12 m² kaldığı, dolayısı ile yararlanma imkanının kalmadığının belirlenmesi halinde bu zararın imar uygulamasından değil, orman sınırları içinde kalan taşınmazın özel mülkiyete konu edilmesinden, başka bir deyişle imar uygulamasına giren kadastral parselin tapuya bağlanmasından kaynaklandığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince işbu dava konusu edilen zararlar bakımından değerlendirmenin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığından, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya kapsamından; dava konusu İzmir ili, Çeşme ilçesi, Alaçatı Mahallesi, 3810 ada 3 parsel sayılı 533,00 m² yüzölçümlü ve 3810 ada 4 parsel sayılı 534,00 m² yüzölçümlü taşınmazların davacı tarafından 22.03.1995 tarihinde şerhsiz olarak satın alındığı, dava dışı Orman Genel Müdürlüğünce dava konusu taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığından bahisle açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/14 Esas, 2015/51 Karar sayılı kararı ile tamamı 3810 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise 422,88 m²lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2015/13709 Esas, 2016/2121 Karar sayılı kararı ile davacı yönünden tapu iptal ve tescil hükmüne ilişkin olarak onandığı ve 03.10.2016 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 24.03.2021 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı, dava konusu 3810 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ifrazen kapatılarak 3810 ada 11 parsel numarasını aldığı ve 422,88 m² olarak orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği, bakiye 111,12 m²nin ise 3810 ada 12 parsel numarası ile davacı ... adına tescil edildiği ve tapu kaydına 23.01.1996 tarihli “orman kadastro sınırları içinde kalmaktadır” şerhinin işlendiği anlaşılmakla 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca açılan davanın pasif husumetten reddine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.