Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8434 E. 2025/3441 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekip gerekmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydı iptal edilen taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve bedelinin davalı Hazineden tahsilinde bir isabetsizlik görülmediği, davanın makul sürede açıldığı ve Anayasa Mahkemesi kararıyla zamanaşımı sorununu ortadan kalktığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/52 Esas, 2024/197 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, ..., ... köyü 463, 3310 ve 299 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle Hazine tarafından açılan dava sonucu tapu kayıtlarının iptal edildiğini, uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili yazılı cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat koşullarının oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.10.2012 tarihli ve 2011/502 Esas, 2012/1038 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazlardan 3310 parselin 5250 m²si, 463 parselin 12.675 m²si, 299 parselin ise 10875 m²si kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250 Esas, 1992/41 Karar sayılı kararı ile 30.09.1994 tarihinde kesinleşen bu bölümlerin tapularının iptaline ve tescil dışı bırakılmasına hükmedildiği, iş bu davanın ise 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 06.11.2014 tarihli ve 2014/612 Esas, 2014/771 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Sakarya ili, ..., ... Mahallesi 3310 parselin 5250 m²si, 463 parselin 12.675 m²si, 299 parselin ise 10875 m²si kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.1994 tarihinde kesinleşen 1988/250 Esas, 1992/41 Karar sayılı kararı ile bu bölümlerin tapularının iptaline ve tescil dışı bırakılmalarına hükmedildiği, iş bu davanın ise 06.10.2011 tarihinde açıldığı, Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/250 Esas, 1992/41 Karar sayılı kararı ile davacılar adına tapuda kayıtlı taşınmazlardan 3310 parselin 5250 m²si, 463 parselin 12.675 m²si, 299 parselin ise 10875 m²sinin tapu kaydının iptaline karar verildiği, kararın 30.09.1994 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından davacıların uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında tazmini gerekmektedir. Anayasa Mahkemesinin 25.07.2017 tarihli 2014/6673 başvuru numaralı kararı gereği, 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki dava yönünden, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında dava açılabilmesi imkanı sağlayabilecek Anayasa Mahkemesinin belirtilen hak ihlali kararı dikkate alındığında, eldeki davanın 06.10.2011 tarihinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli kararı ile oluşan iç hukuk yolu itibarıyla, makul süre içinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilerek dava konusu taşınmazların arsa veya tarım arazisi niteliğinde olup olmadıklarının araştırılarak değerlendirme tarihi olan 06.10.2011 tarihindeki gerçek değerinin belirlenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat koşullarının oluşmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, bedelin fahiş olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davaya konu Sakarya ili, ..., ... Mahallesi 3310 parselin 5250 m²si, 463 parselin 12.675 m²si, 299 parselin ise 10875 m²si kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.1994 tarihinde kesinleşen 1988/250 Esas, 1992/41 Karar sayılı kararı ile bu bölümlerin tapularının iptaline ve tescil dışı bırakılmalarına hükmedildiği, iş bu davanın ise 06.10.2011 tarihinde makul sürede açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve bedelinin davalı Hazineden tahsil edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.