Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8768 E. 2025/1195 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin davada, yargılama sırasında ölen davacıların mirasçılarının davaya dahil edilip edilmemesi ve tazminatın belirlenmesinde kullanılan bilirkişi raporunun geçerliliği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargılama sırasında ölen davacıların mirasçılarının davaya dahil edilmemesi ve iki kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2014/27 Esas, 2016/194 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin davada davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'nın ölü olduğu anlaşılmakla taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle bu davacılar yönünden davanın reddine, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine ve bir kısım davacılar vekili Av. ... tarafından temyiz edildiği, bir kısım davacılar vekili Av. ...'a temyiz başvuru harcını yatırması için bir haftalık kesin süre verilerek bu hususta muhtıranın 02.08.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde yatırılmadığı anlaşıldığından 06.03.2017 tarihli ek kararla bir kısım davacılar vekili Av. ...'ın temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Mahkemenin 06.03.2017 tarihli ek kararı bir kısım davacılar vekili Av. ...'a 09.05.2017 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, ek kararın süresinde temyiz edilmediği ancak asıl kararın bir kısım davacılar vekili Av. ... tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 Kanun'la değişiklikten önceki 432 nci maddesi uyarınca süresinde verilmeyen temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 432 nci maddesine göre verilecek nihai kararlara karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Yine 1086 sayılı Kanun'un 433 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca katılma yoluyla temyiz süresi 10 gün olup, yasal süreler geçtikten sonra verilen bir kısım davacılar vekili Av. ...'ın temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı Hazine vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi, Bağyüzü köyü 15,26 ve 30 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin Orman Genel Müdürlüğü veya Maliye Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini, idari yargının görevli olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.04.2016 tarihli ve 2014/27 Esas 2016/194 Karar sayılı kararı ile davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'ın ölü olduğu anlaşılmakla taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle bu davacılar yönünden davanın reddine, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın orman niteliğinde olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacılardan ölü olan kişiler hakkında davanın reddine karar verildiği hâlde, Hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Davacılardan ... ve ...'ın yargılama devam ederken öldüğü anlaşılmıştır. Davanın açıldığı sırada mevcut olmasına rağmen yargılama sırasında taraflardan birinin ölümüyle taraf ehliyetinin sona ermesi durumunda 6100 sayılı Kanun’un 55 inci maddesi uygulanacak olup mahkemece davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir. Davacı ... ve ...'ın yargılama esnasında öldüğü, mahkemece davacının ölümü sonrasında taraf teşkilinin sağlanması için herhangi bir usul işlemi yapılmaksızın dava hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, ölümle vekâlet ilişkisinin son bulduğu gözetilerek, 6100 sayılı Kanun’un 55 inci maddesinde gösterilen şekilde ölen davacının mirasçıları tebligat yoluyla davadan haberdar edilip davayı takip edip etmeyecekleri belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

4. Davanın niteliği gereği en az üç kişilik bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak dayanak belgeleri de eklenmek suretiyle alınacak rapora göre hüküm kurulması gerekirken iki kişilik geçersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Bir kısım Davacılar Vekilinin Temyizi Yönünden;

Bir kısım davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

B.Davalı Hazine Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile sair hususlar incelenmeksizin Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bir kısım davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.