Logo

5. Hukuk Dairesi2024/9542 E. 2025/1721 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeline uygulanacak faizin başlangıç tarihi ve oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin dokuzuncu fıkrasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması ve iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesi gözetilerek, kamulaştırma bedelinin bir kısmına davanın dört ay içinde sonuçlanmadığı tarihten ilk karar tarihine kadar, kalan kısmına ise aynı tarihten itibaren kesinleşme tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/525 Esas, 2024/1400 Karar

DAVA TARİHİ : 30.05.2017

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Artvin ili, 116 ada 30 parsel, 117 ada 1 ve 3 parsel, 119 ada 1 parsel, 387 ada 4 ve 8 parsel, 125 ada 14 parsel, 132 ada 4 parsel, 133 ada 9 ve 11 parsel, 388 ada 8 parsel, 389 ada 1 parsel, 390 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2022 tarihli ve 2021/659 Esas, 2022/458 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.05.2023 tarihli ve 2022/1978 Esas, 2023/1179 Karar sayılı kararı ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazların zeminine resmi veriler uyarınca net gelirine göre uygun oranda kapitalizasyon faiz oranı ve taşınmazların konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak % 5 - % 10 oranı arasında objektif değer artışı uygulanması suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; ikinci kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince yapı bedellerinin hesaplanması yönünden alınan bilirkişi ek raporunda, yapı bedelleri toplamının 239.162,94 TL olarak belirlendiği, ancak raporun denetime elverişli olmadığı, raporda yapıların cins, nitelik, yaş, yapı sınıfı ve yıpranma payı oranına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığı, bu nedenle yapı bedelinin hesaplanması hususunda Dairece yeniden rapor alındığı, davaya konu taşınmazlar üzerinde yer alan yapılara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek 184.020,20 TL değer biçildiği, sonuç itibarıyla toplam kamulaştırma bedelinin 1.001.988,19 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 02.05.2023 tarihli ve 2022/1978 Esas, 2023/1179 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazların üzerindeki yapılara değer biçilirken kıymet takdir raporundaki tespitler de gözetilerek öncelikle yapıların nitelikleri (cinsi, yaşı, fiziki durumları) kesin ve net olarak belirlendikten sonra, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2017 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapıların sınıfı ve bu yapıların sınıfına uygun birim fiyatlar esas alınıp, tespit edilen yaşlarına göre yıpranma payı ve ayrıca varsa eksik imalat oranının da düşülmesi gerekirken; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, değerlendirme yılı 2017 yılı olmasına rağmen hesaplama yapılırken 2016 yılı resmi birim fiyatların esas alındığı, dava konusu taşınmazların üzerindeki yapılarla birlikte dava konusu olmayan 388 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapı bedeli hesaplandığının anlaşıldığı, işbu raporun yapı bedeli yönünden hükme esas alınmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma karara uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok yüksek olup kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, objektif değer artışı uygulanarak fazla bedele hükmedilmesinin doğru olmadığını, tespit edilen kamulaştırma bedeline en yüksek oranda faiz işletilmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, bozma öncesi tespit edilen kamulaştırma bedeline yasal faiz işletildiğini, bu hususun bozma sebebi yapılmayarak kesinleştiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında, tespit edilen kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak gösterilip kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin işletilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Tespit edilen 877.650,68 TL kamulaştırma bedelinin 780.889,09 TL'sine davanın dört ay içinde sonuçlandırılmadığı gözetilerek bu sürenin bitiş tarihi olan 01.10.2017 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihi olan 25.04.2018 tarihine kadar; bakiye 96.761,59 TL bedele 01.10.2017 tarihinden 01.02.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilerek işlemiş faizin davalılara tapudaki payları oranında derhal ödenmesine," cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair bizim de iştirak ettiğimiz kabulü nazara alınarak; asıl alacağın fer'isi niteliğindeki faiz alacağına ilişkin olarak davalı tarafın açıkça "yasal faiz"in dışında bir "faiz"in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen "taleple bağlılık ilkesi" kapsamında değerlendirilebilecek bir talebi de bulunmadığından sonucu itibarıyla katıldığım Dairemiz çoğunluğu tarafından verilen ve Bölge Adliye Mahkemesinini kamulaştırma bedeline uygulanacak faizin başlangıç tarihi ve oranına ilişkin resen yaptığı uygulamanın hatalı olduğu ve bozmayı gerektirse de yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden düzeltilerek onanması yönündeki kararının .lu Değerlendirme bendinde açıklanan gerekçesine katılmıyorum. 11.02.2025