Logo

5. Hukuk Dairesi2024/9545 E. 2025/2881 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz nedeniyle tazminat ve ecrimisil istemine ilişkin davada, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma ile kesinleşen hususların da karşı taraf lehine kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilerek davalı idarenin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/40 Esas, 2024/1237 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ecrimisil miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; ecrimisil talebi yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat bedeli yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ..., ... köyü 432 parsel sayılı taşınmazın Seyhan Nehri yatağında kalması neticesinde davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atıldığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından söz edilemeyeceğini, taşınmazın usulüne uygun kamulaştırıldığını, kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, ancak tapuda ferağ verilmediğini, davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri içerisinde açılmadığını, ecrimisil istenilemeyeceğini, talep edilen faiz oranının çok yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/28 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminat bedeli ve ecrimisil bedelinin 02.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2020/429 Esas, 2022/1079 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmazın bir kısmına 1983 yılı öncesi, bir kısmına ise sonrasında davalı idare tarafından el atıldığı, taşınmazın el atma ve dava tarihine göre arazi vasfında kabul edilip değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ecrimisil hesabında hata bulunmadığı; ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek kayıtları bulunmasına rağmen bunların bedele yansıtılmamasının, kamulaştırmasız el atma davası yönünden el atma tarihlerine göre ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği, taşınmazda dava dışı Mustafa eşi Hatice Mahiye lehine intifa hakkı bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenle intifa hakkı sahibinin sağ olduğu takdirde davaya dahil etmek üzere davacıya süre verilip taraf teşkili sağlandıktan sonra tespit edilen taşınmaz bedelinin intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahibi adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde tapu malikine ödenmesine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesinin, tapu kaydında bulunan ipoteklerin bedele yansıtılmasına ilişkin hüküm kurulmamasının, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri getirtilip hükme esas alınan bilirkişi raporunun ecrimisil bedeli yönünden denetlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin, taşınmazın nehir yatağı haline dönüşen el atılan kısmının tapusunun iptali ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 16 ncı maddesinin (C) bendi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesi gerekirken davacı idare adına tesciline hükmedilmesinin, dava tarihinin 12.01.2018 tarihi olmasına rağmen faiz başlangıç tarihinin 02.01.2018 tarihi olarak gösterilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile el atma tazminat bedeli ve ecrimisil bedelinin 12.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline, 3402 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesinin (C) bendi uyarınca tapudan terkinine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, net gelir metoduna göre taşınmazın değerinin tespitinde ürün verim ve satış fiyatının yüksek, üretim masraflarının ise düşük alınmasının doğru olmadığını, münavebeye esas alınan ürünlerin o yörede yetişen mutat tarım ürünlerinden olmadığını, taşınmazın arta kalan kısmında değer artışı meydana geldiğini, bu hususun hesaplama yapılırken gözetilmesi gerektiğini, taşınmazın motopomp sistemi ile sulandığını, bu nedenle motopomp yakıt giderinin üretim masraflarına eklenmesi gerektiğini, % 4 olarak uygulanan kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, taşınmazın idare adına tescili ile beraber tapu kaydındaki tüm kayıt şerhlerinden arındırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.