"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada İzmir 12. İş Mahkemesi ile İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Dava SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İzmir 12. İş Mahkemesince, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 17/09/2013 gün 2013/1001 Esas 2013/16580 Karar sayılı bozma ilamına uyulduktan sonra, 6183 sayılı yasanın 24. Maddesi gereğince "Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır." hükmünü içerdiği, anılan madde gereğince davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ise, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07/09/2020 gün 2019/2532 Esas 2020/4899 Karar sayılı bozma ilamına uyulduktan sonra, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesinin 16. fıkrasında "Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51. 102. ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır." hükmü ve aynı maddenin 19. fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir." düzenlemesi gereğince, eldeki davada iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.”
6100 sayılı HMK'nın 23/2. maddesinde, “Yargıtayca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve ve yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar” hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ... İl Müdürlüğü'nde ... sicil sayıda işlem gören ... ait işyerinin kuruma olan borçlarından dolayı aleyhine muhtelif dosyalar ile icra takibi açıldığını, borçlunun borcu ödememesi nedeniyle 5510 sayılı yasanın 89. maddesi hükmü gereği hakkında 2012/39493 sayılı dosyadan açılan takibin devam ettiğini, anılan borç nedeniyle 11/04/2012 tarih ve 9227 sayılı ödeme emri düzenlenerek 18/04/2012 tarihinde davalı ... tebliğ edildiğini, yapılan malvarlığı araştırması sonucunda davalıya ait ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 123 ada, 1 parsel numarada kayıtlı taşınmaz tespit edildiğini, haciz bildirimine istinaden Kuşadası tapu sicil müdürlüğü'nün 14/06/2012 tarih ve 10873921 sayılı cevabı yazısında davalı ... ’in söz konusu taşınmazı 25/04/2012 tarihinde diğer davalı ...'a devrettiğinin bildirildiğini, haricen yapılan araştırmada davalı ... büyük borçlarından kurtulmak amacı ile bu tip işlemlere tevessül ettiğini, taşınmazı satın alan diğer davalı ...'ın bu mal varlığını alabilecek gücü olmadığını belirterek davalılar arasında yapılan satış sözleşmesinin iptali ile kurum alacağının tahsili için anılan gayrimenkul üzerinde haciz şerhi işlenmesi konusunda karar verilmesini talep ve dava ettiği, İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulü ile ... ili ... ilçesi ... köyü 123 ada 1 parsel üzerindeki D Blok 3 nolu bağımsız bölümün, davalı ... tarafından davalı ...'a satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davalı ... davacı kuruma ait 2012/39493 sayılı icra dosyasındaki borcunun tahsili amacıyla davacıya bu taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 07/09/2020 gün 2019/2532 Esas 2020/4899 Karar sayılı ilamı ile; “Dava SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesinin 16. fıkrasında "Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51. 102. ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır." Aynı maddenin 19. fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir." (506 SSK.'nun 80/IV-VI fıkraları) denilmektedir. Somut olayda daha önce iş mahkemesince verilen karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 17/09/2013 gün, 2013/1001-2013/16580 sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; yasada özel bir mahkemenin görevlendirilmiş olmasına ve görevin kamu düzenine ilişkin olmasına ve kamu düzeni ile ilgili hususlarda usule ilişkin kazanılmış hak oluşmayacağından (HGK.nun 29.3.1995 tarih 14/855-242 Ek kararı) hükmün görev yönünden bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakma görevinin İş Mahkemesine ait olduğu özel dairenin kabulündedir. Özel Dairenin onama ve bozma kararının mahkemeleri bağlayıcılığı özelliği vardır. Bu nedenle uyuşmazlığın İzmir 12. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 12. İş Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08/11/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.