"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/30 E. - 2018/314 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Karacabey 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/30 Esas – 2018/314 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Arazi niteliğindeki ... İli, .. İlçesi, Harmanlı Mahallesi ... ve kapama zeytin niteliğindeki ....parsel sayılı taşınmazlara gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve üzerinde bulunan yapıya yıpranma payı düşülerek tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-)Kamulaştırmadan arta kalan ve ifrazla 6112 parsel numarasını alan bölümün bedeline hükmedildiği gözetildiğinde tapu kaydının iptal edilerek davalı idare adına tescil edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi'nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a-)1 nolu bendinin sonuna (6112 parsel nolu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile ... adına kayıt ve tesciline) cümlesinin eklenmesine,
b-)Vekalet ücretine ilişkin (7) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına,
Hükmün böylece HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.