"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 1423 ada 11 parsel No.lu taşınmaz üzerine Antalya Orman İşletme Müdürlüğü lehine orman şerhi konulmak suretiyle üzerindeki tasarruf hakkının sona erdiğini, konut satın almak isteyen davacının taşınmazını satamaması nedeniyle yüklü miktarda kredi çekmek ve faiz ödemek durumunda kaldığını, davacının Anayasa ile güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkının daha sonra yapılan düzenleme ile ortadan kaldırıldığını, tapu siciline güven ilkesi gereği ve tapu sicilinin düzgün tutulmamasının sorumluluğunun davacının üzerine yıkılmaması gerektiğini, bu durumun Anayasa'ya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ve hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu beyan ederek; 100.000,00 TL tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, gerçek hasımın Orman Genel Müdürlüğü olduğunu, şerh lehtarının da yine aynı kurum olduğunu, Orman olduğuna dair şerh konulmasında davalı tarafından yapılan hiçbir hukuksal işlem olmadığı gibi, davalı ... Bakanlığının bu konuda herhangi bir iradesinin de olmadığını, orman olan bir taşınmazın hiçbir zaman Devletin hüküm tasarrufundan çıkamayacağını, özel mülkiyete de konu edilemeyeceğini, Devlet ormanlarının mülk edinilmesi mümkün değilken, davacı tazminat talep etmekte ise de burada iyiniyetle iktisaptan bahsetmenin mümkün olmadığını, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın yargılama devam ederken devredildiği, davanın açıldığı esnada mülkiyetin kaybedilmemiş olduğu, şerhin terkini davası açılabileceği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapu siciline güven ilkesi gereği tapulu bir taşınmaz satın alan davacının taşınmazına sonradan orman şerhi konulmasının haksızlık olduğunu, Devletin kusursuz sorumluluğu olduğunu, şerh konulmasa davacının taşınmazı rayiç bedelle satabileceğini, davacının mülkiyet hakkının sadece tapu üzerinde kaldığını belirterek yargılama gideri ve vekâlet ücretine münhasır olarak istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama gideri ve vekâlet ücretine münhasır olarak istinaf yoluna başvurulduğu belirtilmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaza konulan şerh nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, Devletin tapu sicilinin tutulmasından kusursuz sorumlu olduğunu, covid tedbirleri kapsamında yarı zamanlı çalışma nedeniyle maddi sıkıntıya düştüğünden dava devam ederken taşınmazı üzerindeki şerhle düşük bir bedele sattığını, yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi gerekçelerinin hatalı olduğunu vekâlet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 331, 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1423 ada 11 parsel sayılı, 360 m² yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmazın 04.01.2017 tarihinde satış yoluyla davacı tarafından edinildiği, 20.05.2019 tarihinde tapu kaydına orman şerhi konulduğu, eldeki davanın 30.12.2019 tarihinde açıldığı dava konusu taşınmazın dava devam ederken 16.03.2021 tarihinde şerhli olarak dava dışı Ayşe Yaz'a satıldığı anlaşıldığından 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince adı geçenin davaya dâhil edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.