Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10754 E. 2023/1494 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra yoluyla satışı yapılan taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapuda tescil edilememesi nedeniyle Hazine'den tazminat istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydında "parselin ormanla ilişkisi vardır" şerhinin bulunmasına rağmen tapu müdürlüğünün icra müdürlüğüne gönderdiği yazıda taşınmaz üzerinde başka takyidat bulunmadığını belirtmesi nedeniyle oluşan zararın, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan bir hata olarak değerlendirilemeyeceği ve 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'nin sorumluluğunun doğmayacağı gözetilerek yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptal ve tescil talebinin pasif husumet yokluğundan reddi ile tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının alacaklısı olduğu İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2005/2769 Esas sayılı dosyasından, dosya borçlusu Bahattin Uçan'ın maliki bulunduğu ... İlçesi, ... köyü 301 parsel sayılı taşınmazın kaydına haciz şerhi işlenmesi için yazılan müzekkereye, Tapu Müdürlüğünün 17.03.2005 tarihli yazı cevabında 48363 m² alanlı tarlanın dosya borçlusu adına kayıtlı bulunan 19318/48636 hissesine 17.03.2005 tarih ile haciz şerhinin işlendiği ve taşınmaz üzerinde başkaca takyidat bulunmadığının bildirildiğini, taşınmazın icra yolu ile satışı sonrasında 27.08.2007 tarihinde 175.000 TL bedel ile davacıya ihale olduğunu, davacı adına ihale edilen taşınmazın tescilinin ilgili idareden talep edildiği, Tapu müdürlüğünün tescil işlemi için gönderilen yazıya, gayrimenkulün işlem dosyasının kapağına takılı bir ilam bulunduğu ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/36 Esas, 1999/182 Karar sayılı ilamına göre ... adlı şahsa ait bulunan 19318/48636 hissenin 6818/48636 hissesinin ... adına hükmen tesciline karar verildiği bu nedenle tescil işleminin yerine getirilemediğinin bildirildiği, oluşan zararın tazmini için ayrı tazminat davası ikame olunduğunu, bakiye 12500/48636 hissenin tescili için müzekkere yazıldığı, ancak taşınmazın orman sahasında kaldığına dair dosyasında şerh bulunduğundan bahisle satış ve devrinin mümkün olmadığından cebri tescil talebinin yerine getirilmediğini, öncelikle tescil edilemeyen kısım olan 12500/48636 hissenin davacı adına tesciline, olmadığı takdirde ihale masrafları toplamı 147.711,49 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tazminine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; yasal hasım olarak bulunmadıklarını, davanın açılmasında zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını ve taşınmazda parselin ormanla ilişkisi vardır şerhinin mevcut olduğunu ayrıca aynı yer ile ilgili ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/79 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, tarafların ve davanın aynı olup bu davanın mükerrer bulunduğunu bildirerek reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı ... Sicil Müdürlüğüne izafeten İstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığını, tapuda 28.11.1995 tarihli “bu parselin ormanla ilişkisi vardır" şerhinin bulunduğunu, ... 2. İcra Müdürlüğünün satış işlemi öncesi şerhin bulunduğu, bir önceki malik ...’a tapudaki tüm kamulaştırma şerhi ve orman şerhinin hukuki vecibelerinden sorumlu olarak satış yapıldığını, tapunun sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.05.2014 tarihli ve 2013/357 Esas, 2014/184 Karar sayılı kararı ile tapu iptal tescil talebinin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dava davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan tapu ve kadastro müdürlükleri hasım gösterildiği temsilcide yanılma hali resen gözetilerek, davanın Hazineye yönlendirilmesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, hasımda yanılma nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Hazine'nin usulüne uygun olarak davaya katılımının sağlanmadığını, 28.11.1995 tarihinde tapuya parselin ormanla ilişkisi vardır şerhinin konulduğunu, 27.07.2007 tarihinde ihale yapıldığını, bilirkişi incelemesi yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, Orman idaresi tarafından açılan davada dava konusu taşınmazın tamamının orman alanında kaldığının tespit edildiğini, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesince devletin sorumlu olması için tapu memurunun kasıtlı ve kusurlu eyleminin olması gerekir, tazmini gerektiğini, bir zararın bulunmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü 301 parsel sayılı 48.636,00 m² yüzölçümlü taşınmazın 19318/48636 payını dava dışı Bahaettin Uçan isimli şahsın 14.03.2005 tarihinde Nesrin Çelik'ten satın aldığı, satış tarihinde tapu kaydında 28.11.1995 tarihli, “parselin ormanla ilişkisi vardır.” şerhinin bulunduğu, İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2005/2769 Esas sayılı dosyasında davacı şirketin alacaklı olduğu, dava dışı Bahaettin Uçan payı üzerine 17.03.2005 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, Tapu Müdürlüğünce başkaca bir takyidatın bulunmadığının da bildirildiği, dava konusu 12500/48636 hisseye yönelik Tapu Müdürlüğüne yazılan 16.10.2007 tarihli yazıya cevaben orman şerhi bulunduğundan tescil işleminin yerine getirilmediğinin bildirildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ..., ..., .... aleyhine tapu iptal ve tescil istemi ile İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/356 Esas, 2012/201 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen karar ile “davanın kabulü ile dava konusu 301 parsel sayılı 48.636,00 m² alanlı, tarla vasfındaki taşınmazın davalılar adlarına olan tapularının iptali ile davacı adına orman vasfı ile tapuya tesciline" karar verildiği, verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 04.04.2013 tarihli ve 2012/14765 Esas, 2013/3762 Karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onanmasına karar verildiği, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2005/2769 sayılı takip dosyasında taşınmazdaki borçlu hissesinin 175.000,00 TL'ye davacıya alacağa mahsuben icra yolu ile ihale olunduğu, cebri icra yolu ile satılan taşınmazın kesinleşen ihaleye rağmen dava konusu taşınmazın orman niteliği nedeniyle 12500/48686 payın davacı adına tescil edilemediği anlaşılmıştır.

3.Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, İstanbul İcra Müdürlüğünün haciz şerhinin işlenmesi yönündeki talebi üzerine ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 17.03.2005 tarih, 2020 sayılı yazısı ile Bahaettin Uçan payı üzerine haciz şerhinin işlendiği ve taşınmaz üzerinde başkaca takyidat bulunmadığının icra müdürlüğüne bildirildiği, buna karşın ... köyü 301 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 28.11.1995 tarihli ve 4876 yevmiye numarası ile; "Bu parselin ormanla ilişkisi vardır." şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanunu'nun 1020 nci maddesindeki "İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez." şeklindeki düzenlemede dikkate alındığında, aleni nitelikteki tapu siciline yazılması gereken hususun yazılmamasından veya yazılmaması gereken hususun yazılmasından kaynaklı bir hata olmayıp tapu sicilinin doğru tutulduğu, bu bağlamda Tapu Sicil Müdürlüğünün aleni nitelikteki tapu sicilini yansıtmayan cevabi yazısı nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi koşulları oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verildiğinden kararın bozulması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.