Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11612 E. 2023/3698 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili davasında, irtifak hakkı bedellerinin tespiti ve irtifak hakkı tescili.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin daha önce verdiği ve kesinleşen kararlardaki irtifak hakkı alanları ve değer kaybı oranlarıyla çelişen tespitler içeren bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması ve bazı enerji nakil hatları için maktu harca hükmedilmemesi doğru görülmeyerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilip enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 50188 ada 1 parsel sayılı taşınmazda müvekkilinin 531 m² payının bulunduğunu, taşınmazın tapuda enerji nakil hattı koruma parseli olarak imarlı arsa niteliğinde olduğunu, taşınmaz üzerinde davalı idarelere ait yüksek gerilim hatlarının bulunduğunu, bu enerji nakil hatlarının tesis tarihinin parselin tesis tarihinden daha eski olduğunu, enerji nakil hatlarının geçtiği yerlerde dava konusu parselin tesisinden önce mevcut olan kadastro parselleri üzerinde davalı idareler lehine irtifak hakları tesis edilmişse de dava konusu parselin tesisi ile bu irtifak haklarının konusuz kaldığını, dava konusu taşınmazın bölgedeki yapılan imar sonucunda daha önce davalı idareler lehine irtifak hakkı tesis edilen parsellerden ve üzerinde irtifak hakkı tesis edilmeyen başka parsellerden gelen hisseler sonucu oluştuğunu, taşınmazın bu haliyle müvekkili tarafından arsa olarak kullanılmasının mümkün olmadığından davalı idareler tarafından kamulaştırılması gerekirken bu işlemin gerçekleştirilmediğini, müvekkiline de herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek dava konusu taşınmazdaki müvekkiline ait payın bedelinin tespiti ile davalı idarelerden tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının resen tetkiki ile süresinde açılmamış ise davanın bu yönden reddi gerektiğini, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, enerji iletim hattının tesis edildiği tarihte hatlarının 120,121,122,123 parsel numaralı kadastro parsellerine isabet ettiğini, enerji iletim hattının tesis edildiği tarihte Tapu ve Kadastro Müdürlüğünce kontrol edilen kadastro onaylı kamulaştırma planına göre kadastro parseli maliklerine noter tebligatları çekildiğini ve tapuda tescil işlemlerinin yapıldığını, söz konusu hat için kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, ilgili belediye tarafından kuruluşlarından görüş alınmaksızın ve bu yönde herhangi bir talebi bulunmaksızın imar düzenlemesi yapıldığını, imar uygulaması ile enerji iletim hattı altına isabet eden kadastro parsellerinin muhtelif imar parsellerine gittiğini, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliği'nin 5 inci maddesinde kuruluşlarının görüş ve önerileri alınır ve değerlendirilir denildiğini, bu bağlamda bile kuruluşlarından görüş alınmadan üretilen bu planlama çalışmasının 3194 sayılı Kanun ile belirlenen şehircilik ve planlama esaslarına aykırılık teşkil ettiğini, parsellerdeki vatandaşların hisseleri ile oluşturulan taşınmazların ivedilikle kamulaştırılmasını ön-gören ve bu yönde kamu kurum ve kuruluşlarını zorlayan düzenlemenin hiçbir kanun ve yönetmelikte bulunmadığını, enerji iletim hakkının güzergahı altındaki zeminin kuruluşlarınca tasarruf edilmesinin bir kamu yararı sağlamayacağını, imar planlarına dayalı olarak da mükerrer kamulaştırma yapılmasının kendileri tarafından kabulünün mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte istenilen bedelin dayanaksız ve fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, dava konusu taşınmaza ayrı bir tüzel kişiliğe haiz ... tarafından işletilen ... TM ... II Enerji Nakil Hattına ait direk yerinin isabet ettiğini, söz konusu hattın kamulaştırma işlemlerine mülga TEK Yönetim kurulundan alınan 18.04.2011 tarihli ve 21/320 sayılı kararın ilgili Bakanlığın 02.04.1990 tarihli ve 687/3073 sayılı yazısı ile kesinleşmesine müteakip başlanıldığını ve anılan taşınmazın Mamak Tapu Sicil Müdürlüğünün 20.01.1992 tarihli ve 303 yevmiye no ile Mülga TEK Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, bu nedenle kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, söz konusu parselde kamulaştırma yapılarak mülga TEK Genel Müdürlüğü adına tapuda tescil yapıldığını, aynı parsel ile ilgili olarak Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/215 Esas, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/223 Esas ve Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/301 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, dosyaların en eski açılmış Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/215 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. İhbar olunan ... Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; işletme hakkı devir sözleşmesi gğereğince sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletmesinden kayanaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun ... 'a ait olduğunu bu nedenle davanın ... tarafından takip edilmesi ve sonuçlandırılması gerektiğini beyan etmiştir.

4. İhbar olunan ... vekili; dava konusu taşınmazın enerji nakil hattı kullanımına ayrılmış taşınmaz olduğunu belirtmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.06.2011 tarihli ve 2011/30 Esas, 2012/98 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 52.265,73 TL bedelin kamulaştırmanın kesinleştiği tarih olan 14.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 13.06.2011 tarihli ve 2011/301 Esas, 2012/98 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davalı ... Genel Müdürlüğünce imar uygulaması ile oluşan dava konusu 50188 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan geçen enerji nakil hattı nedeniyle 16.05.1973 tarihinde kamulaştırma kararı alındığı ve bu karara istinaden davaya konu irtifak hakkı tesis edildiği ileri sürüldüğü gibi, davalı ... Genel Müdürlüğünce de taşınmazdan geçen direk yerlerine ilişkin TEK Yönetim Kurulunun 18.04.1990 tarihinde alınan kamulaştırma kararı bulunduğu belirtildiğinden mahallinde yapılacak keşifte dava konusu taşınmazdan geçen enerji nakil hattı ve direk yerlerinin davalılar tarafından yapılan kamulaştırma işlemine konu enerji nakil hattı ve direk yerleri olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin son bendi uyarınca irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybı olduğundan, taşınmazdan geçen enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazda oluşacak değer kaybı hesaplanarak bedele hükmedilmesi gerekirken, gerekçesi açıklanmadan mülkiyet hesaplaması yapan rapora göre karar verilmesinin ve değerlendirme tarihi olan 2011 yılında dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazların, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, 8.171,34 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ...'tan 4.102,38 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ...'tan tahsili ile 3366,93 m²lik ve 3221,95 m²lik olmak üzere toplam 6588,88 m'²lik alan üzerinde davalı ... lehine; 13.132,98 m²'lik alan üzerinde davalı ... lehine davacı payı oranında irtifak hakkı tesciline ve pilon yerlerinde davacı payının iptali ile ilgili idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapu kaydında enerji nakil hattı koruma parseli olarak kayıtlı olduğunu, taşınmazın tamamına el atıldığını, ... davaya dahil edilerek karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesince özetle; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek dava konusu taşınmazın geldi parsellerinde daha önce usulüne uygun kamulaştırma yaptıklarını, enerji iletim hattının yaklaşık 40 yıl önce tesis edildiğini, imar çalışmaları yapılırken kurumlarının görüşünün sorulmadığını, imar planının iptaline ilişkin açılan Ankara 5. İdare Mahkemesinin 2017/3318 Esas sayılı davasının devam ettiğini, Danıştay 6. Dairesinin 2017/8345 Esas, 2021/2580 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin Ek-1 Gösterimler başlığı altında yer alan EK-1a ortak gösterimler içerisinde "enerji nakil hattı" (ENH) lejantına, Ek-1d uygulama imar planı gösterimleri içinde "enerji nakil hattı koruma kuşağı" lejantına yer verildiği görülmekte olup, söz konusu lejantların, bir alanın hangi kullanımla gelişeceğini gösteren fonksiyon kararları niteliğinde değil, enerji nakil hattının güzergahını ve koruma alanının sınırlarını gösteren taramalar niteliğinde olduğunu, bu lejantların altının imar planlarının kurgusuna uygun fonksiyon kararları ile doldurulması gerektiğinin anlaşıldığını, anılan Yönetmelikte alanın gelişeceği kullanımı göstermeye yönelik "enerji nakil hattı (ENH) koruma kuşağı alanı" şeklinde bir lejant bulunmadığının belirtildiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı içine alan Mamak Belediye Meclisinin 02.05.2013 tarihli, 278 sayılı kararı ile uygun görülerek Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13.08.2013 tarihli, 1437 sayılı kararıyla tadilen onaylanan imar planlarında irtifak alanlarının yine zeminde enerji nakil hattı koruma kuşağı alanı olarak gösterildiğini, müvekkil kuruluşu hat irtifak alanlarında mülkiyet kamulaştırması yapmaya zorlayan, Ankara ili, Mamak ilçesi, Bostancık Mahallesi sınırları içerisinde bulunan "37074 ada ve civarı ENH ve Konut Alanlarının Yeniden Düzenlenmesine İlişkin 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı ve plan notu değişikliği" Danıştay 6. Dairesinin 10.01.2022 tarihli ve 2018/6672 Esas ve 2022/202 Karar sayılı ilamıyla iptal edildiğini, davalı idare dava konusu parselde kamulaştırma yapsa dahi ilerleyen yıllarda davacının parseldeki hissesini başka bir şahısa satmayacağı veya imar uygulaması ile parsel maliklerinin değişmeyeceğinin de bilinmediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadastral parsellerde kamulaştırma yapıldığını, daha sonra imar uygulaması ile dava konusu taşınmazın oluştuğunu,davacının payının geldi parseli olan 309 parsele el atmalarının bulunmadığını, yapılacak her türlü ödemenin mükerrer ödeme olacağını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılarak üzerine pilon dikilen ve enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “ Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 4 üncü, 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı da gözetilerek taraf vekillerinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazın paydaşlarının aynı davalı idareler aleyhine açtığı ve Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda ...'ın sorumlu olduğu enerji nakil hatlarının toplam alanı 5686 m² olarak tespit edildiği ve bu hatlar nedeniyle değer kaybı oranının %10 oranında belirlendiği; eldeki dosyada hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında ve fen bilirkişi raporunda ...'ın sorumlu olduğu enerji nakil hatlarının toplam alanının 6588,88 m² kabulüyle %9 değer kaybı oranı tespiti yapıldığı gözetildiğinde irtifak alanlarına ilişkin çelişki giderilip paydaş dosyalarında belirlenen değer kaybı oranı dikkate alınmadan eksik inceleme ile hesaplama yapılması ve tescil hükmü kurulması isabetsiz olmuştur.

5. Dava konusu taşınmazın paydaşlarının aynı davalı idareler aleyhine açtığı ve Dairemiz denetiminden gecen dosyalarda ...'ın sorumlu olduğu enerji nakil hattı nedeniyle değer kaybı oranının %20 kabulüyle irtifak bedellerinin hesaplandığı gözetildiğinde bu dosya kapsamında daha düşük değer kaybı oranı belirleyen bilirkişi kurulu raporunun esas alınması bozmayı gerektirir.

6. Dosyadaki belgeler ve Dairemiz denetiminden gecen dosyalar gözetildiğinde ...'a ait hattın 04.11.1983 tarihinden önce geçtiği anlaşıldığından bu hat nedeniyle maktu harca hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalı idare ve davacıdan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.