"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki tapu kaydındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin dava sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu Elazığ ili, ... ilçesi, ... köyü 340 parsel sayılı taşınmazı 1994 yılında 7220 m² yüzölçümüyle satın aldığını; ancak satın aldıktan sonra tapu kaydının beyanlar hanesine mükerrerlik şerhi konulması nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek tazminat talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının bu davayı taşınmazı satın aldığı kişiye karşı açabileceğini, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davanın dayanaksız olduğunu ve talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.12.2015 tarihli ve 2013/151 Esas, 2015/548 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; genel arazi kadastro çalışmaları sırasında tespit ve tescile tâbi tutulan çekişmeli taşınmazın, sonradan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama ile yüzölçümü azalmış ise de; azalmanın nereden kaynaklandığı, tapu kaydına konan mükerrerlik nedeniyle mi azaldığı, komşu parsellere bir kayma olup olmadığı, kayma varsa kadastro işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek tapu iptali istenebileceği, davacı bu şekilde zararını karşılayabilecekse Hazinenin zarardan sorumlu olmayacağı; ancak mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılıp eksilmenin nereden kaynaklandığına ilişkin yeterli rapor alınmadan karar verildiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamında keşifte yapılması gerekenlerin çok açık ve net şekilde belirtilmesine rağmen raporların bozma ilamına uygun hazırlanmadığını belirterek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kaydındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemi hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacakdıysa aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Elazığ ili, ... ilçesi, ... köyünde 1956 yılında yapılan kadastro çalışmasında dava konusu 340 parsel sayılı taşınmaz 7220 m² yüzölçümü ve sulu tarla vasfıyla 09.02.1956 tarihinde ... adına tespit ve tescil edilmiş, davacı bu taşınmazı satış yoluyla ise 04.01.1994 tarihinde edinmiştir. Yörede yapılan 3402 sayılı Kanun'un 22 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında Kadastro Müdürlüğünce taşınmazın Hinsör köyü 102 ada 1 sayılı parsel ile mükerrerlik teşkil ettiğinin tespiti üzerine Tapu Müdürlüğüne gönderdiği 06.04.2011 tarihli yazı gereği taşınmazın tapu kaydına 17.05.2011 tarihinde "... köyü 2 ada 1 (yeni 102 ada 1) sayılı parsel ile mükerrerdir" şerhi yazılmış, akabinde ise 20.04.2016 tarihinde 110 ada 23 parsel altında 5493,29 m² olarak davacı adına anılan madde gereğince yeniden tescil edilmiş; ... köyü 102 ada 1 (yeni 102 ada 1) sayılı parsel ise 58104 m² yüzölçümü ve susuz tarla niteliğiyle 1939 yılında yapılan kadastro çalışmasında hüseyin oğlu Ahmet ve Han adlarına tespit ve tescil edilmiş, yenileme ile yüzölçümü 56965,92 m² olarak düzeltilmiştir.
3. Hükme esas fen bilirkişi raporunda; ilk olarak 1939 yılında ... köyünde kadastro çalışması yapıldığı, Aşağı Holpenk Köyü kadastro çalışmaları yapılırken ise dava konusu taşınmazın ve 340 parsel numaralı taşınmazın sınırlandırma ve tespit işlemlerinde Hinsör köyündeki sınırlandırmaların dikkate alınmadığı, bu sebeple mükerrerliğin tespit edildiği, 340 parselin tüm sınırlarının zemin kullanımına uygun olduğu kadastro yenilemesi ile mükerrerliğin 2015 yılında giderildiğinin belirtildiği gözetildiğinde taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğradığı zararın tazminine karar verilmesi ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bu durumda bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.