"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabül
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların hissedarı olduğu dava konusu Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 6421 ve 6843 parsel sayılı taşınmazlara fiilen el atıldığını ileri sürerek, taşınmazların bedelinin faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; davacının hak sahibi olmadığını, kamulaştırmaya tabi tutulan taşınmazlarda davacı tarafın herhangi bir hissesinin mevcut olmadığını, tapu kaydından ve kamulaştırma evraklarından davacı tarafın malik olmadığının anlaşılacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.04.2013 tarihli ve 2012/732 Esas, 2013/359 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmazın, emsalden çok daha değersiz olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın yaklaşık aynı değerde olduğu kabul edilerek değer biçildiği gibi emsal alınan satış, taşınmazın 22/2846 gibi çok küçük bir payının satışı olup satış bedeli taşınmazın tamamının değerini yansıtmayacağından bu satışı emsal olarak alan bilirkişi kurulu raporunun inandırıcılıktan uzak ve geçersiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 07.07.2020 tarihli ve 2016/104 Esas, 2020/218 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, bedeline hükmedilen davacı paylarının davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan inceleme sonucu, dava konusu taşınmazın başka paydaşları tarafından açılan Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/3 Esas sayılı dava dosyasında 22.06.2009 değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza 230,69TL/m² değer biçildiği ve bu metrekare bedelinin Dairemizin 2016/12206 Esas, 2018/572 Karar sayılı ilamı ile denetimden geçtiği gözetilerek, yaklaşık 3 yıl sonra açılan eldeki davada değerlendirme tarihi itibarıyla taşınmaza 102,80 TL/m² değer biçildiğinden alınan rapor inandırıcı bulunmayarak mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.03.2022 tarihli ve 2021/252 Esas, 2022/128 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne, bedeline hükmedilen davacı paylarının davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun hazırlanmadığını, tespit edilen metrekare birim fiyatından düzenleme ortaklık payı düşülmesi gerektiğini, taşınmaz bedelinin yüksek hesap edildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı idarenin aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde de belirttiği, bozma öncesi Dairemizce müteaddit kez yapılan geri çevirme işlemleri sonucu toplanan belgeler üzerinden idarenin iddiasının denetlendiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.