"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mülkiyeti davacıya ait taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalmasından kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Yalova ili, ... ilçesi, ... Köyü 341 ada 386 ve 409 parsel sayılı taşınmazların orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın Orman Genel Müdürlüğüne yönetilmesi gerektiğinden husumetten davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının öncelikle idareye başvuru yapması gerektiğini, tapu kaydının iptal edilmiş olması dava şartı olduğundan dava açma hakkı bulunmadığını, tapu kaydındaki orman şerhi nedeniyle bu tarihten itibaren on yıllık süre dolduğundan zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, işin esasına girilmesi durumunda yasaya ve Yargıtay içtihatlarına uygun hesaplama yapılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve husumet nedeniyle reddi gerektiğini, idareye gerekli başvuru yapılmadan dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, orman sınırlandırılmasına karşı süresinde itiraz edilmediğini, ormanlar özel mülkiyete tabi olamayacağından düzenlenen tapunun hukuken geçerliliğinin olmadığını, m² değerinin yüksek hesaplandığını bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar adına olan tapu kaydının henüz iptal edilmemesi ve dolayısıyla davacıların halen kaybettiği bir mülkiyet hakkının ve bir zararın da söz konusu olmaması; ancak ileride açılacak bir tapu iptali ve tescil davasının davacılar aleyhine sonuçlanması halinde davacıların tazminat hakkının doğacak olması sebebiyle davanın kabulüne yönelik hüküm isabetli olmadığı gerekçesiyle davalı tarafın istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın orman sınırları içine alınması ile malikleri tarafından kullanımının kısıtlanmış durumda olduğunu, taşınmazın olduğu bölgede yapılaşmanın artması nedeniyle taşınmaz fiyatlarının arttığını, davacıların zararının artmaya devam ettiğini, Anayasa ile güvence altına alınmış mülkiyet hakkının bu şekilde ihlal edildiğini, davanın reddi ve karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti göz önüne alınarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya kapsamına göre davacılar adına kayıtlı Yalova ili, ... ilçesi, ... Köyü, 341 ada 386 parsel (eski 692 parsel) ve 341 ada 409 parsel (eski 717 parsel) sayılı taşınmazların Yalova Kadastro Mahkemesinin 2018/15 Esas, 2019/18 Karar sayılı ilamıyla 56 Nolu Orman Kadastro Komisyonunca tamamının orman sınırı dışında bırakılmasına ilişkin orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının iptali ile tamamının orman vasfında olduğundan orman sınırları içine alınmasına dair kararının 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince 4721 sayılı Kanun'un 1007 inci maddesi gereğince zararın oluşmadığı yönündeki değerlendirmesi yerinde olmadığından işin esasına girilerek, dava konusu taşınmazın niteliğinin, değerinin ve davacıların oluşan gerçek zararlarının değerlendirme tarihine göre doğru tespit edildip edilmediği denetlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.