"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesine göre tescili davasında mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılardan ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; mahkemece 07.07.2012 tarih ve 2001/180 Esas, 2006/420 Karar sayılı ilâm ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ek karar ile birlikte asıl karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Rize ili, ... ilçesi, ... köyü 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 31, 36, 37 ve 41 parsel numaralı taşınmazların usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedellerinin bankaya bloke edildiğini, noter tebligatlarının tamamlandığını, davalı tarafça bedel artırım davası açılmadığını belirterek 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi gereğince taşınmazların tapularının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar yasal süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile Rize ili, ... ilçesi, ... köyü 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 31, 36, 37 ve 41 parsel numaralı taşınmazların tapusunun iptali ile Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilmiş, karar 09.11.2007 tarihinde kesinleştirilmiş, davalılardan ..., ..., ... ve ... tarafından yapılan temyiz başvurusu mahkemenin 07.07.2022 UYAP onay tarihli kararı ile reddedilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen ek kararına ve kararına karşı davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek temyiz taleplerinin reddine ilişkin ek karar ile kesinleşme şerhinin kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesine göre tesciline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2942 sayılı Kanun’un “Tapulu taşınmaz mallarda tescil” kenar başlıklı (mülga 24.04.2001 - 4650/21 md.) 17 nci maddesi.
2. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 10 uncu ve 22 nci maddeleri ile 23 üncü maddesinin 5 inci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece, ... ve ...’a çıkartılan tebligatın aynı konutta ikâmet edip etmediğine ilişkin tespit yapılmaksızın kardeşi ...’a tebliğ edilmek suretiyle kararın kesinleştirildiği anlaşılmıştır.
3. Tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7201 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan aile efradından veya hizmetçilerinden birine yapılır.” şeklinde düzenlenmiş olup ... ve ...’a yapılan tebligatlar usulsüzdür. Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.12.2006 tarihli ve 2001/180 Esas, 2006/420 Karar sayılı ilâmı kesinleşme şerhi verilerek kararın şeklen kesinleştirilmiş olması yasal olarak kesinleştiği anlamına gelmez.
4. Bu nedenle, usulsüz tebligat sonucu verilen 09.11.2007 tarihli kesinleşme şerhinin ve temyiz talebinin reddine ilişkin bila tarih ve 2001/180 Esas, 2006/420 Karar sayılı kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
5. Dava dilekçesi muris ... adına çıkartılmış olup ölü olduğundan bahisle ve tebligatı almak istemediği belirtilmek suretiyle eşine yapılan tebligat da geçersizdir.
6. 2942 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tapu malikinin veraset belgesi esas alınarak tespit edilen mirasçılarının davaya dâhil edilmesinden ve aynı şekilde adresleri tespit edilip 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre dava dilekçesi ve ekleri davalılara tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra, somut olayda 2942 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi uyarınca tescil davası açılabilmesi için kararın usulüne uygun tebliğ edilmediği, ... ve ... yönünden gerekli koşulların da yerine getirilip getirilmediği de denetlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz isteminin ... ve ... yönünden kabulü ile; mahkemece verilen kesinleşme şerhinin ve temyiz talebinin reddine ilişkin bila tarih ve 2001/180 Esas, 2006/420 Karar sayılı ek kararın kaldırılmasına,
2. Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.12.2006 tarihli ve 2001/180 Esas, 2006/420 Karar sayılı ilâmının BOZULMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
26.01.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Davacı ... tarafından Rize ili, ... ilçesi, ... köyü 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 31, 36, 37 ve 41 parsel numaralı taşınmazların usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedellerinin bankaya bloke edildiğini, noter tebligatlarının tamamlandığını, davalı tarafça bedel artırım davası açılmadığını belirterek 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi gereğince taşınmazların tapularının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
Mahkemece, verilen davanın kabulü ile idare adına tescile ilişkin karar 09.11.2007 tarihinde kesinleştirilmiştir. Davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili tarafından kararın kesinleşmesinden sonra kararın usulsüz tebliğ edildiği ve kesinleşmediği iddiasıyla yapılan temyiz başvurusu mahkemenin 07.07.2022 UYAP onay tarihli kararı ile reddedilmiş, davalılar vekilince ek karara karşı temyiz isteminde bulunulmuştur.
Dava 2942 Sayılı Kanun’un mülga 17 inci maddesine dayanan tescil istemine ilişkindir.
Dairemizin çoğunluk görüşü ile ... ve ... yönünden kararın tebliği usule uygun olmadığından ek kararın kaldırılmasına, işin esası yönünden inceleme yapılmak üzere 28.12.2006 tarihli 2001/180 Esas, 2006/420 Karar sayılı kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Davanın kabulüne dair mahkeme kararının tebliğinin davalılardan ... ve ...’a (... ile ...’un aynı evde oturduğu belirtilerek) 28.10.1966 doğumlu kardeşleri ...’a, ... adına çıkartılan tebligatın 25.07.2007 tarihinde bizzat kendisine yapıldığı ve tüm tebligatların adresinin ... Köyü / .../ Aydın olduğu anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 2 inci maddesinde : “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 29. maddesinde ise: “Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler.” hükümleri yer almaktadır.
Tebligat hukuku yargılamanın taraflarının yargılamaya ilişkin işlemlerden haberdar olmasını temin etmek amacıyla şeklî kurallara bağlanmıştır. Ancak asıl gaye ilgili kişi ya da kişilerin hukuki durumlarını öğrenmelerini (ıttılaını) sağlamaktır. Somut olayda tebligatların davalı kardeşlerin köydeki adreslerine yapıldığı, o tarihlerde köylerde sokak, cadde isimleri ile kapı numaralarının bulunmasının düşünülemeyeceği de açıktır. Ayrıca az sayıda insanın bulunduğu köy gibi küçük bir yerleşim biriminde kardeşleri ile birarada yaşayan ...’un kardeşlerinin tebligatını aldığı gibi kendisine de tebligatın bizzat yapıldığı anlaşılmaktadır. Her nasılsa usulsüz tebligatı aynı anda öğrenen davalı kardeşler kararın kesinleştiği 09.11.2007 tarihinden yaklaşık 15 yıl sonra 05.07.2022 tarihinde kararı (kesinleşmediğini ileri sürerek) temyiz etmişlerdir. Temyiz dilekçesinde aynı vekil ile temsil edilen ve dilekçeden anlaşıldığı üzere 28.12.2006 tarihli kararın tebliğ edildiği adreslerde halen oturan ... ile ... ve ...'un aralarında menfaat çatışması olduğunu gösterir dosyaya yansıyan bir ihtilaf bulunmadığından ... ve ...' un karardan haberdar olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Aksinin kabulü hukuki istikrar ve hukuki belirlilik ilkelerine uygun bulunmayacağı gibi 4721 Sayılı TMK’nın 2. maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nın 29. maddelerinde ifade edilen tarafların dürüstlük kuralına uygun davranması zorunluluğu ile de bağdaşmayacağından kararın ONANMASI gerektiği kanaatindeyim, bu sebeple Sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 26.01.2023