"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1657 ada 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.03.2016 tarihli ve 2015/251 Esas, 2016/124 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 23.03.2016 tarihli ve 2015/251 Esas, 2016/124 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece yapılan inceleme sonucunda; taşınmazların sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde; 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken, bu bedelden taşınmazların SİT alanında kaldığı gerekçesiyle indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi doğru değildir. Dava konusu taşınmaz ile içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaba göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik incelemeyle dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatından % 40 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle hesap yapan rapor doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3.Dava konusu taşınmazların ada numarası ‘1657’ olduğu halde hükümde ‘1957’ olarak yanlış yazılmıştır. Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının öncelikle tescil sonra terkin edilmesini talep etmişse de talep doğrultusunda karar verilmeden sadece terkine yönelik karar verilmesi nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.03.2022 tarihli ve 2020/101 Esas, 2022/148 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için uygulanması gereken düzenleme ortaklık payı oranının %40 olması gerektiğini, emsal seçiminin hatalı olduğunu, emsalle hatalı mukayese sonucu yüksek bedel tespit edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın sit alanında kaldığını, imar uygulaması yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapılmaması gerektiğini, düzenleme ortaklık payı kesintisinin kabul edilmesi halinde dahi yüksek oranda kesilmiş olduğunu, taşınmazın konumu, manzarası dikkate alındığında bedelin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki ... ilçesi, ... Mahallesi, 1657 ada 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi; üzerindeki yapılara da resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dosya içerisinde mevcut ... Belediye Başkanlığının 03.07.2020 tarihli cevabi yazısında; taşınmazların mevcut kadastral konumunu koruduğunu, bölgede seçilmiş düzenleme alanı bulunmadığını, imar planı uygulamalarının yapılması için öncelikle düzenleme sahası seçilmesi gerektiği ve seçili düzenleme sahasına uygulanacak 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesine göre kesilecek düzenleme ortaklık paylarının yasal oranı geçemeyeceği belirtilmiştir.
5.Bu itibarla; bölgede seçilmiş düzenleme sahası bulunmadığı, düzenleme sahası belirlendiğinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının yasal oranı geçemeyeceği ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dava dosyalarında % 40 düzenleme ortaklık payı kesildiği ve bu dosyaların Dairemiz denetiminden geçerek onandığı da anlaşıldığından, taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatından % 40 oranında düzenleme ortaklık payı kesilerek belirlenen bedel üzerinden hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
6. Bozma öncesi ilk kararda tespit edilen bedelin işleyen faiziyle ödendiği anlaşıldığından bozma sonrası tespit edilen bedelden ödenmiş olan bedelin mahsubuyla kalan 13.257,48 TL’ye bozma sonrası karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, bedelin tamamına infazda tereddüt uyandıracak şekilde yasal faiz işletilmesi, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Taraf vekillerinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile; mahkeme kararının hüküm fıkrasının; (2) numaralı bendinde yer alan “412.643,46” sayısının çıkartılmasına, yerine “392.123,28” sayısının yazılmasına, (3) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına, bent sıralarının buna göre teselsül ettirilmesine, (4) numaralı bendin hükümden çıkartılmasına, yerine; (İlk kararla tespit edilen kamulaştırma bedelinin 384.357,08 TL faiziyle ödendiğinden faiz işletilmesine yer olmadığına, fark 7.766,20 TL’ye 16.10.2015 tarihinden son karar tarihi olan 17.03.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine) cümlesinin yazılmasına, hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak; “Davacı idarece fazla depo edilen 20.520,18 TL bedelin, bankadan çekilmesine kadar vadeli hesapta işleyen neması ile birlikte davacı idareye iadesine”cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.