"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ...'nun 03.02.2008 tarihine kadar davacı sitenin yönetim kurulu başkanlığını yaptığını, diğer davalılar ... ve ...'in ise ...'nun akrabaları olduğunu, 03.02.2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında bilanço ve denetim raporunda, kasa hesabında 89.813,00 TL'nin eksik olduğunun saptandığını, bunun üzerine davalı yöneticinin bu parayı faiz getirisi sağlamak üzere güvenilir bir yere verdiğini beyan ettiğini, vadesinin 25.03.2008 tarihinde dolacağını ve bu tarihte site yönetiminin banka hesabına parayı getirisi ile birlikte yatıracağını belirttiğini, davalı ...'nun genel kurul kararından sonra site yönetimine sunduğu ve kendi imzasını da taşıyan 05.02.2007 tarihli belgeye göre zimmetinde görülen paranın bir tekstil firmasına faize verildiğini, davalının ödeme yapmaması nedeniyle genel kurulda yeni seçilen yöneticilerle bir araya gelen davalı ...'nun bu borcunun diğer davalıların kefaleti ile yeniden yapılandırılmasını talep ettiğini, bu görüşme sırasında 01.04.2008 tarihli tutanağın düzenlendiğini, bu tutanağa göre ...'nun siteye olan borcuna karşılık verdiği 90.000,00 TL'lik bononun iptal edilerek ileri tarihli yeni senetlerle değiştirilerek borcun yeniden yapılandırıldığını, yapılandırma protokolünde düzenlenen bonoda davalılar ... ve ...'in müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, bu nedenle 89.813,00 TL alacağın 03.02.2008 genel kurul veya 01.04.2008 tutanak tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (634 sayılı Kanun) kapsamında olup Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiğini, davacı sitenin davalı ...'nun da aralarında bulunduğu 3 kişiden oluşan bir yönetim kurulu tarafından yönetildiğini, 634 sayılı Kanun gereği yönetim kurulunun siteye karşı birlikte sorumlu olduğunu, bu nedenle diğer yönetim kurulu üyelerinin de davaya dahil edilmesi gerektiğini, müvekkilleri ... ve ... ise dava konusu borçla ilgilerinin bulunmadığını, sadece ...'nun maruz kaldığı baskı karşısında onun borcuna kefil olarak senet imzaladıklarını, sorumluluklarının bu senetlerle sınırlı olduğunu, senetlerin kambiyo senedi niteliğini taşımadığını, bu husustaki icra takibinin de iptal edildiğini, kambiyo senedi olmaması nedeniyle müvekkilleri ... ve ...'in müşterek ve müteselsil borçlu olduklarının kabulünün mümkün olmayacağını, ayrıca davanın ticari bir dava olmadığını, reeskont avans faizinin talep edilemeyeceğini, yersiz olarak açılmış davanın öncelikli olarak görev yönünden olmadığı takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.12.2013 tarihli ve 2014/11087 Esas, 2014/18064 Karar sayılı ilâmı ile davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, sitede kat mülkiyetinin kurulu olduğu ve kat malikleri kurulunca yönetime dava açma yetkisinin verildiği gözetilerek işin esasına girilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 15.02.2018 tarihli ve 2016/651 Esas, 2018/466 Karar sayılı kararı ile davanın davalılar ... ve ... açısından reddine, diğer davalı ... açısından kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ancak davalı eski yöneticinin sorumluluğunun tüm belge ve evraklar incelenerek denetime elverişli bilirkişi raporu alınması yoluyla tespit edilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin 16.02.2022 tarihli ve 2019/629 Esas, 2022/344 Karar sayılı kararı ile davanın davalılar ... ve ... açısından reddine, diğer davalı ... açısından kısmen kabulü ile 70.893,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ceza dava dosyası ve alınan bilirkişi raporları ile davalı eski yöneticinin sorumluluğunun daha fazla olduğunun tespit edildiğini, tüm evrak ve belgelerin kendileri tarafından dava dosyalarına ibraz edildiğini, diğer davalıların ise attıkları imza ile davalı eski yöneticinin borcuna müteselsil olarak katıldıklarını, onlar hakkında verilen davanın reddi kararının ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafça alacağın somut belge ve evraklar ile ispatlanamadığını, davalının belgeye panik ile imza attığını, herhangi bir geçerliliği bulunmayan belgeye istinadan kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, eski yöneticinin sorumluluğuna dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 34 ve 35 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı ...'ndan tahsiline,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.