"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 496 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın özel nitelikli bağ olduğunu, yıllık dönüm başına ortalama 5.000,00 TL- 6.000,00 TL arasında gelir elde edildiği dikkate alınarak bedel belirlenmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.06.2015 tarihli ve 2014/1241 Esas, 2015/547 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; münavebeye esas alınan yaş üzümün, değerlendirme tarihi olan 2014 tarihi itibarıyla dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kilogram satış fiyatlarının, ilgili resmi kuruluşlardan alınan verilere göre tespit edilmesi gerekirken, 2012 verisine göre hazırlanıp, belirlenen kamulaştırma bedeline Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranı uygulanmak suretiyle endeksleme yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması, taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti,dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun %30 oranında olacağı gözetilmeden, objektif değer artışı uygulanmaması suretiyle eksik bedel tespitinin doğru olmadığı gibi 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 17.10.2019 tarihli ve 2019/75 Esas, 2019/826 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; aynı bölgeden intikal eden ve aynı bozma sonrası Dairemizin denetiminden geçen aynı kamulaştırma kapsamındaki taşınmazlara aynı (2014) değerlendirme tarihi itibarıyla değer biçilirken, yaş üzümün verimi 2825 kg, satış fiyatı 0,90 TL, üretim masrafı 810,50 TL alınarak hüküm kurulduğu halde; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda yaş üzümün verimi 2600 kg, satış fiyatı 0,90 TL, üretim masrafı 1.175,00 TL alınarak hesap yapıldığı anlaşıldığından, bilirkişi kurulundan ayrılma nedenleri konusunda açıklayıcı ek rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 gün 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrasının dördüncü cümlesinin ilgili bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma fark bedelinin yatırıldığına ilişkin dekontun sunulduğu usul ekonomisi gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ve dava konusu taşınmaz için tespit edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurullarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bozma kararı sonrası tespit edilen fark kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de, sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin karar tarihinden sonra 29.07.2022 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.