"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/331 Esas, 2022/148 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar, davalılardan ... ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı ... vekili Avukat ... gelmiş, diğer davalı idareler vekilleri ile davacılar vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, Bafra İlçesi, ... Mahallesi ... (yeni 107 ada 243) parsel sayılı özel mülkiyete konu taşınmazın 271.226.90 metrekarelik kısmının birinci derece sit alanı içinde kaldığını, korunması gerekli taşınmaz ve kültür varlığı olduğunun tapu kayıtlarına işlendiği ve kamulaştırma yapılmadan haksız olarak el atıldığını, yapılan müdehaleye son verilmesi ve taşınmazın kamulaştırılması için davalı idareye Bafra 1. Noterliğinin 28.10.2009 tarihli ve 09261 No.lu, 21.07.2010 tarihli ve 05319 No.lu ihtarnameler ile acele posta servisi ile 21.10.2010, 30.11.2010 ve 02.02.2011 tarihli gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, dava konusu arazinin kızılırmak deltası içinde bulunduğunu ve tarım arazisi olduğunu, yılda en az üç ürün yetiştirildiğini, arazinin metrakare değerinin en az 8.000,00 TL olduğunu belirterek sit alanına kalan kısımın davalı idareye devri karşılığında davacılara ait hisselerin değerinin karşılığı olan 53.208,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ve Mahkeme masrafıyla birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görev nedeni ile reddini, 2010 yılı mali yılı kamulaştırma ödeneğinin yetersiz olması nedeniyle kamulaştırma işleminin daha sonraki yıllarda ödenekler ölçüsünde değerlendirileceğinin davacılara bildirildiğini, tazminat davası kapsamında müvekkili idarenin kusuru olmadığını, yapılan işlemlerin 2863 Sayılı Kanun çerçevesinde yapıldığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
2. Davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın süre aşımı nedeni ile reddini, yapılan işlemin hukuka, ilgili mevzuata aykırı ve iptalini gerektirir bir durumunun bulunmadığını, haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını ve bakanlık lehine vekâlet ücreti takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılmadığını, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddini talep ettiğini, dava konusu 1305 parsel sayılı taşınmazın 29.09.2014 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesisin A bendi gereğince yenilemenin tescili işlemi ile pasife alındığını, 107 ada 243 parsel olarak aktif edildiğinin anlaşıldığını, idareleri mevzuatları kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde 107 ada 243 parsel 874.350,74 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın 218.400,00 m²lik alanının ... Alanı (Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan) içerisinde kaldığının anlaşıldığını, dava konusu parselin bulunduğu alanın kesin korunacak hassas alan olarak tescil edilen alan içerisinde kaldığını, müvekkili Bakanlığın eldeki dava açısından husumet ehliyeti olmayıp yasal hasımın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olduğunu, öncelikle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dosya kapsamında bulunan belgelerden de görüleceği üzere dava konusu taşınmaza fiili el atma, giriş çıkışın yasaklanması, tarıma izin verilmemesi gibi hususların söz konusu olmadığını, müvekkili kurum tarafından dava konusu taşınmaza herhangi bir müdahale de olmadığını, izah olunan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatteyse açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.11.2014 tarihli ve 2011/271 Esas, 2014/649 Karar sayılı kararı ile davanın idari yargının görevinde olduğundan bahisle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 13.11.2014 tarihli ve 2011/271 Esas, 2014/649 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması nedeniyle korunması gerekli yer olarak 1. derece doğal sit alanı ilan edildiği, aynı zamanda taşınmazın uluslararası ... sözleşmesi çerçevesinde ... alanı olarak belirlendiği gibi ... Valiliğinin 01.03.2012 tarihli kararı ile bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisine alındığı anlaşıldığından, öncelikle taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisine alınmasına ilişkin idari işlemin kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, mahkemece dava konusu taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığı, taşınmazın kesinleşen kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan bölümlerinin bulunup bulunmadığı hususların tespiti için mahallinde refakate resen alınacak fen bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak taşınmaza fiilen el atıldığının ve bir kısmının da kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespiti hâlinde davaya bakmanın adli yargının görevi dahilinde bulunduğu gözetilip işin esasına girilerek talep hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 03.07.2018 tarihli ve 2016/543 Esas, 2018/306 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 03.07.2018 tarihli ve 2016/543 Esas, 2018/306 Karar kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazın bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması nedeniyle Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti adı altında birinci derece doğal sit alanı ilan edildiği, aynı zamanda taşınmazın uluslararası ... Sözleşmesi çerçevesinde ... alanı olarak belirlendiği, mahkemece uyulan bozma sonrası yapılan keşif mahallinde dinlenen tanıklar ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmaza giriş çıkışın kolluk güçlerince engellendiği, davacılar tarafından tarımsal amaçlı kullanılmasının yasaklandığı, bu nedenle taşınmaza fiilen el atıldığı anlaşıldığından işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görev yönünden reddine karar verilmesi, nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne davaya konu taşınmazda Tarım ve Orman Bakanlığının 07.02.2022 tarihli müzekkere cevabında krokisinde koordinatları ile belirtilen gogalık ve sazlık alan yönünden, davacıların bu kısımdaki hisselerinin iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline, taşınmazın gogalık ve sazlık alan dışındaki kısımları yönünden davalı idarece 1. Derece doğal sit alanı şerhinin yargılama devam ederken kaldırılmış olması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, kabul edilen kısmı yönünden hesaplanan taşınmaz hisse bedeli olan, davacı ... için 8.149,38 TL, davacı ... Öz için 1.535,71 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ndan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar, davalılardan Tarım Orman Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın hem 1. Derece sit alanı ve hemde ... alanı olması olgusu devam ettiğini, yapılan incelemelerde taşınmazın ... alanıda olmasının hiç dikkate alınmadığını, her ne kadar dava devam ederken davaya konu taşınmaz 1.Derece sit alanı iken Doğal Sit Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak tescil edilmiş ise de bu hususun mülkiyet hakkına olan el atmayı ortadan kaldırmadığını, taşınmazın kullanımını resmi kurumların iznine bıraktığını, taşınmazın Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti adı altında Sit Alanı ve ... Alanı olarak tespit ve tescil edildiğini, bu yerde 324 tür kuş türünün barındığını ve taşınmazda tarım yapılamayacağının ve her türlü uygulama öncesinde izin alınması gerektiğinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün 17.09.2021 tarihli yazısından da anlaşıldığını, tarıma izin verilmesi hâlinde bu taşınmazda kuşların barınması ve yaşamasının mümkün olmayacağını, davalı idarelerin dava konusu taşınmaz üzerindeki fiilen el atmayı perdeleme, davayı uzatma ve çıkmaza sokma eğilimi içine girdiğini ve kararın son bozma ilâmına uygun olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken husumet itirazının dikkate alınmadığını ve lehlerine vekâlet ücretine de hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilâmından sonra yapılan keşifte görüldüğü üzere taşınmazda tarım yapılmaya devam edildiğini, çeltik üretimi yapılmakta ve keşif sırasında çeltik anızı bulunduğunu, zirai ve inşaat bilirkişilerin 19.03.2021 tarihli raporlarında taşınmazda en son çeltik hasadı yapıldığını tespit ettiğini, ayrıca raporda tek katlı mesken yapıldığı belirtilmiş olup bu meskenin dava tarihinden sonra yapıldığını, bu hususa dikkat edilmeksizin fiili el atmanın varlığından söz edilerek hüküm kurulduğunu, taşınmazda fiili el atmanın olmadığını, 2863 sayılı Kanun hükümleri uyarınca doğal sit alanı içerisinde kalan taşınmazların kamulaştırılması zorunluluğu bulunmadığını, takas imkanı getirildiğini, Danıştay 6. Dairenin 19.06.2015 tarih, 2014/7813 Esas ve 2015/4418 Karar sayılı ilâmında; "...idarelerin sit alanlarında kamulaştırma zorunluluğu bulunmadığı, ancak bu statüde bulunan taşınmazlar için hazine taşınmazları ile takas imkanının sunulması için koruma amaçlı imar planı yapımı için idarelere sit ilanından bu yana belli bir yasal süre tanındığı, esasen uyuşmazlığa konu taşınmazın kamulaştırılması zorunlu statüde bulunmadığı ve bu nedenle kamulaştırmasız el atma nedeniyle oluşan bir zarardan bahsedilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği..." şeklinde hüküm kurulduğunu, ayrıca kısmen kabul kararı verilmiş olup idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka, usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu maliki davacılar ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu taşınmaz için ... 11. Bölge Müdürlüğünün 23.08.2021 tarihli yazısında 874.350,70 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın 847.630,70 m² yüzölçümlü kısmında plan hükümleri gereği tarım faaliyeti yapılmasında sakınca olmayacağı; ancak taşınmazın güneybatı kısmında yer alan 26.720,00 m² yüzölçümlü gogalık ve sazlık alanın mevcut karakterinin korunması gerektiği, söz konusu taşınmazda yapılacak olan her türlü faaliyet için 04.04.2014 tarihli ve 28962 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği'nin 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri gereği Genel Müdürlüklerinin görüşünün alınması gerektiği belirtildiğinden ve yargılama devam ederken taşınmaz 19.02.2020 tarihinden itibaren 1. Derece sit alanı içerisinden çıkarılıp, tamamı Sürdürülebilir Kontrollü Alanı statüsü içerisine alındığı anlaşıldığından sadece taşınmazın güney kısmında yer alan 26.720,00 metrekarelik gogalık ve sazlık alanın doğal karakterinin korunması gerektiği, bu sebeple burada tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yapılamayacağı, bu alan dışında kalan kısımlar yönünden ise tarım faaliyetlerinde herhangi bir sakınca olmadığı dikkate alınarak dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilâmı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, toplanan belgeler üzerinden tarafların iddiasının denetlendiği, bozma ile kesinleşen ve taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar, davalılardan Tarım Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idareler harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.