Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15409 E. 2023/6237 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının hesabı, faiz ve vekâlet ücretine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin tazminat miktarını doğru hesapladığı, faiz yönünden kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak vekâlet ücretini hatalı hesapladığı gözetilerek, karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... köyü, 133 ada 1 parsel sayılı özel orman vasıflı taşınmazın öncesinde muris ...'dan intikalen sonraki murisler adına kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazın 4785 sayılı Orman Kanunu ile devletleştirmeye tabi tutulduğunu,5658 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi gereği özel orman niteliği ile 05.04.1954 günlü Bakanlık oluru ile taşınmazın maliki Muris ... adına iadesinin kabul edildiğini, taşınmazın 46 sayılı Orman Kadastro Komisyonunca ... Özel Ormanı olarak tahdidi yapılıp 01.12.1989 tarihinde de askı ilanına çıkartılarak kesinleştiğini, 28.12.1993 tarihinde arazi kadastrosu çalışması ile Orman Kadastro Komisyonunca tahdit edilen sınır ve miktarlara uyularak 133 ada 1 parsel olarak, 10.03.1994 tarihinde muris ve diğer hissedarlar adına tespit ve tescil edildiğini, Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/81 Esas, 2004/560 Karar sayılı dosyası ile dava konusu bu yerin iadeye tabii yerlerden olmadığı iddiası ile açılan davada, taşınmazın Devlet Orman olduğu kabul edilerek tapusunun iptali ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın 10.02.2006 tarihinde kesinleştiği, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiği ileri sürülerek müvekkillerinin uğradığı zararın tazmini talep edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ormanların zamanaşımı ile kazanılamayacağını, davacılar adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğunu bu nedenle tazminata hak kazandıramayacağını, davacıların taşınmazı kullandığı süre içerisinde elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semerelerin de taşınmaz bedelinden düşülmesi gerektiğini, açılan davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2017 tarihli ve 2015/502 Esas, 2017/81 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin13.02.2017 tarihli ve 2015/502 Esas, 2017/81 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı ... ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ve 2017/1212 Esas, 2017/1222 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın arazi vasfında kabul edilmesi ile net gelir metodu yöntemiyle tapu kaydının iptali kararının kesinleştiği 10.02.2006 tarihi itibarıyla zeminin, üzerindeki ağaç, yapı ve müştemilatının gerçek değerinin toplam 12.297.792,61 TL olarak tespiti ile her bir davacı için veraset belgesindeki paylarına düşen miktarların dava tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesi yönündeki hükmün yerinde olduğu, ancak dava dilekçesinde dava tarihinden sonra işleyecek faiz talebinin ve ıslah dilekçesinde dava tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa ayrıca işleyecek olan yasal faiz talebinin mevcut olması karşısında davacı ... yönünden belirlenen 3.392.492,97 TL maddi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasına "3.392.492,97 TL maddi tazminata ayrıca dava tarihi olan 16.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizin davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine" ibaresinin eklenmesine, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ve 2017/1212 Esas, 2017/1222 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinden verilen kararın faize ilişkin bölümünde kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği gerekçesiyle yapılan düzeltmenin yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde İlk Derece Mahkemesi hükmüne cümle işlenmesi şeklinde hüküm kurulmasının; orman emvali niteliğindeki ağaçlara da değer tespit edilerek fazla bedele hükmedilmesinin; dava konusu taşınmazdaki tel çitin gerekli araştırma yapılmadan tamamının yerinde olduğu varsayılarak bedeline hükmedilmesi;hak sahiplerinin fazlalılığı gözetildiğinde tapu maliklerinden davacılara intikal eden payları tek tek gösterir şekilde veraset silsilesi tespit edilip hangi davacının hangi tapu malikinden hangi veraset ilamlarına göre ne oranda pay sahibi olduğu açıklanarak davacılara düşen tazminat miktarları kalem kalem gösterilecek şekilde hesap yapılması gerektiğinin düşünülmemesinin; hükmedilen tazminat miktarına değerlendirme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi ile yetinilmesi gerekirken değerlendirme tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz bedelleri hesaplanarak bu bedellere hükmedilmesinin doğru olmadığından bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B.Temyiz Sebepleri

1.Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın özel orman vasfında olduğunu, orman emvali bedeline de hükmedilmesi gerektiğini,davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince faiz talebi de reddedilmiş gibi hüküm kurulduğunu, faiz alacağı reddedilmediğinden vekâlet ücretinin fahiş hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; orman emvali bedelinin de verilmesi gerektiğini, resen sebeplerinde gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tazminat şartlarının oluşmadığını, Hazineye husumet yöneltilemeyeceğini, özel mülkiyete konu olmayan ve asıl niteliği orman olan taşınmaz için oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğundan mülkiyet hakkı kazandırmayacağını, dava konusu taşınmaz bedelinin hatalı hesaplandığını, kapitalizasyon faiz oranının hatalı değerlendirildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; Sinop ili, Abalı köyü, 133 ada 1 parsel sayılı 7.919.693 m² yüzölçümlü, özel orman vasıflı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 10.03.1994 tarihinde bır kısım davacılar, davacıların murisleri ve diğer hissedarlar adına tespit ve tescil edildiği, Sinop Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/81Esas, 2004/560 Karar sayılı dosyası ile tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 10.02.2006 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 16.10.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak taşınmazın zemini için belirlenen metrekare değeri ve taşınmaz üzerindeki yapı değerinin Dairemiz bozma ilamına konu edilmediği bu açıdan temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar ... vd. davalı idare vekillerinin tüm, davacı ... vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Davacı ... yönünden reddedilen tazminat miktarının 848.954,46 TL olduğu, faiz açısından bir ret kararı bulunmadığı, değerlendirme tarihinden ititbaren faize hükmedilmesi ile davacının faiz talebi yönünden kabul kararı verildiği gözetildiğinde bu davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesi gereken vekâlet ücreti 111.384,99 TL olduğu halde vekâlet ücretinin yüksek hesaplanması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacılar ... vd. davalı Hazine vekillerinin tüm, davacı ... vekilinin diğer temyiz ititrazlarının reddine,

2. Davacı ... vekilinin temyiz ititrazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 26 ncı bendinden "226.176,93" sayısının çıkarılmasına, yerine 111.384,99" sayısının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı ...'dan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Davacı ... vd. 'den peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.