Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15730 E. 2023/5771 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedellerinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve davacı hissesine düşen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ayrıca fen bilirkişisinin tespitleriyle fiili ve hukuki el atılan kısımların belirlenmesinin de yerinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1580 ada 7, 9, 15, 16, 17, 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın belediye sınırları içinde olması ve imar tadilatının belediyece yapılmasının da belediyenin araziye tecavüz ettiği anlamını taşımadığını, 5999 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un Geçici 6 ncı maddesine göre ''Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması hâlinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.'' hükmü gereğince taşınmaza el atıldığını iddia eden davacının müvekkil idareye başvurusu sonucunda 2013 yılı içerisinde ilgili kamulaştırmanın yapılacağının belirtildiğini, davacı tarafından talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, haksız zenginleşmeye sebep olacak nitelikte olduğunu, davanın yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.12.2013 tarihli ve 2012/593 Esas, 2013/802 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 18.Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Geçici 6 ncı maddesi gereğince kamulaştırmasız el atma davalarında da 2942 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağı dikkate alınarak 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'un değiştirilen Geçici 6 ncı maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma davalarında taşınmazın dava tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmaza 24.10.2008 tarihinde el atıldığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın dava tarihi esas alınarak emsal mukayesesi yolu ile değerinin belirlenmesi gerekirken, el atma tarihi itibarıyla değer tespiti yapılarak belirlenen iş bu miktara yasal faiz işletilerek kamulaştırmasız el atma bedelinin tespit edilmiş olması nedeniyle ve kabule göre de; Mahkemece, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre; 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdiri esaslarını gösteren 11 inci maddesinin birinci fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tespiti ve bedelin tespitinde etkisi olan diğer unsurlar da dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin tespiti gerekmektedir. Davacının dava konusu 1580 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 1/2 payı, 1580 ada 17 parsel sayılı taşınmazda ise 9/16 payı olup bu paylar dikkate alınarak bedel belirlenmiş iken, her iki taşınmaz için dava dışı paydaşın paylarını da kapsar şekilde el atılan kısımların tamamının tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi, davacıya iadesine karar verilen 1.073,95 TL harç mahsup edilmeden, toplam 1.119,40 TL harcın yargılama giderine dahil edilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 28.02.2017 tarihli ve 2015/289 Esas, 2017/133 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma İlamı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davalı idarece 08.06.2016 tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun ) 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yenileme çalışmaları yapıldığı ve tapuya tescil edildiğinin iddia edildiği, Uyaptan yapılan sorgulamada dava konusu taşınmazların pasife alındığı gözetildiğinde, idarenin el attığı alan değişebileceğinden, taşınmazın yenileme çalışmaları sonucu oluşan tapu kayıtları ve kadastro krokileri dosyaya getirtilip, mahallinde fen elemanı vasıtasıyla keşif yapılarak tespit edilen yeni yüzölçümüne göre el atılan alana ilişkin zemin bedelinin hesaplanması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 10.11.2021 tarihli ve 2020/515 Esas, 2021/514 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu 15285 ada 6, 8, 14 ve 15 parsel sayılı taşınmazlarda hukukî olarak el atılan alanlar ile fiili el atılan kısımlar karşılaştırıldığında fiili olarak el atılan kısımların daha fazla olduğunu; ancak bilirkişi tarafından bu hususta değerlendirme yapılmadığını, taşınmazların yol haricinde kalan kısımlarının ekonomik değer kaybettiğini, gerçek değerinin çok altında değer tespiti yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının kanunî şartlarının oluşmadığını, ayrıca tespit edilen bedelin sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1580 ada 7, 9, 15, 16, 17, 18 ve 20 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yenileme çalışmaları sonucu oluşan Yeşiltepe Mahallesi 15285 ada 6, 8, 14, 15, 16, 17 ve 19 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca davacı hissesine düşen bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1580 ada 7,9,15,16,17,18 ve 20 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yenileme çalışmaları sonucu oluşan Yeşiltepe Mahallesi 15285 ada 6,8,14,15,16,17 ve 19 parsel sayılı taşınmazların fiili ve hukuki el atılan kısımlarının fen bilirkişisince çakıştırılması sonucu el atılan alanların tespit edilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin ileri sürdükleri temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına, aşağıda yazılı harcın istek hâlinde davacıya iadesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.