Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15812 E. 2023/4138 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve davalı idarenin tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın tazmini gerektiği, taşınmazın değerinin emsal satışlara göre belirlenmesi gerektiği ve nispi vekâlet ücretinin hatalı hesaplanması dışında Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, vekâlet ücreti düzeltilmek suretiyle karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki mülkiyeti davacıya ait taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... Hazinesi hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... Hazinesi hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 175 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlarda fenni hataların düzeltilmesi ve orman sınırlarının sayısal hale getirilmesi için uygulama yapıldığını, davacının süresi içinde söz konusu işleme itiraz etmediğinden dava açma hakkının bulunmadığını, tazminata konu şerhin Orman İşletme Müdürlüğüne ait olduğunu, müvekkili Hazine yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmazların mülkiyetinin davacı üzerinde yer aldığını, mülkiyet değişikliği olmadan bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların mülkiyetinin davacı üzerinde yer aldığını, mülkiyet değişikliği olmadan bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinde Devletin sorumluluğundan söz edildiğini, bu nedenle müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... Genel Müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... Hazinesi hakkında açılan davanın kabulüne ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline, davacı adına olan tapu kayıtlarının iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin gerçek değerinin altında olduğunu, taşınmazların emsal taşınmazdan çok daha değerli kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan arta kalan kısmın inşaat yapmaya müsait olmadığını, bu kısım için %100 oranında değer azalışı bedeline hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, orman şerhinin kaldırılması için idari başvuru ve idari dava yollarının tüketilmeden bu davanı açılamayacağını, bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, tazminat bedelinin yeterince araştırma yapılmadan belirlendiğini, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 193,76 m²lik kısmının, 175 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 223,17 m²lik kısmının kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı belirlendiğinden, tapu kaydına 29.07.2020 tarihli ve 8759 yevmiye numarası ile "kısmen veya tamamen orman sınırları içinde kalmıştır" şerhi konulduğunu, taşınmazların orman kadastro sınırları içerisinde kalması halinde mülkiyet hakkı kısıtlandığından orman sınırları içinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmekte hukuki yararının bulunduğu sonucuna varıldığını, taşınmazların Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü parsel sorgu uygulaması üzerinden yapılan incelemede, villa sitelerinin bulunduğu bölgede olduğu, komşu parsellerin üzerinde villaların mevcut olduğu ve talep halinde belediye hizmetlerinden yararlanabilecek durumda olduğu, ... Koçman Üniversitesi Kampüsüne ve ... Eğitim ve Araştırma Hastanesine yakın konumda bulunduğu dikkate alındığında taşınmazların arsa niteliğinde kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak kabul edilen taşınmazın da dava konusu taşınmaz ile benzer özelliklerde bulunduğu, satışının özel amaç taşımadığı anlaşıldığından somut emsal olarak kabul edilmesinin yerinde görüldüğü, ancak dava konusu taşınmazların hemen bitişiğinde bulunan 169 ada 42 ve 43 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin Dairenin 2022/1361 Esas, 2022/2029 Karar sayılı kararında aynı satışın somut emsal kabul edildiği ve dava konusu taşınmazların emsalin %93'ü değerinde olduğu sonucuna varıldığı, dava konusu 175 ada 4 parsel sayılı taşınmazın bu değerlendirmeye uygun olduğu, 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ise köşe parsel konumunda bulunduğundan 169 ada 42 ve 43 parsellerden daha değerli olduğu, somut emsalin %97'si değerinde kabul edilmesi gerektiği, bu durumda 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın metrekare birim değerinin 922,84 TL, 175 ada 4 parsel sayılı taşınmazın metrekare birim değerinin ise 885,01 TL hesaplandığı, 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları dışında kalan kısmına yapılabilecek yapı alanının %47 oranında azalacağı anlaşıldığından taşınmazın kalan kısmındaki değer azalışının %50 olarak kabul edilmesi gerektiği, böylece dava konusu 175 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için 282.610,51 TL, 175 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için 374.536,23 TL tazminat belirlendiği, ancak taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davacı ve davalı Hazine vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca dava konusu 175 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan arta kalan kısım için gerekçesi gösterilmeksizin daha düşük oranda değer azalışı bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen toplam bedel üzerinden eksik vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı adına kayıtlı dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 175 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu yörede yapılan orman sınırlandırma çalışmalarında dava konusu taşınmazların kısmen orman sınırlarına alındığı ve orman tahdit sınırları kapsamında kaldığının kesinleşmesiyle taşınmazın tapu kaydına orman olduğu şerhinin 29.07.2020 tarihinde konulduğu anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline, davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesine karar verilmesi yerindedir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı lehine hükmedilen nispi vekâlet ücretinin hatalı hesaplanması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) harfi ile gösterilen bendinin (10) numaralı alt bendinde yer alan "49.676,30" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "89.777,87" sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.