Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15936 E. 2023/9610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa payı iptali ve tescili davasında hükmedilen bedelin, dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar olan döneme ilişkin faizinin talep edildiği davada, faiz talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Arsa payı iptali ve tescili davasından kaynaklanan asıl alacağın fer'i niteliğindeki faiz alacağının, asıl alacak hakkının doğduğu tarih olan davanın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı gözetilerek, mahkemenin faiz isteminin reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/319 Esas, 2022/351 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki faiz alacağı davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir.

İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.05.2016 tarihli ve 2015/457 Esas, 2016/388 Karar sayılı görevsizlik kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarihli ve 2017/5352 Esas, 2018/7916 Karar sayılı ilâmı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararı uyarınca İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalılar ... vd. vekili Avukat ..., yetki belgesine istinaden davalı ... vekili Avukat ... ve davalılar ... vd. vekili Avukat ... gelmiş, diğer davalılar vekilleri ve davalı asıllar duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine açtığı İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1372 Esas sayılı davada müvekkiline ait olan 31 numaralı bağımsız bölüme isabet eden arsa payının davalıların arsa payları oranında davalılar adına tesciline ve bedelinin de müvekkiline ödenmesine karar verdiğini, mezkur dava açılırken müvekkili tarafından faiz talep edilmemiş olduğunu, terditli davanın tazminat davası şeklinde neticelenmesi üzerine de huzurdaki dava ile faizin talep edilmesinin gündeme geldiğini, faizin müstakil-ek bir dava ile talep edilebileceğini, hem 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) hem Yargıtay kararları hem de doktrin görüşleri dava açılırken açıkça feragat edilmediği sürece dava ile talep edilenler dışında geri kalanlardan vazgeçildiği anlamının çıkartılmayacağını belirterek davanın kabulü ile İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1372 Esas sayılı dava dosyasında müvekkiline ödenmesine karar verilen tutar üzerinden dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar faizin bilirkişi marifetiyle hesap edilmesini, hesap edilen faizin davalıların arsa payları da dikkate alınarak ne kadar ödeyeceklerinin de belirlenmesi ve her bir davalı için ayrı ayrı belirlenen bedele hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; 31 bağımsız bölümlü bir taşınmazdaki arsa paylarının maliklerden birinin açtığı dava sonucu düzeltilirken, davalı konumundaki diğer 30 malikten davacının lehine 9.000.000,00 TL'de bedel ödemesinin hüküm altına alındığını, yani davacının hukuk yolu ile haksız ve meşruiyet temelinden uzak bir servet sahibi kılındığını, şimdi ise davacının bu servetinin bir de faizini istemekte olduğunu, davacının bundan evvelki hiçbir aşamada faiz talebinde bulunmadığını, faiz alacağının da saklı tutmadığından bu konuda dava ikamesine hakkı olmadığını ifade ile davanın önce bu nedenle reddine karar verilmesini talep ettiğini, davalı ve karşı davacıların dava konusu taşınmazda mevcut 9 bağımsız bölüm numaralı dairenin maliki olduğunu, işbu davanın aleyhlerine sonuçlanması halinde mahsuba esas olmak üzere davacı ve karşı davalıdan ecrimisil alacaklarının mevcut olduğunu, zira davacı ve karşı davalının tasarrufu altında tuttuğu 956 m² ortak alanı ve o alanda mevcut kargir müstakil evi öteden beri haksız ve kötüniyetle kullanageldiğinden müvekkillerine ait 1556/26740 arsa payı için 2010-2015 yılları arası işlemiş 5 yıllık ecrimisil bedelinden fazlaya ait talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL'lik kısmını talep ettiklerini belirterek davacı-karşı davalının davasının reddine, karşı davanın kabulüne, işlemiş ecrimisil alacağından fazlaya ait talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.500,00 TL'lik kısmının yasal faiz, masraf ve ücretle birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; faizin ayrı bir dava olarak talep edilebileceğini, Mahkemenin ret kararının hatalı olup, taşınmazın değerinin bu süreçte fazlalaştığı hâlde, verilen karar neticesinde davacının zarara uğradığını, faize ilişkin talebin kabulü hâlinde davacının maddi kaybının azalacağını, kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, arsa payı bedelinin faiz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 5 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacı işbu davada, İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1372 Esas sayılı dosyasında Mahkemece iptal edilen arsa payı bedelinin, dava tarihi ile karar tarihi arasındaki döneme ilişkin faizini istemektedir.

3. Davacının ek faiz talebine yönelik açtığı eldeki davada, davacının asıl alacağa bağlı fer'î alacak niteliğinde bulunan alacak hakkının ne zaman doğduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Davacının arsa payının iptali ile davalılar adına tescili ve iptal edilen arsa payı bedelinin ödenmesi talepli dava taşınmazın aynına ilişkin olup, alacak hakkı arsa payının iptali ile tescili kararına bağlıdır. O hâlde bu dava kesinleşmeksizin alacak hakkının ve bu hakka ilişkin faiz talebinin doğduğundan söz edilemez.

3. Yukarıdaki açıklamalar ışığında asıl alacağın da tahsil edildiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davalılar ... vd., davalı ... ve davalılar ... vd. yararına 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,

179,90 TL onama harcının davacıdan alınmasına,

24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.