"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Kamulaştırmasız el atma davasında hüküm altına alınan ve ödenen bedelin, kararın bozulması sonrasında takipsiz bırakılıp açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili istemine ilişkin asıl dava ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil bedelinin belirlenerek asıl davaya konu alacak ile takas mahsubu ve bakiyesinin yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkin karşılık davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ... yönünden kabulüne, karşılık davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve karşı davacı-davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararın karşı davacı-davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 107.090,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Asıl davada hüküm altına alınan bedel Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davalı-karşı davacı ... vekilinin asıl dava yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı davacı-davalı vekilinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat istemine ilişkin karşı davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi kök 1991 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davalılar tarafından davacı idare aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/109 Esas sayılı dosyası ile “tecavüzlü kısmın aynen teslimi, mümkün değilse bedelin ödenmesi ve ecrimisil bedelinin ödenmesi talepli” açılan davanın yargılama sürecinde, kamulaştırma yapılmadan 3121 m²lik alana el atıldığından, belirlenen el atma ve ecrimisil bedelinin tahsili için ... 1. İcra Müdürlüğünün 2016/812 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı kurum tarafından 01.03.2016 tarihinde 36.277,55 TL ödeme yapıldığını, söz konusu ilâmın Yargıtay denetimi sürecinde bozulması sonrasında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/144 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edildiğini, davanın takipsiz bırakılması sonrasında açılmamış sayılmasına dair verilen kararın kesinleştiğini, takipsiz kalan ve açılmamış sayılan dava nedeniyle 01.03.2016 tarihinde 36.277,55 TL ödeme yapılmış olup davacı kurumun zarara uğradığını, bu nedenle 12.03.2020 tarihli ve 173734 sayılı yazı ile davalılara ve vekiline “Borç ödeme ihtarı” konulu yazı gönderildiğini, ancak davalılarca bir ödeme yapılmadığını, ... Genel Müdürlüğünün kamulaştırması nedeniyle dava konusu taşınmazın ifraz görerek farklı parsellere ayrıldığı, el atılan kısmın tapuda idare adına tescilinin de mümkün olmadığı, el atma nedeniyle icra dosyası üzerinden ödenen 36.277,55 TL'nin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesi göz önüne alınarak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Karşı davanın davacısı ... vekili karşı dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda ... hissesinin onun vefatından önce ... tarafından satın alındığını, davacı idare tarafından ... 1. İcra Müdürlüğünün 2016/812 Esas sayılı dosyasına yapılan ödemenin de ... tarafından tahsil edildiğini, dolayısıyla diğer davalılar açısından davanın reddinin gerektiğini, taşınmazların ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/772 Esas, 2015/681 Karar sayılı kararın dayanağı bilirkişi raporunda davacı DSİ Genel Müdürlüğünün kamulaştırmasız el attığı alan olarak tespit edilen kısmının ne kadarının ... Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığı, ne kadarının davacı DSİ'nin işgali altında olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davacı DSİ'nin kamulaştırmasız el attığı alanın kamulaştırma bedelinin tespiti ve DSİ'nin kamulaştırmasız el attığı kısım ile ilgili 29.06.2015-29.06.2020 tarihleri arası talep edilebilecek ecrimisil miktarının belirlenmesini, hesaplanan tazminat ve ecrimisil bedellerinin davacının talep ettiği miktar ile takas-mahsup edilmesini, hesaplanan kamulaştırma bedeli ve ecrimisil bedelinin davacı talebinden fazla olması hâlinde fazla kısmın davacı/karşı davalıdan yasal faizi ile birlikte ödemesini, davacı DSİ'nin kamulaştırmasız el attığı tespit edilen alanın müvekkili adına olan tapu kaydının iptali ile davacı/karşı davalı DSİ adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; ... mirasçıları yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz kısmı ile ilgili tapuda ferağ verilse bile infazın gerçekleşemeyeceğini, karşı davada tespit edilecek kamulaştırma bedeli ve ecrimisil bedellerinin davacı DSİ'nin talep ettiği alacak ile takas edilmesini, tüm bu nedenlerle ... mirasçıları için davanın husumetten reddine, davacının talep ettiği miktar ile karşı davalarında hesaplanacak kamulaştırma bedeli ve ecrimisil bedelinin takas edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı idare vekili karşı davaya yönelik verdiği cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, ... adına tescili yapılan ve parası ödenen bir parsel için kurumlarınca hiçbir tescil işlemi olmadığı hâlde ödeme yapıldığını, davanın açılmamış sayılması kararı da göz önüne alınarak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde kurumlarınca ödenen bedelin davalılardan iadesini talep ettiklerini, müdahaleleri olmadığından karşı davanın reddini talep ettiklerini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın ... yönünden kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve karşı davacı-davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı/karşı davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın kabulü kararının usul ve kanuna uygun olduğunu, Mahkeme kararının 2 No.lu bendinde "asıl davanın davalı ... mirasçıları yönünden husumet sebebi ile REDDİ" ve 7 No.lu bendinde "Asıl davada davalı ... mirasçıları yönünden husumet sebebi ile davanın reddine karar verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ..., ... ve ...’a verilmesi" şeklinde kurulan hükmün usul ve kanuna aykırı olduğunu, nitekim Yerel Mahkemece ... mirasçıları yönünden neden husumetten ret kararı verildiğinin taraflarınca anlaşılamadığını, kurumlarınca yapılan ödemenin, o dönem için ... 1. İcra Müdürlüğünün 2016/812 Esas sayılı dosyasına yapılmış olup dosya alacaklılarının ... ve ... olduğunu, bu sebeple sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı davanın ...’a ve ...'ın ölmesi sebebiyle mirasçılarına yönelik açıldığını, ... hissesinin ... tarafından alındığının kendileri tarafından bilinmediğini belirterek, davacı kurum aleyhine vekâlet ücretine hükmedilme yönündeki kısım için İlk Derece Mahkeme kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
2. Davalı/karşı davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının davanın müvekkili ... açısından kabulüne ve müvekkilleri ... mirasçıları açısından davanın husumet nedeni ile reddine ilişkin kısmına katıldıklarını, davacı DSİ 2. Bölge Müdürlüğünün 12.03.2020 tarihli ve 173734 sayılı yazısı ile müvekkillerinden, 40.906,37 TL'nin yasal faiziyle ödenmesi talebinde bulunduğunu, 25.03.2020 tarihli cevabi yazı ile yapılan ödemenin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/772 Esas, 2015/681 Karar sayılı kararında kamulaştırmasız el atılan kısım ile ilgili yapıldığını, müvekkillerin bu kısım ile ilgili tapuda ferağ vermeye hazır olduklarını, ... ilçesi, ... Mahallesinde yapılan yenileme çalışmaları ve davacı tarafından kamulaştırmasız el atıldığı belirtilen 3100 m²lik alanın bir kısmının ... Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması nedeniyle ferağ verme ile de sorunun çözülemeyeceğini, bu nedenle karşı davalarını açtıklarını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/144 Esas sayılı dosyası kapsamında davacı DSİ'nin müdahalesi bulunduğunun belirlendiğini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/144 Esas, 2017/188 Karar sayılı kararına konu davaya konu taşınmazda el atılan alanın, DSİ tarafından Alaşehir Çayı Islah çalışmalarının yapıldığı 1970'li yılların sonu 1980'li yılların başından itibaren Alaşehir çayı taşkınlarının önlenmesi için toprak yığılarak el atılmış bir alan olduğunu, dava açıldıktan sonra, DSİ tarafından, el atılan alandaki toprağın dağıtılmasının el atma durumunu ortadan kaldırmayacağını, toprağı dağıtılan alanın müvekkili tarafından kullanılamadığını, keşif sırasında dinlenen tanıklarının ... ilçesi, ... Mahallesi 149 ada 50 parsel sayılı taşınmazda bulunan bağ omcalarını müvekkilinin diktiğini belirttiklerini, ancak, bağ omcalarının bulunduğu ve müvekkilin kullanmaya devam ettiği alanın, davaya konu 149 ada 50 parsel sayılı taşınmazın davaya konu olmayan kısımları olduğunu, 149 ada 50 parselin davaya konu alanının Fen Bilirkişi Raporu eki krokide (B) harfi ile gösterilen 1.362,00 m²lik alan olduğunu, Fen Bilirkişi Raporu eki krokide B harfi ile gösterilen alana Alaşehir çayının taşkınlarının önlenmesi için yeniden toprak yığılmasının zorunlu olduğunu, DSİ tarafından Alaşehir Çayı boyunca buranın servis yolu olarak kullanıldığını, davacı-karşı davalı tarafından kaldırılan alanın müvekkili tarafından kullanıldığına ilişkin dosyada bir kanıt olmadığını, 1.362 m²lik kısmında 40 yılı aşkın süredir bulunan toprak yığınını keşif öncesi kaldırılmasının, el atma durumunun ortadan kalkması olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı asıl dava için, kamulaştırmasız el atma davasında hüküm altına alınan ve ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesinin yerinde olduğunu, karşı dava yönünden; dava konusu 1991 parselin 22/a uygulaması ve ... kamulaştırma çalışmaları nedeniyle ifraz gördüğü, 149 ada 203 parsel numarasını alan kısmın ...'nin acele kamulaştırma yönünde aldığı karar ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/186 D.iş dosyasına depo edilen acele kamulaştırma bedeli neticesinde ... tarafından kullanılmaya başlandığı, 149 ada 50 parsele yönelik DSİ'nin bir müdahalesinin belirlenmediği, keşif mahallinde dinlenen davalı/karşı davacı tanıklarının bu kısmı, davalı/karşı davacı ...'ın kullandığını belirttikleri, eskiden müdale olan kısmın davalı/karşı davacı tarafından kullanılmasına engel bir durumun olmadığı, idareyi tazminata mahkum etmek için dosyadaki kanıtların yeterli olmadığı, müdahalenin ne zaman sonlandığını, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içinde idarenin müdahalesinin olduğu bir dönemin var olup olmadığını ispat yükünün, davalı/karşı davacıda olup bu yönde bir iddia ve ispatının olmadığı, bu hâli ile karşı davanın reddinin de yerinde olduğundan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davaya ilişkin bir diyeceğinin olmadığını, karşı davaya ilişkin olarak dava konusu edilen el atılan alandaki toprağın dağıtıldığının keşif sırasında gözlemlendiğini, toprağın dağıtılmasının ... kamulaştırılmasından sonra yapıldığını ve davacı-karşı davalı idare tarafından hâlen servis yolu olarak kullanılmaya devam ettiğinden el atma devam ettiğini, söz konusu alanın kullanılamadığını, kırk yılı aşkın süredir el atmanın devam ettiğini idare tarafından keşif öncesi toprağın dağıtılmasının el atma olgusunu ortadan kaldırmayacağını ileri sürerek karşı davanın reddine dair kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki daha önceden ödenen el atma bedelinin ve ecrimisilin sebepsiz zenginleşmeye dayalı iadesi hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalılar tarafından davacı idare aleyhine Salihi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/109 Esas sayılı dosyası ile el atılan kısmın aynen teslimi, mümkün değilse el atma bedelinin ve ecrimisil bedelinin tahsili istemi ile açılan davanın yargılama sürecinde karar kesinleşmeden, hükmedilen el atma ve ecrimisil bedelinin ... 1. İcra Müdürlüğünün 2016/812 Esas sayılı icra dosyasına 01.03.2016 tarihinde 36.277,55 TL ödendiği, bozma sonrası devam eden yargılama sürecinde takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden tapuda terkin işleminin yapılmadığı, dava konusu 1991 parselin yenileme ve ... Müdürlüğünün projesi nedeni ile ifrazen 149 ada 50 ve 149 ada 203 parsellere ayrıldığını, 149 ada 203 parselin ... tarafından kamulaştırma kapsamına alınmış olup acele kamulaştırma bedeli ödenerek el konulduğu, yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporu tanık anlatımları ve dosya kapsamına göre davacı-karşı davalı idarenin bir müdahalesinin belirlenemediğinden karşı davanın reddinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava yönünden temyiz isteminin miktar itibarıyla reddine,
2. Davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava yönüden yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı-karşı davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.