"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde özetle; ... ilçesi, ... köyü 443 parsel sayılı taşınmaza yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılama sonrasında söz konusu yerin ... adına tapuya yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Kahta 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.06.2013 tarihli ve 2012/298 Esas, 2013/679 Karar sayılı kararı ile davanın ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Kahta 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.06.2013 tarihli ve 2012/298 Esas, 2013/679 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmaz ile birleştirilen davada dava konusu edilen taşınmazların birbirinden farklı olup davacılarının da tamamen aynı olmadığı, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek mahiyette olmadığı, davaların birleştirilmesini gerektirmediği; bu durumda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) maddesi anlamında bağlantının davalar arasında bulunmadığı halde davaların birleştirilmesine karar verilmesi dosya kapsamından dava konusu taşınmazın toplulaştırma kapsamında olduğu, ancak toplulaştırma işleminin karar tarihi itibarıyla kesinleşmediği anlaşılmış olup Mahkemece toplulaştırma işleminin kesinleşmesi beklenerek, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp, dava konusu taşınmaza el atılıp atılmadığı, varsa el atılan kısımların, kesinti kapsamında kalıp kalmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kahta 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.06.2022 tarihli ve 2015/228 Esas, 2022/551 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava açılırken dava konusu yere idarece herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadan el atıldığını, söz konusu taşınmaza herhangi bir bedel ödenmeksizin el atıldığından Mahkemece yapılması gereken ancak usulüne uygun yapılmayan kamulaştırmadan dolayı hesaplanan tazminat oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Ortanca köyü 443 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma kapsamına alındığını, toplulaştırma işlemi sonrasında davacıya farklı yerlerden farklı parsel numaraları ile yer verildiği, yeni yerlere davalı idarece el atılmadığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, alınması gereken 886,70 TL temyize başvurma harcından peşin alınan 220,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 666,00 TL harcın alınmasına,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.