"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davacı ... yönünden kabulüne, diğer davacılar yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 260 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın park, yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından imar planlarının iptali için dava açılmadığını, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davacı ... yönünden kabulüne ve el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi tarafından tanzim edilen 14.05.2018 tarihli raporda ve ekli krokide ''A'' harfi ile gösterilen 582,99 m²lik kısım ile ''B'' harfi ile gösterilen 2.139,84 m²lik kısma yönelik anılan kısımdaki davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare lehine yol ve kaldırım olarak terkinine, ''C'' harfi ile gösterilen 48,02 m²lik kısımdaki davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün gerekçesinde de belirtildiği üzere hükme esas alınan fen bilirkişi raporu krokisinde ''A'' ve “C” harfi ile gösterilen kısımlardaki davacı payının yol ve kaldırım olarak terkinine, ''B'' harfi ile gösterilen kısımdaki davacı payının ise tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda belirtilen toplam alan ile tapu alanı arasında fark bulunduğunu ve bu farkın sebebine ilişkin bir işlem yapılmadığını, öncelikle resmi kayıtların düzeltilmesini, aksi halde resmi kayıtlar esas alınarak karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin yerinde olduğu, hükme esas alınan ve kararın hüküm bölümünde infaz hususunda atıf yapılan fen teknik bilirkişisi tarafından düzenlenen 14.05.2018 tarihli rapor ve ekli kroki ile bilirkişi kurulunun tazminat miktarını belirleyen raporunda dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki yüz ölçümü olan 5.150,00 m²' ye uyumlu olarak (A) harfi ile gösterilen 582.99 m² ve (C) harfi ile gösterilen 48.02 m² (toplamda 631.01 m²) yol ve kaldırım ile (B) harfi ile gösterilen 2.139.84 m² park alanı olarak el atılan alan üzerinden ... hissesi için tazminat hesaplamasının yapıldığı, ancak Bölge Adliye Mahkemesi’nin geri çevirme kararından sonra fen teknik bilirkişisinin ek raporunda dava konusu parselin ilk tesis kadastro çalışmalarında yapılan sınırlandırma ve alan hesaplarının koordinat sistemine dayanmayan grafik yöntemler ile yapıldığı ancak mevcut durumda alan hesabının koordinatlandırılarak sayısallaştırma suretiyle yapılmış olması nedeniyle gerçek yüz ölçümünün 5.408.46 m² olduğu, kök raporda (A) ve (C) harfi ile gösterilen kaldırım - yol şeklinde el atılan alanın 669,00 m², park şeklinde el atılan ve (B) harfi ile gösterilen alanın ise 2.642,24 m² olduğu tespit edilerek fen teknik bilirkişisinin ek raporunda el atılan alanların artmış olması nedeniyle yeniden tazminat hesaplaması gerekmekte ise de istinaf yoluna sadece davalı idarenin geldiği nazara alındığında, istinafa gelenin aleyhine hüküm kurulamayacağından ayrıca el atılan ancak bedel hesabı yapılmayan fazla alan yönünden davacı tarafın ayrıca dava açma muhtariyeti olduğundan bu hususta düzeltme yapılmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen m² birim bedelinin yüksek olduğunu, İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/338 Esas sayılı dosyasında 17.07.2020 tarihi itibarıyla m² birim bedelinin 1.500,00 TL olarak belirlendiğini, emsal alınan taşınmazın uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın emlak vergi değerlerinin 1,69 oranında olduğunu ve bu oranın esas alınması halinde m² birim bedelinin 783,76 TL olacağını ve ek olarak maktu harca hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacıların maliki olduğu arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve fiilen el atılan kısımlarının bedelinin fiilen el atan davalı idareden tahsil edilerek davacı ...’a verilmesine, diğer davacılar yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Hükme esas alınan 14.05.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 582.99 m² ve (C) harfi ile gösterilen 48.02 m²ye (toplamda 631.01 m²) yol ve kaldırım olarak el atıldığından bu kısmın davacı ... adına olan tapu kaydının iptali ile yol ve kaldırım olarak terkinine, (B) harfi ile gösterilen 2.139.84 m²lik kısma ise park alanı olarak el atıldığından bu kısmın davacı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımlar yönünden terkin, (C) harfi ile gösterilen kısım yönünden tescil hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idarenin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı idarenin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendindeki “''B'' harfi ile gösterilen 2.139,84 m²lik” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine “''C'' harfi ile gösterilen 48,02 m²lik” ibaresinin yazılması ve (5) numaralı bendindeki “ ''C'' harfi ile gösterilen 48,02 m²lik” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine “''B'' harfi ile gösterilen 2.139,84 m²lik” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.