"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/161 Esas, 2016/67 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davalı idare adına tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonucunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 68 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitini ve davalı ... Belediyesi adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırılan taşınmazın ilçenin en değerli yerlerinin başında olduğunu ve şehrin gürültüsünden uzak olduğunu, kamulaştırma bedeli ile kamulaştırılan taşınmazla aynı imkanlara sahip bir yer edinmenin mümkün olmadığını, kamulaştırma işleminin kesinlikle kişileri mağdur etmemesi gerektiğini bildirerek makul bir bedele hükmedilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ..., davalılar ... vd. ve davalılar ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; hükme esas raporda belirlenen değer ile acele kamulaştırma ve kıymet takdir raporunda belirlenen bedel arasında fahiş farklar bulunduğunu, acele kamulaştırma dosyasında birim bedel 120 TL iken, işbu dosyada 360 TL belirlendiğini, farklılık için somut bir unsur sunulmadığını, soyut ifadelerle zemin bedelinin belirlendiğini, emsal ve dava konusu taşınmazın vergi değerleri farklı olmasına rağmen hükme esas raporda aynı olduğunun belirtildiğini ve bu çelişkinin giderilmediğini, yapı sınıflarının doğru tespit edilmediğini ve yıpranma oranlarının eksik gösterildiğini, bina yüzölçümü ve eklentiler hususunda itirazlarının dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmaz tek olup tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği hâlde, her vekil için ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ...’nın en değerli bölgesi olan Kestanelik mevkiinde olduğunu, 40 yataklı devlet hastanesinin yanı başında olduğunu, emsal alınan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın belirtilen özellikleri arasında pek fark olmamasına rağmen emsalin daha üstün bulunduğunu, kamulaştırma nedeniyle maliklerin mağdur edilmeyerek hayatlarını idame ettirecek bir karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkillerinin taşınmaza çok yakın olan 68 ada 17 parsel taşınmaza 720 TL/m² değer biçilirken dava konusu taşınmaza 320 TL/m² değer biçilmesinin hakkaniyetli olmadığını, bölgede daha önce satılan parseller emsal olarak sunulmuşken değerlendirmeye alınmadığını, kamulaştırma yapılırken şirkete ait yerle ilgili emsalin dikkate alınmasının yanlış olduğunu, dava konusu taşınmaza imar uygulaması yapıldığı hâlde, kadastral parsel sayılmasının doğru olmadığını, aynı yerde 68 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 2011 yılında m² birim fiyatı 580 TL'den satış gördüğünü, bunun tapuda belli olup, dava konusu taşınmaz için takdir edilen bedelin düşük kaldığını, imarlı parsellerle arasında 1 km bile olmadığını, bu nedenle imar parseli olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
4. Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaza 20 km uzaklıkta olup tarla vasfında olduğundan emsal özellikler göstermediğini, dava konusu taşınmazın emsal taşınmaza göre gelişime açık olduğunu, davanın açılmasına müvekkili sebebiyet vermemesine rağmen davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 68 ada 23 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğrudur.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare ve davalı ..., davalı ... vd. ve davalı ... vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmaz ile aynı kamulaştırma kapsamında yer alan aynı ada içerisindeki benzer konumda bulunan 68 ada 17 parsel sayılı taşınmaza ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/185 Esas, 2015/587 Karar sayılı dosyasında aynı emsal taşınmaz değerlendirilerek ve aynı değerlendirme tarihi itibarıyla 720 TL/m² değer tespit edildiği, bu değerin Dairemizin 15.01.2020 tarihli ve 2019/9168 Esas, 2020/303 Karar sayılı ilamıyla da uygun bulunduğundan, belirtilen dosyada belirlenen birim metrekare fiyatından ayrılma konusunda ek rapor alınması gerekmektedir.
5.Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıların idarece düzenlenen kıymet takdir raporu ile acele el koyma dosyasında belirtilen vasıfları, dosyada mevcut fotoğraflar ile birlikte değerlendirilmek suretiyle yapıların tüm nitelikleri (cinsi, yaşı, fiziki durumları) kesin ve net olarak tespit edildikten sonra; dava konusu taşınmazın üzerindeki binaların katlarının ayrı ayrı alanları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayınlanan Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2014 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğe göre yapı sınıfları ve bu yapı sınıflarına uygun birim fiyatları ve yaşları belirlenip buna göre yıpranma payı ve ayrıca varsa eksik imalat oranı düşülerek değer biçilmesi gerekirken; yapıların yaşlarına, sınıflarına, eksik imalat oranına, yıpranma payına dair herhangi bir açıklama, tespit yapılmadan bu yönlerden denetime elverişli olmayan rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
6. Dava aynı hukuki sebepten kaynaklandığından kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine tek vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken farklı vekille temsil edilen davalılara ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve davalı ..., davalı ... vd. ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı idare ile davalılar ..., ... vd. ve ...'tan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.