"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, .../... Mahallesi 277 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın çiftlik arazisi olduğunu, acele el koyma dosyasında takdir edilen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedelin davalılara derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın 20.717,37 m2’lik kısmının ifraz edilerek bu kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dördüncü sınıf kuru tarım arazisi olan dava konusu taşınmazda bir yıl içinde hem buğday hem bostan ürünü elde edilemeyeceğini, kapitalizasyon faizi ve objektif değer artışının benzer gerekçelerle mükerrer değerlendirme yapıldığını, depo edilen bedelin karar kesinleşmeden ödenmemesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazla birlikte müvekkillerine ait 3.000 dönümden fazla arazinin bir arada çiftlik vasfında olduğunu, dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesi gerektiğini, araziye girişin sadece kamulaştırılan kısımdan geçtiğini ve diğer kısımlarda yol yapımının mümkün olmadığını, 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/29 Değişik İş sayılı dosyasında tespit yaptırdığını ve kamulaştırma sonucunda tarım makinalarının yol genişliği açısından araziye girmesine imkan bulunmadığının belirlendiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışı meydana geldiğini, kullanma imkanının kalmadığını, belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğunun kabulü ile net gelirine göre, taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özellikleri ile konumu dikkate alındığında objektif değer artışı da uygulanmak suretiyle değerinin tespit edilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik görülmediği; ancak aynı bölgeden ve civar bölgelerden intikal eden dava dosyaları, dosya içerisine celp edilen İlçe Tarım Müdürlüğünün dekara verim miktarlarına ilişkin çizelge dikkate alındığında münavebeye esas alınan buğdayın dekara verim miktarının 350 kg, bostanın dekara verim miktarının ise 1500 kg alınması gerektiği gözetilerek bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen verim miktarları alınmak suretiyle kamulaştırmaya konu taşınmaz bedelinin yeniden tespiti hususunda alınan ek raporda resmi verilere uygun olarak yapılan inceleme sonucunda %40 objektif değer artışı da uygulanmak suretiyle taşınmazın metrekare birim bedeli 36,27 TL ve kamulaştırılan kısmın toplam bedeli 751.419,01 TL olarak hesaplandığı, fark kamulaştırma bedeli 354.239,20 TL’nin davalı idare tarafından bloke edildiği dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 356 ncı maddesi uyarınca duruşma yapılarak davacı idare vekilinin istinaf itirazlarının reddine, davalı vekilinin istinaf itirazlarının ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca alının ek rapor doğrultusunda tespit edilen bedel üzerinden davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca istinaf itirazlarının değerlendirilmediğini, ... Batı 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/166 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını gerektiğini ve bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tespit edilmesinde ve kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik şekli, kamulaştırma öncesinde de yola cephesinin bulunmaması dikkate alınarak arta kalan kısımda değer azalışına hükmedilmemesi yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye alınan buğday verimi 220 kg. ve bostan verimi 1000 kg. alınmak suretiyle dava konusu taşınmazın metrekare birim bedelinin 18,93 TL olarak belirlendiği; ancak kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen 08.09.2022 havale tarihli ek raporda, %16-20 eğimli, erozyon problemi olan, su tutuma kapasitesi ve toprak derinliği az olan,bakımsız ve ıslah edilmemiş 4 üncü sınıf kuru tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazın eğimden dolayı rüzgar nedeniyle üst tabakasındaki besin elementleri ve organik maddece zengin olan en verimli toprakların aşağılara doğru kaydığı,yağmur suları ile birlikte üst tabakadaki en verimli toprakların aşağılara indiği ve toprağın su tutma kapasitesinin azalarak verim verme kapasitesinin düşeceği, bu eğimdeki bir topraktan sulamadan da tam randıman alınamayacağını, zira eğimden dolayı sulama suyunun, yeterli derecede toprağa işlemeden eğime doğru ineceği, bu nedenle dava konusu taşınmazda dekara buğday veriminin 220 kg. ve dekara bostan veriminin 1000 kg. olarak belirlenmesinin uygun olduğu, belirtilen özelliklere sahip dava konusu taşınmazdan 350 kg. buğday ve 1500 kg. bostan alınması imkanının bulunmadığının açıklandığı, bu nedenle dava konusu taşınmaza İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu esas alınarak değer biçilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesinin talebi doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın niteliğine uygun düşmeyen şekilde 350 kg. buğday ve 1500 kg. bostan verimi uygulanarak belirlenen 36,27 TL/m² birim bedeli esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
6. Taşınmazın değeri belirlenirken bilirkişi raporunda ‘korucu ücreti’ üretim masraflarına dahil edilmek suretiyle eksik bedel tespiti hatalıdır.
7. Kabule göre de; tespit edilen kamulaştırma bedeli 751.419,01 TL’den İlk Derece Mahkemesince hükmedilen 392.179,81 TL’nin mahsubu ile oluşan fark bedel 359.239,20 TL olduğu halde, davacı idare tarafından kamulaştırma bedelinin 354.239,20 TL olarak eksik depo edilmesi yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü yerinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.