"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 149,150 ve 161 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olmadığını, bedelinin yüksek hesaplandığını, yapı bedellerinin hesaplanması sırasında hatalar yapıldığını, davalı lehine vekâlet ücreti taktir edilmesinin hatalı olduğunu, seri dava niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazların çok daha değerli olduğunu, emsal satışın eski tarihli olduğunu, endeksleme ile gerçek değere ulaşılamadığını, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin aynı kamulaştırma kapsamında kalan taşınmaza ilişkin bozma ilamı doğrultusunda arsa niteliğinde kabul edilen taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğru olduğu; ancak dava konusu taşınmazların kadastral, emsal taşınmazın imar parseli olduğu, %29,54 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapıldığı gerekçesi ile bu oranda düzenleme ortaklık payı indirimi yapılması doğru görülmediğinden dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 3194 sayılı İmar Kanunun'un 18 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince %45 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak ve emsal taşınmazın Avdan Beldesinin yerleşim alanının dış sınırında kaldığı, dava konusu taşınmazın da Eğnez Mahallesi yerleşim alanında bulunduğu anlaşıldığından aynı değerde kabul edilmesi gerektiği kabul edilerek dava konusu taşınmazların m² değerinin 182,70 TL kabulü ile zemin değerlerinin belirlenmesine, dava konusu 149 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan odunluk değerinin 1961,15 TL, tuvalet yapı değerinin 372,95 TL, tuğla duvar değerinin 4.459,95 TL olduğu anlaşıldığı halde, hesaplama hatası yapıldığı belirtilerek yeniden yapılan hesaplamaya göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 3 numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca düzenleme ortaklık payı kesintisinin %45 olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, söz konusu taşınmazların tarım arazisi olmadığını arsa vasfında olduğu da nazara alınarak yeni bir keşif heyeti ile inceleme yapılması gerekirken dosya üzerinden yapılan hesaplama sonucu verilen kararın hukuka aykırı olduğunu ve mahkemenin seri yargılama nitelendirmesinin hatalı olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Buna karşın hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri tespit edilmeden emlak beyan değerleri üzerinden karşılaştırılması, dava konusu taşınmazların ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması hâlinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak alınacak cevaba göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verildiğinden rapor inandırıcı görülmemiştir.
5.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınarak, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ve dava konusu taşınmazın ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması hâlinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranı ile dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorularak, ayrıca dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ile oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma ile değerinin belirlendikten sonra alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.