"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı idare yönünden esastan reddine, davacı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 312 parsel sayılı, davacı murisi ... (... oğlu) adına kayıtlı 3670 m² yüzölçümlü taşınmaz, ... Belediye Encümeninin 09.01.1986 tarihli ve 12-13 sayılı kararı uyarınca %35 oranında 1285 m² düzenleme ortaklık payı kesildiğini ve arta kalan 2385 m²lik kısmın da 11 parsele ayrıldığını, 22.12.1988 tarihli ve 1805-1803 sayılı Encümen kararı ile 1219 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hariç toplam 10 adet parsel üzerinde 2981 sayılı Kanun uyarınca uygulama yapıldığını ve bu taşınmazların tümünün mülkiyetinin ... Belediyesinin mülkiyetine geçirildiğini ve ... Belediyesinin malik olduğu, 3525 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine ... Belediyesi aleyhine müvekkilinin murisi lehine 10.03.1989 tarihli ve 3247 yevmiye numaralı 3.750.000,00 TL bedelli ipotek konulmak suretiyle alacaklı kılındığını, belediye tarafından dava konusu taşınmaz için takdir edilen değerin çok düşük olduğunu, müvekkili payına takdir edilen ipotek bedelinin artırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; idarî yargı görevli olduğundan davanın yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın 10 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, dava konusu taşınmaz için İlçe Kıymet takdir komisyonunca takdir edilen bedelin yerinde olduğunu, fahiş talebin reddinin gerektiğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bu dava, her ne kadar sehven ipotek bedel artırımı davası olarak açılsa da aynı taşınmaz ile ilgili olarak, diğer mirasçılar adına açmış olduğumuz başka bir davada, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14.12.2021 tarihli ve 2021/2950 Esas, 2021/14111 Karar sayılı kararında; bu davada kamulaştırmasız el atma hükümlerinin uygulanması gerektiğine karar verildiğini, ... Belediyesi müvekkilin murisine ait dava konusu taşınmazın 09.01.1986 tarihli ve 12-13 sayılı Encümen kararı ile "2981 sayılı Kanun'un 10/b maddesi" uyarınca uygulama yapılarak %35 düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra müvekkillere fazladan 400 m² yer verilerek, belediye ipotek alacaklısı kılınarak, müvekkillerin parseli 1218 ada, 9, 10, 11, 12, 13 parseller ve 1219 ada 1, 2, 3, 4, 5, 11 parseller olmak üzere 11 adet parsele ayrıldığını, davalı idare tarafından 1986 yılında müvekkillere verilen parseller ile ilgili 22.12.1988 tarihinde alınan 1805-1803 sayılı Encümen kararı ile 1986 tarihli encümen kararı ile verilen 11 adet parselden, (1219 ada 1 parsel hariç) 10 adet parselin 3290 sayılı Kanun'un 3/C maddesi uyarınca bedele dönüştürülmesine karar verilerek belediye adına tescil edildiğini, 1218 ada 9, 10, 11, 12, 13 parseller ve 1219 ada 2, 3, 4, 5, 11 parsellere davalı ... tarafından 24.08.1987 tarihinde "Kamulaştırma Şerhi" konulduğunu, bu şerhin 16.02.1989 tarihinde terkin edildiğini, müvekkiller adına olan bu parsellerin 10.03.1989 tarihinde davalı ... adına tescil edildiğini, edinme sebebi olarak da "Tashis" yazıldığını, daha sonra bu parsellerin müvekkilin arazisini işgal eden gecekondu sahiplerine davalı ... tarafından satıldığını, Belediye encümenince kamulaştırma kararı alınmasına rağmen, müvekkillere herhangi bir tebligat yapılmadığını ve kamulaştırma bedeli ödenmediğini, fakat müvekkillerinin ipotek alacaklısı kılındığını, İlk derece mahkemesinin 6745 sayılı Kanun öncesinde almış olduğu bilirkişi raporunda taşınmazın değerini dava tarihi itibarıyla tespit etmiş ve bu rapor doğrultusunda taraflarınca davanın ıslah edildiğini, taşınmazın dava tarihi itibarıyla tespit edilen değeri üzerinden verilen ıslah dilekçesi doğrultusunda, müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; ipotek bedelinin depo edildiği tarih olan 06.12.2010 tarihine göre değer tespiti yapılmasını, taşınmaz için yüksek bedel takdir edildiğini, icra takibi ile davacı lehine konulan ipotek bedeli icra dosyasına depo edilmiş ve ... İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile ipoteğin fekkine karar verildiğini, bedelin tamamı ödenmiş olduğundan davacının davalı idareden herhangi bir alacağının kalmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 22.12.1988 tarihli ve 1805-1803 sayılı Ercümen kararı ile “Karadeniz Mahallesinin 4/1 paftaya giren bölümünde 2981 sayılı İmar Affı Kanunu'na istinaden yapılan ıslah imar planı uygulaması sonusu parsellere ayrıldığı, ancak şahıs parselleri olan bu bölgede yoğun bir gecekondu yapılaşması mevcut olduğu, gecekondu sahiplerinin imar affına müracaat ettikleri, belediyemizden tapu talebinde bulundukları anlaşıldığından, yazı ekinde dökümü bulunan 113 adet şahıs parsellerin de mevcut gecekondu sahiplerine 2981 sayılı Kanun'a istinaden tapu verebilmek amacıyla, yapılan incelemede, bu şahıs parsellerinin 3290 sayılı Kanun uyarınca bedele dönüştürülerek gecekondu sahiplerine tapularının verilmesi ve de kıymet takdirlerinin yeniden yapılması uygun görüldü.” şeklinde alınan karara istinaden dava konusu 1219 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hariç toplam 10 adet taşınmazın da içerisinde bulunduğu 113 farklı parselin bedele dönüştürüldüğünün anlaşıldığı, 3290 sayılı Kanun'un 3/c maddesi ile değişik 2981 sayılı Kanun’un 9/c maddesinde “Başkasının arsa veya arazisi üzerine yapılmış gecekondular hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır: Lüzum görülen hallerde, yukarıdaki fıkraların uygulanması beklenilmeksizin, üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliğinde gecekondular bulunan arsa veya araziler, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyelerce, dışında ise valiliklerce kamulaştırılır. Kamulaştırılması kararlaştırılan ve sınırı belirlenen arsa veya araziler üzerinde bulunan gecekonduların işgal ettiği alan dikkate alınarak, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) göre tespit edilen bedel, gecekondu sahiplerinden tahsil edilir. Gerektiğinde, kamulaştırma bedeli sonradan gecekondu sahiplerinden tahsil edilip iade edilmek üzere, Toplu Konut Fonu, belediye veya valilik kaynaklarından da karşılanabilir. Kamulaştırma işleminin sonuçlandırılmasından sonra, gecekondu sahibinden tahsil edilen arsa bedeli, ıslah imar planına göre yapılacak parselasyon planı sonucu oluşacak parsellerin miktarına, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin (c) bendine göre belirlenen düzenleme ortaklık payı oranı 6356 da eklenmek suretiyle belirlenir. Arsa bedelinin eksik veya fazla olması durumuna göre gerekli mahsup işlemi yapılır.” şeklinde düzenlendiği, bu itibarla; davacı murisinin taşınmazı davalı idarece 3290 sayılı Kanun'un 3/c maddesi ile değişik 2981 sayılı Kanun’un 9/c maddesi uyarınca kamulaştırılmasına karar verilmesi gerekirken, kanunda öngörülen usul ve işlemler uygulanmaksızın Encümen kararı ile bedele dönüştürüldüğü dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14.12.2021 tarihli ve 2021/2950 Esas, 2021/15111 Karar sayılı bozma ilâmı kapsamından anlaşıldığı, davacı payına isabet eden 132,40 m²lik kısmın dava tarihi itibarıyla değerini tespit eden 17.06.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporundaki ıslah edilen bedel üzerinden kabul kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ipotek bedelinin depo edildiği tarih olan 06.12.2010 tarihine göre değer tespiti yapılmasını, adlî yargı merci tarafından idarî işlemin hukuka uygunluk denetimi yapılarak yargı kararı verilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın değerinin 6745 sayılı Kanun'a göre tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu maliki davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesi şöyledir: “(Ek: 20/8/2016-6745/33 md.) Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”
5. 3290 sayılı Kanun'un 3/c maddesi ile değişik 2981 sayılı Kanun'un 9/c maddesinde “ Başkasının arsa veya arazisi üzerine yapılmış gecekondular hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır: Lüzum görülen hallerde, yukarıdaki fıkraların uygulanması beklenilmeksizin, üzerinde bir yerleşme alanı ya da yapı topluluğu niteliğinde gecekondular bulunan arsa veya araziler, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyelerce, dışında ise valiliklerce kamulaştırılır. Kamulaştırılması kararlaştırılan ve sınırı belirlenen arsa veya araziler üzerinde bulunan gecekonduların işgal ettiği alan dikkate alınarak, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilen bedel, gecekondu sahiplerinden tahsil edilir. Gerektiğinde, kamulaştırma bedeli sonradan gecekondu sahiplerinden tahsil edilip iade edilmek üzere, Toplu Konut Fonu, belediye veya valilik kaynaklarından da karşılanabilir. Kamulaştırma işleminin sonuçlandırılmasından sonra, gecekondu sahibinden tahsil edilen arsa bedeli, ıslah imar planına göre yapılacak parselasyon planı sonucu oluşacak parsellerin miktarına, kanunun 10 uncu maddesinin (c) bendine göre belirlenen düzenleme ortaklık payı oranı 6356 da eklenmek suretiyle belirlenir. Arsa bedelinin eksik veya fazla olması durumuna göre gerekli mahsup işlemi yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.