"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ve bu aşamada açılarak işbu dava ile birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 251 parsel sayılı taşınmaza el atıldığını, kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 7 nci maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, uzlaşmanın dava şartı olduğunu beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.09.2016 tarihli ve 2015/367 Esas, 2016/382 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Mahkemece bozma ilâmına uyularak, dosyanın esasına girilerek hüküm kurulmuş, değerlendirme tarihinde m²sinin 570,00 TL olarak kabulü ile karar verilmiş ise de dava konusu taşınmazla aynı proje kapsamında kamulaştırılan ve ... Üniversitesi kampüsünde öğrenci yurtlarının bulunduğu yerde olan 83 parsel sayılı taşınmaza ... 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/9 Esas, 2015/316 Karar sayılı kararında 2010 yılı değerlendirme tarihi itibarıyla 1.130,00 TL/m², yine aynı mahallede ve aynı proje kapsamında kamulaştırılan aynı bölgedeki 4808 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/367 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada Ağustos 2012 tarihi itibarıyla 1.290,00 TL/m² birim fiyatı, yine aynı proje kapsamında kamulaştırılan aynı bölgedeki 26080 ada 13 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/204 Esas, 2015/209 Karar sayılı kararında 2012 Mayıs değerlendirme tarihi itibarıyla 2.435,00 TL/m² birim fiyatı belirlenmiş ve bu bedeller Dairemiz denetiminden de geçerek onandığından, anılan dosyalarda belirlenen m² birim fiyatlarının güçlü kanıt olduğu göz önünde tutularak dava konusu taşınmaza aynı konumda olup yakın zaman önce daha fazla TL/m² bedeli belirlendiğinden bu bedellerden ayrılma konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kısmen kabulüne, bu aşamada açılarak işbu dava ile birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davada kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, asıl davanın da tam kabulü gerektiğini, dava tarihinden itibaren geçen zaman dikkate alındığında mülkiyet hakkı ihlâl edilmiş olduğundan 2022 yılına göre değerin belirlenmesi gerektiğini, ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın idarelerince kamulaştırıldığını ve idareleri adına tesciline karar verilmiş olduğunu, zamanaşımının söz konusu olduğunu, m² birim bedelinin yöntemine göre hesaplanmadığını, 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü maddesi gereği işlem yapılmasının gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ... maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.
3. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci, 17 nci, Ek-3 üncü ve Geçici 15 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihaî kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazdaki davacı payının ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.02.1974 tarihli ve 1973/177 Esas, 1974/125 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca davalı idare adına tesciline karar verildiği ve tapuda hükmün infaz edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 7 nci maddeleri ile 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 nci ve 22 nci maddeleriyle 2942 sayılı Kanun’a eklenen;
Ek 3 üncü maddesi ile “Mülga 31.08.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu’nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle:9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”
Geçici 15 nci maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun’un 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile bu Kanunun mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17 nci maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun ek 3 üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.”
Hükümleri getirilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
23.05.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı idare vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin 2002/112 E., 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2013/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 7 nci maddeleri ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 nci ve 27 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek-3 ve Geçici 15 inci maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16 ncı ve 17 nci maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ncı maddesi uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada, Kamulaştırma Kanunu'nun 17 nci maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında davada verilen kararın usul ve kanuna uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan ve tescil dosyası getirtilip kararın usul ve kanuna uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'nun eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.