Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16878 E. 2023/6586 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eksik istinaf giderlerinin tamamlanması için verilen sürenin usulüne uygun olup olmadığı ve bu hususa dayanılarak istinaf başvurusunun yapılmamış sayılıp sayılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece istinaf eden vekiline gönderilen muhtırada, eksik gider avansının mahkeme veznesine yatırılması yerine "dosyamıza yatırılması/tamamlanması" şeklinde ihtar yazılmasının usule aykırı olması ve bu muhtıranın hukuki sonuç doğurmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Taraflar arasında görülen arsa payının düzeltilmesi davası yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin istinaf yoluna başvurusu üzerine, Mahkemece eksik istinaf masraflarının yatırılması hususundaki muhtıranın davacılar vekiline 08.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği verilen kesin sürede gider avansının yatırılmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 344 üncü maddesi gereğince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına 11.04.2022 tarihinde karar verildiği, iş bu ek kararın da davacılar vekili tarafından istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın ek karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

6100 sayılı Kanun'un 344 üncü maddesi gereğince istinaf dilekçesi verilirken gerekli harç ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren mahkeme tarafından verilecek 1 haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir.

Bu açık ifadeden de anlaşılacağı üzere hakim tarafından “istinaf harç ve giderlerinin tamamlanması için 1 haftalık kesin süre” verilmesi ve ayrıca yazılı olarak “aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu”nun bildirilmesi gerekmektedir. Şayet, bu süre, yasada belirtilen usule uyulmadan ve yazılıp altı hakimce imzalanmadan verilmişse, dolayısıyla da hakim tarafından usulünce düzenlenmiş muhtıra yoksa, geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye de olanak yoktur.

Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, 6100 sayılı Kanun'un 344 üncü (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 434/3.) maddesi çerçevesinde hakim kararı ile eksik harç ve giderlerin tamamlanması istemiyle ayrıca, bir muhtıra düzenlenmeli ve bu muhtırada, yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; buna yönelik olarak da ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır.

Bu bağlamda; “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıra geçersiz olacaktır. ( HGK 2014/9-1743 Esas, 2017/372 Karar)

Bu hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.06.1968 tarihli ve 1968/9-483 Esas, 476 Karar 01.10.1969 tarihli ve 1969/2-417 Esas, 719 Karar 19.02.1997 tarihli ve 1996/2-897 Esas, 197/86 Karar 13.04.2005 tarihli ve 2005/12-237 Esas, 248 Karar 30.11.2005 tarihli ve 2005/5-634 Esas, 680 Karar 09.05.2007 tarihli ve 2007/12-178 Esas, 249 Karar, 22.07.2009 tarihli ve 2009/18-348 Esas, 398 Karar sayılı ilamlarında açıkça vurgulanmış; daha sonra verilen kararlarda da kararlılıkla bu uygulama sürdürülmüştür. Nitekim, doktrinde de aynı görüş benimsenmiştir (Baki, Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Bası, Cilt 5, Sayfa 4587 vd.). (Hukuk Genel Kurulunun 16.6.2010 tarihli ve 2010/19-86 Esas, 2010/330 Karar sayılı kararı).

Somut olayda, mahkemece istinaf eden davacılar vekiline gönderilen muhtıraya eksik gider avansının mahkeme veznesine yatırılması yerine “dosyamıza yatırılması/tamamlanması” gerektiği şeklinde ihtar yazıldığı ve böylelikle gönderilen muhtıranın usulüne uygun olmadığı, anlaşılmaktadır.

Bu bakımdan hukuki sonuç doğuracak nitelikte de değildir.

Öyle ise, usule aykırı ve geçersiz bu belgenin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurması da kabul edilemez.

Dolayısıyla, bu tebligat anılan Kanun hükmüne uygun olmadığından, gerekleri süresi içerisinde yerine getirilmemiş olsa dahi, buna dayanılarak istinaf eden vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına olanak yoktur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İkinci Dairesi tarafından verilen 14.10.2008 tarihli Mesutoğlu/Türkiye davasına ilişkin kararda; yargı mercilerinin usul kurallarını çok sıkı uygulaması ve dar yorumlaması nedeniyle kişilerin, uyuşmazlığın esasının incelenmesinden mahrum bırakılması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6/1 inci maddesinin ihlali olarak kabul edilmiştir. Bir iç hukuk kuralı haline gelen AİHS ve buna dayanılarak verilen bu karar da göz önüne alındığında, hak kaybının önüne geçilecek şekilde değerlendirme yapılması olayın özelliğine daha uygun düşmektedir (Hukuk Genel Kurulu'nun 22.07.2009 tarihli ve 2009/18-348 Esas, 398 Karar sayılı ilamı)

Açıklanan bu durum karşısında anılan (tebligat) muhtıra geçersiz olduğundan 6100 sayılı Kanun'un 344 üncü maddesinde, “başvurunun yapılmamış sayılmasının koşulu olarak düzenlenen halin” somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

O halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2022 tarihli ek kararının kaldırılarak istinaf başvurusunun incelenmesi gerekirken, kesin süre içerisinde gerekli gider avansı yatırılmadığından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin 23.11.2022 tarihli ve 2022/3510 Esas, 2022/2338 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 346 ncı maddesinin ikinci fıkrası göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

Davacı ...'den peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.