Logo

5. Hukuk Dairesi2022/4777 E. 2022/17157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, taşınmazın imar parseli mi yoksa kadastro parseli mi olarak değerlendirilmesi gerektiği, mahsuben kalan bedeller üzerinden doğru faiz hesaplaması yapılıp yapılmadığı ve gerekçeli karar başlığında dava tarihinin hatalı gösterilip gösterilmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın niteliğinin doğru tespiti yapılmadan değerlendirilmesi, mahsuben kalan bedeller üzerinden eksik ve hatalı faiz hesaplaması yapılması ve gerekçeli karar başlığında dava tarihinin hatalı gösterilmesi gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 29.11.2022 günü temyiz eden davalı vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Her ne kadar mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;

Arsa niteliğindeki Uşak İli, Merkez İlçesi, Durak Mahallesi, 2063 ada 449 parsel sayılı taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi; resmî birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek üzerinde bulunan yapılara değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1) Hükme esas alınan 06.10.2021 tarihli fen bilirikişi raporunda, dava konusu taşınmazın 315 ada 136 ve 315 ada 218 parsellerinin yola terk, ayırma ve birleşmesinden oluşmuş imar parseli niteliğinde olduğu belirtilmiş olup, dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kayıtları getirilip, İmar Kanunu'nun 15 ve 16 ncı maddeleri uyarınca taşınmazın bir kısmının kamuya terk edildiğinin tespiti halinde, Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre imar parseli olarak; aksi takdirde kadastro parseli olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile dava konusu taşınmazın kadastral parsel olarak kabulü ile karar verilmesi,

2) Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin hatalı gösterilmesi,

3) Mahkemece ilk kararla tespit edilen bedelden acele el koyma kararı ile belirlenen bedelin mahsubu sonrası kalan 40.174.28 TL bedele 26.07.2014 tarihinde ilk karar tarihi olan 30.11.2015 tarihine kadar faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

4) Dairemiz ilk bozma ilamı sonrası ikinci kararla belirlenen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası kalan 86.746,08 TL bedel ile, son bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden, ikinci kararla belirlenen bedelin mahsubu sonrası kalan 22.341,60 TL bedele 22.11.2014 tarihinden son karar tarihi olan 20.01.2022 tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekirken faiz bitim tarihinin hatalı yazılması,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.400,00 TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 29.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.