Logo

5. Hukuk Dairesi2022/5313 E. 2022/12697 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hatalı imar uygulaması sonucu Hazine adına tescil edilen ve sonradan davacıya satılan taşınmazın orman kadastrosuyla orman sınırları içerisinde kaldığının tespiti üzerine davacı tarafından tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle zararın tazmini istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın belediyeye ait özel orman niteliğinde olmasına rağmen hatalı imar uygulamasıyla Hazine adına tescil edilmesi ve akabinde davacıya satılması nedeniyle oluşan zararın tapu sicilinin tutulmasından değil, hatalı imar uygulamasından kaynaklandığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Soma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmak suretiyle yeniden hüküm kurulmuş; karar, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazların içinde bulunduğu alanın 25.12.1943 tarih, 39 cilt ve 60 sıra no ile tapuda ... Köy Tüzel Kişiliği adına özel orman niteliği ile kayıtlı bulunduğu, 4785 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesi neticesinde devletleştirildiği, daha sonra 5658 sayılı Kanun çerçevesinde 1951 yılında Köy Tüzel Kişiliğine iade edildiği, orman kadastrosundan önce 1978 yılında 776 sayılı Kanun'a göre arazi kadastrosu yapıldığı, dava konusu taşınmazların arazi kadastrosu çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı, sonrasında dava konusu taşınmazların 28.01.1994 tarih ve 233 yevmiye nolu işlem ile imar uygulaması neticesinde Hazine adına tescil edildiği, 2001 yılında yapılan ihale yolu ile Hazine tarafından üçüncü kişilere satış işleminin gerçekleştiği, 29.01.2008 tarihli satış sonucu davacı adına tescil edildiği, taşınmazların bulunduğu yörede orman kadastrosunun 2001 yılında yapılarak 14.12.2001-14.06.2002 tarihleri arasında ilan edilip kesinleştiği, davacı tarafından Soma Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/823 E. Sayılı dosyası üzerinden açılan orman kadastrosuna itiraz davası neticesinde, taşınmazların orman sayılan yerlerden olması nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kararın temyiz incelemesinden geçerek 17.05.2022 tarihinde kesinleştiği, Orman Kadastrosuna itiraz davasının yargılaması devam ederken ... tarafından davacı aleyhine Soma 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/190 E., sayılı dosyası üzerinde açılan tapu iptal ve tescil davası neticesinde, dava konusu 108 ada 1, 7 ve 8 parselin tamamı, 6 parselin ise 365,19 m2'lik kısmının iptali ile özel orman vasfı ile Soma Belediyesi adına tesciline karar verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçerek 14.03.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007 nci maddesi “tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur” hükmünü içermektedir. Devletin buradaki sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescil sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür.

Ancak; somut olayda imar uygulaması ile Hazine adına ihdas edilen 2821 m²'lik alanın, Belediye adına kayıtlı özel orman olmasına rağmen hatalı bir şekilde imar uygulamasına tabi tutulduğu, arazi kadastrosu sırasında tescil harici bırakıldığı, orman tahdidi esnasında özel orman niteliği ile bilahare Belediye olan ... Köyü tüzel kişiliği adına tespit edildiği, sonrasında da taşınmazın Soma 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/190 E., 2018/107 K. Sayılı kararı ile özel orman vasfıyla Soma Belediyesi adına tescil edildiği, Belediyenin kazanımının haklı bir sebebe dayanmadığı anlaşılmış olup uğranılan zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olmadığı, bu hali ile eldeki davada TMK'nın 1007 inci maddesinin yasal koşulları oluşmadığından bahisle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.