"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.01.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... geldi, davalı idare vekili duruşmaya katılmamışlardır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu Malatya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 970 ada 3/A parsel sayılı taşınmazın büyük bir kısmının 28.01.1992 tarihinde imar uygulaması ile 3 parselden ifraz edilerek 3/A parseli olarak tapuya tescil edildiğini; akabinde bu parselin yol yapımı sırasında davalı ... tarafından kamulaştırma yapılmadan yola katıldığını, kalan kısmının ise imar açısından kullanılamaz durumda olması nedeniyle; davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde fiilen kullanıldığını bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmazın kamulaştırma kanununa göre bedelsiz terkin edilmesi gerektiğini, yine daha önce kurumlarına emsal davalar açıldığını ve bu davaların reddedilerek kesinleştiğini; buna göre açılan davanın 2981 sayılı Kanun'un 10/b hükmüne istinaden ve kesinleşen emsal kararların da dikkate alınarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece dava konusu yerle keşfi yapılan yerin aynı olmadığını, mahkemenin dava konusu yeri görmeden verdiği kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı idarece yapılan imar uygulaması ile düzenleme ortaklık payı kesilmek suretiyle oluştuğu hâlde yasal olmayan şekilde ve oranda taşınmazın tamamının düzenleme ortaklık payı olarak yol niteliğiyle ayrıldığını ve eksik inceleme ile haksız olarak davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2981 Sayılı Kanun'un 10/b maddesinde belirtilen; "üzerinde imar ve mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa veya arazilerde kişilerin hisse miktarları ve fiili kullanma durumları dikkate alınarak valilik veya belediyelerin talebi üzerine, henüz kadastrosu yapılmamış yerlerde, kadastro müdürlüklerince bu kanunda belirtilen mülkiyet tespitine dair hükümlerde uygulanarak, kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış yerlerde ise bu kanunla verilmiş yetkiler kadastro müdürlüklerince kullanılarak ıslah imar planlarının yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın onayların alınmasına ve ilanların yapılmasına, (askı ilanları hariç), komisyonların kurulmasına lüzum kalmaksızın 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri veya 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre hak sahiplerinin tespit veya yeniden tayin edilerek adlarına tescil edileceği, bu tespit sırasında özel parselasyon planında görülen veya hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ilişkin hisselerin bedelsiz olarak resen tapudan terkin, okul, ibadet yeri vb. kamu hizmetlerine ayrılan yerlerin ise bedelsiz olarak ilgili idareler adına tespit ve tescil edilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında dava konusu yerin toplulaştırma işlemi sonucu fiilen oluşan yol niteliğinde olduğu ve 2981 sayılı Kanun uygulamasında terkin edilmesi gereken bir bölüm olduğu, bu durumda kamulaştırmasız el atma olgusunun oluşmayacağı; nitekim toplulaştırma işlemi sonucunda yol olarak bırakılan yerin tapusunun kişiler adına oluşması onlara mülkiyet hakkı vermeyeceği ve bu kısımlara karşı tazminat isteyemeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davacılar vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar velilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ieri sürdüğü istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun 'nun (2981 sayılı Kanun) 10 uncu maddesinin (b) bendi.
3. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere ve Tapu Dairesi Başkanlığı'nın 28.03.2019 tarihli cevabi yazılarına göre; dava kosu taşınmazın 16.252 m² yüzölçümlü 970 ada 3 parsel olarak davacılar murisi adına kayıtlıyken, taşınmazı hisselendirerek muhtelif tarihlerde muhtelif kişilere satılarak 2208/16252 payının ipka bıraktığı, Malatya Belediye Encümeninin 14.11.1989 tarihli kararı ile 2981 sayılı Kanun'nun 10 uncu maddesinin (b) alt bendi gereği uygulama sonucu yol olarak bırakılarak 28.01.1992 tarihinde 2208 m² yüzölçümlü 970 ada 3/A yol parseli vasfıyla davacılar murisi adına tescil edildiği, fiilen yol olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu taşınmazın 2981 sayılı Kanun'nun 10 uncu maddesinin (b) alt bendi gereği yapılan uygulama ile yol niteliğinde ayrıldığı gibi fiilen de yol olarak kullanıldığı, resen bedelsiz terkin gereken yerlerden olduğu, hâlen tapu kaydının davacılar murisi adına olmasının sonuca etkili olmadığı, kaldı ki maliklerince yaptırılan özel parselasyon sırasında bu bölümün kamu hizmeti için yol olarak ayrıldığı 2942 sayılı Kanun'nun 35 inci maddesi gereği de özel parselasyonda yol olarak kamu hizmetine ayrılan yerin bedeli talep edilemeyeceği de gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.