"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1306 Esas, 2022/559 Karar.
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, Pervane Mahallesi 951 ada 10 parsel sayılı taşınmazın onanmış ve kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kamusal alanda kaldığını ve uygulama imar planına ilk kez alındığı tarihten itibaren 5 yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen kamulaştırılmadığını ve malikin tasarruf hakkının süresiz olarak kısıtlandığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idarece el atılmadığını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, idari yargıya ilişkin zamanaşımı kurallarının uygulanması gerektiğini, uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin yer yönünden yetkisiz olduğunu, müvekkili idare yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idarece el atılmadığını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, idari yargıya ilişkin zamanaşımı kurallarının uygulanması gerektiğini, uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin yer yönünden yetkisiz olduğunu, müvekkili idare yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 269,99 m²lik kısmının 26.11.1986 tarihinde onanan imar planında demiryolu koruma kuşağı olarak planlandığı, taşınmaza fiilen el atılmamış ise de makul süre içinde imar planına uygun herhangi bir işlem tesis edilmediğinden kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmiş olduğu, taşınmazın aynına ilişkin bu davanın adli yargının görevine girdiği, davalı idarenin sorumluluğunda kalan alanla ilgili olarak kamulaştırmasız el atmanın olduğu kabul edilerek taşınmazın kamuya özgülenen bölümü üzerinden kamulaştırmasız el atma tazminatının hüküm altına alındığı, el atma devam ettiği sürece zamanaşımından söz edilemeyeceği, davaya konu taşınmaz Kayseri ili sınırlarında bulunmakta olduğundan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisinin kesin olduğu, bu nedenle yetki itirazının da yerinde olmadığı, uzlaşma dava şartının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesine dayanan ve 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen el atılan taşınmazlar için öngörüldüğünden davacının idareye başvuru zorunluluğunun bulunmadığı belirtilerek, arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin yerinde olduğu, nitekim dava konusu taşınmazın kök parseli olan 951 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kamulaştırmasız el atma davası ile aynı bölgede dava konusu taşınmaza yakın konumdaki 4541 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için açılan davada tespit edilen metrekare birim değerleri ile uyumlu olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idarece el atılmadığını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, idari yargıya ilişkin zamanaşımı kurallarının uygulanması gerektiğini, uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin yer yönünden yetkisiz olduğunu, müvekkili idare yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu belirtmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği ve kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35 inci maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.