Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9425 E. 2023/644 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptali nedeniyle tazminat isteminde, taşınmazın imar planı içinde kalan kısmı için arsa vasfıyla emsal değerlendirmesi, imar planı dışındaki kısmı için arazi vasfıyla gelir metodu kullanılarak tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmeyerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl dava sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 03.10.1995 tarihinde satın almış olduğu ... Mahallesi, 1 ada 23 parsel sayılı taşınmazın mera vasfında olduğu gerekçesiyle tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edildiğini ileri sürerek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

2.Davacılar vekili birleştirilen dava dilekçesinde; asıl davanın Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/77 Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, bu dosyada alınan bilirkişi kurulu raporuna göre dava konusu taşınmaza belirlenen değere göre talep edilen 10.000 TL düşüldükten sonra kalan 556.560,17 TL’nin tahsili için ek dava açtıklarını, bedelin faizi ile birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada Davalı Hazine vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

2. Birleştirilen dosya davalısı Hazine vekili; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.11.2009 tarihli ve 2009/140 Esas, 2009/257 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, davacı tapu kaydı iptal edilerek mülkiyet hakkını yitirdiği taşınmaz için tazminat isteminde bulunmuş olup davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin düzenlemesi dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 23.03.2016 tarihli ve 2013/77 Esas, 2016/85 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde emsal incelemesi ve kıyaslaması yöntemiyle, arazi niteliğinde olduğunun saptanması halinde ise tarımsal gelir metoduna göre tapu iptali ve tescil kararının kesinleştiği tarihteki gerçek değerinin tespit edilmesi, ayrıca üzerindeki ağaçların kendiliğinden yetişen orman ağaçları olup olmadığı tespit edilip, kendiliğinden yetişen orman ağaçlarının değerinin taşınmaz değerine eklenmeyeceği düşünülerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Verilen Son Karar

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile asıl davada davanın kabulüne, birleştirilen davada ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın mera siciline kayıtlı taşınmaz olup, zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığından tazminat talep edilmesinin yerinde olmadığını, taşınmaz hayvan otlatmakta kullanılmakta olup, tarım yapılmadığını, %100 objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olmadığını, imar planı içinde kalan kısımları belirlenerek buna göre hesaplama yapılmış ise de imar planında yol, yeşil alan, sosyal alan olarak ayrılan kısımları düşülmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen dava için 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... Mahallesi, 1 ada 138 parsel sayılı taşınmazın imar planı içinde kalan kısmı yönünden arsa vasfı ile emsal karşılaştırması yapılarak, imar planı dışında kalan kısmı yönünden ise arazi vasfı ile gelir metoduna göre tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafın aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi