Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10240 E. 2024/3308 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmaması, ancak fazla ödenen kamulaştırma bedelinin iadesine ilişkin hüküm ile davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi hususlarında düzeltme gerektirmesi nedeniyle, karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/300 Esas, 2022/505 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare ve davalı ... vd. vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay ili, Kumlu ilçesi, ... köyü 274 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacı idare tarafından kamulaştırıldığını, ancak kendilerine uzlaşma için sunulan bedelin taşınmazın değerinden çok düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın zeytinlik niteliğinde olduğunu, her bir zeytin ağacının yıllık ortalama 70-80 kg ürün verdiğini bu gibi hususların da dikkate alınarak kamulaştırma bedelinin takdir edilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.04.2012 tarihli ve 2011/172 Esas, 2012/349 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin10.04.2012 tarihli ve 2011/172 Esas, 2012/349 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; 2011 yılı itibarıyla dekar başına ortalama verimini, üretim giderlerini ve kilogram başına toptan satış fiyatlarını gösterir biçimde ilçe genelinde geçerli olan veri cetvelinin esas alınması gerekirken, bilirkişi kurulunca Hatay il merkezine ait veri cetveli esas alınarak hesaplama yapılması, hükme esas alınan bilirkişi raporunda zeytinde verimin 902,52 kg üzerinden değerlendirme yapıldığı belirtilmiş ise de, ülke genelinde geçerli olan ortalama miktarın dikkate alınması ve böylece en fazla 550 kg verim miktarına göre hesaplama yapılıp bedel tespit edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, dava konusu taşınmazın tapu kaydında 2. derecede kara askeri yasak bölge kapsamında olduğu belirtildiğine göre, bu durumun taşınmazda oluşturacağı kaçınılmaz değer kaybı tespit edilerek belirlenen değerden düşülmemesi, kamulaştırma nedeniyle dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kesiminin geometrik şekli, yüzölçümü, tarımsal bütünlüğü dikkate alınarak değer kaybı verilmemesi gerekirken artan kesimde % 20 oranında değer kaybına hükmedilerek kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi, kamulaştırılan taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmesi gerekirken Hazine adına tesciline karar verilmesi, dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut ipotek şerhinin sadece kamulaştırma bedeline yansıtılmasıyla yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde "ipoteğin kalkmasından veya lehine ipotek konulanın muvafakatından sonra kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davalıların müracaatı halinde kamulaştırma bedelinin varsa işlemiş faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'in hisseleri oranında kendilerine ödenmesi için ilgili banka şubesine müzekkere yazılmasına" da hükmedilmesi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün yargı harçlarından muafiyetinin ortadan kalktığı gözetilmeden davacı kurumdan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi doğru olmadığı gibi dava tarihinden dört ay sonrasından karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.05.2015 tarihli ve 2014/180 Esas, 2015/240 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 08.05.2015 tarihli ve 2014/180 Esas, 2015/240 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma ilamı öncesinde objktif değer artışı uygulanmadığı ve bu husus bozmaya konu edilmemiş olduğu halde, Mahkemece bozma sonrasında tespit edilen metrekare birim fiyatına %15 oranından değer artışı uygulanarak davacı idarenin usuli müktesep hakkı ihlal edilerek fazla bedele hükmedilmesi, hükmedilen bedele 09.08.2011 tarihinden ilk karar tarihi 10.04.2012 tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 25.10.2022 tarihli ve 2022/300 Esas, 2022/505 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vd. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, ilk kararla tespit edilen ve müvekkili idarece depo edilen 1.564.776,47 TL bedel ile son kararla tespit edilen bedel arasındaki fark 640.186,65 TL’nin iadesine karar verilmesi gerektiğini ve idare lehine vekâlet ücreti verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk kararın temyiz incelemesinin Yargıtay 18. Hukuk Dairesince yapıldığını ve kesinleşen kararların Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından düzeltilmesi zorlaşmış kararlar olduğunu, objektif değer artış oranı uygulanması gerektiğini, 2. Derece Askeri Yasak Bölge şerhi nedeniyle değer düşüşü yapılmasının hukuka uygun olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve kanuna uygun olmadığını, zeytin veriminin ve satış fiyatının düşük alındığını, kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerektiğini, objektif değer artış oranının %200 alınmasının uygun olacağını, taşınmazın niteliğinin arsa olarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağını ileri sürerek yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesi talebiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare ve davalı ... vd. vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. İlk kararla tepit edilen ve davacı idare tarafından bloke edilen 1.564.776,47 TL'den ikinci kararla tespit edilen bedel arasındaki fark 501.585,12 TL'nin davacı idareye iadesine karar verilmişse de iade edildiğine dair dosyada içerisinde bilgi ve belge bulunmadığı gözetilmeden iade yapılmış gibi 138.601,53 TL'nin iadesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı idare ve davalı ... vd. vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;

a. (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına, yerine " Davacı idarece fazla depo edilen ve ikinci kararla davacı idareye iadesine karar verilen 501.585,12 TL iade edilmişse 138.601,53 TL'nin; iade edilmemişse 640.186,65 TL'nin hisseleri oranında davalılardan alınarak davacı idare iadesine," cümlesinin yazılmasına,

b. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine " cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... Gürler vd.'den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.