Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10293 E. 2024/3902 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Muratpaşa Belediyesi aleyhine, taşınmazlarına kamulaştırmasız el atılması nedeniyle bedel tahsili davası açılmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, davacılara ait pay oranlarının hatalı hesaplandığı, el atma tarihi gözetilerek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ve harçların davalı idarece ödeneceğinin gözetilmemesi hususları hatalı bulunmuş, ancak bu hataların düzeltilerek onanmasının mümkün olması sebebiyle mahkeme kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/1104 Esas, 2023/360 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Antalya ili, ..., ... 2801 ada 2 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, taşınmazın imar uygulamasında sağlık tesisi alanı olarak ayrıldığını, taşınmazın halen fiili olarak Büyükşehir Belediyesi Laboratuvar Şube Müdürlüğü binası ve Muratpaşa Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından ... binaları olarak kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalılardan ... vekili cevap dilekçesinde, ...'in taraf sıfatı ve hak iddiası yönünden bir açıklama yapılması gerektiğini, murisin başkaca mirascısı olması halinde davanın zorunlu dava arkadaşlığı şartı olmaksızın açılmış olacağından davanın bu yönden reddi gerektiğini, davacının dava konusu ettiği parselin de Kamu Ortaklı Payından gelen alanlar olduğunu ve tesisi ilgilendiren kurumun kamulaştırma yapması ile ilgili kuruma geçeceğinin açık olduğunu, söz konusu alanın imar planında dispanser olarak göründüğünü, bu nedenle davanın müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca 3 aylık hak düşürücü süre yönünden de incelenmesi gerektiğini, ayrıca müvekkil idare aleyhine davacının faiz istemi ve türünün fahiş olup işbu faizin başlangıç tarihi olarak belirtilen tarihin hukuka uygun olmadığını belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davanın öncelikle görev yönünden reddi gerektiğini, yine öncelikle müvekkili belediye yönünden de husumet nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu parselin uygulama imar planında resmi kurum alanı olarak planlı olduğunu, yine dava konusu yerin Muratpaşa Belediyesi sınırları içerisinde kalan bir yer olduğunu, dava konusu parselde müvekkili belediyece herhangi bir çalışma yapılmadığını, söz konusu tazminat davasının muhatabının belediyeleri olmadığını, davaya konu taşınmazın değerinin imar planından sonra arttığını, şayet taşınmazın değeri belirlenecekse, iddia edilen el atma tarihinden sonra kazandığı değer değil, el atmadan önce taşınmazın mevcut durumunun esas alınması gerektiğini belirterek davanın esas ve usul yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.12.2015 tarihli ve 2014/78 Esas, 2015/668 Karar sayılı kararı ile davanın ıslaha arttırılan miktarda gözetilerek kabulü ile Antalya ili, ..., ... 2801 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacılara ait hisselerin kamulaştırmasız el atma bedelinin tespiti ile bu miktarın 12.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen hisseler oranında 5.000,00 TL'sine dava tarihinden kalan bölüme ıslah tarihi olan 10.11.2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan eşit oranda alınarak davacılara ödenmesine, kamulaştırılan taşınmazın eşit oranda davalı idareler adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin 08.12.2015 tarihli ve 2014/78 Esas, 2015/668 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi doğru görülmüş; ancak değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ıslah ile arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığından mahkeme kararı bu yönden düzeltilerek onanmıştır.

3. Dairemizin düzeltilerek onamaya ilişkin kararına karşı davalı idareler vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda; Muris ... mirasçıları olan davacılar ..., ..., ... ve ...'in dosyada bulunan tapu kaydına göre 31/2900 (1860/174000) paya elbirliği ile malik oldukları ve tapu kaydına göre bu paydan her birinin payına 9,90 m² yer düştüğü hâlde hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda el birliği ile mülkiyete konu pay toplamının 3180/174000 kabulü ile her biri için 16,5492 m² üzerinden hesap yapılarak fazla bedele hükmedilmesi, değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, ıslah ile arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, davalı ... vekilince karar tarihinden sonra, karar düzeltme aşamasında 10.04.2017 tarihli Büyükşehir Belediyesi Meclis kararı ile dava konusu taşınmazdaki Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığına bağlı Laboratuar Şube Müdürlüğünün kaldırıldığı bu sebeple fiili el atmanın sonlandırıldığı iddiası da değerlendirilerek taşınmazda fiilen el atılan bölümlerde davalı idarelerin ayrı ayrı sorumlu oldukları alanlar net olarak belirlenerek, davalı ... Başkanlığının fiili el atmasına son verip vermediği de araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İlk Karar

Mahkemenin 15.04.2021 tarihli ve 2020/396 Esas, 2021/500 Karar sayılı kararı ile davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 15.04.2021 tarih ve 2020/396 Esas, 2021/500 Karar sayılı ilamına karşı davacılar ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin onama ilamına karşı davacılar ve davalı ... vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda; davacılardan ..., ..., ... ve ...’in dava konusu taşınmazda muris ...’den gelen paylarının dava konusu edildiği gözetilmeksizin adı geçen davacıların kendi paylarının dava konusu edildiği kabul edilerek hüküm kurulması doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza el atma tarihi gözetilerek nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; pay oranlarının ve hisselerin bilirkişi raporunda ve kararda gösterilmesi gerektiğini, idarenin dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu, idarenin hissesinin karşılığı olan yeri aşmayacak şekilde kullanımı olduğunu, idarenin kullanımı haricindeki bölümlerin vatandaşlarca otopark ve boşluk olarak kullanıldığını, dava konusu taşınmazın imar planında dispanser olarak görüldüğü anlaşıldığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, emsal karşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığını, bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikleri önceki 427 ile 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'nun (2942 sayılı Kanun)11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. El atma tarihi gözetilerek davacı taraf yararına nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

3. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4 ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında nispi harca hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin tüm davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/1104 Esas, 2023/360 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin beşinci paragrafında yer alan ''9200,00'' sayısının hükümden çıkartılması, yerine, ''116.062,60'' sayısının yazılması,

3. Aynı bendin üçüncü paragrafının hükümden çıkartılması, yerine, ''Alınması gereken 53.702,68 TL harçtan peşin ve ıslah harcı toplamı 13.359,62 TL mahsup edilerek 40.343,06 TL'nin davalı ... Başkanlığından alınarak Hazineye irat kaydına, 13.359,62 TL'nin davalı ... Başkanlığından alınarak davacılara verilmesine'' cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı ... Başkanlığından alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.