Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10467 E. 2024/3898 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ve fazladan ödenen bedelin iadesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, bloke edilen toplam miktar, daha önceki kararlarla ödenen/iade edilen miktarlar ve faiz hesaplamalarında yanılgılar bulunduğu, ancak bu hususların düzeltilmesinin yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/200 Esas, 2023/444 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... 462 parselin kamulaştırılan bölümünün kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.04.2006 tarihli ve 2005/292 Esas, 2006/318 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 04.04.2006 tarihli ve 2005/292 Esas, 2006/318 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin onama ilamına karşı davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Temelli Belediyesinin yazısı ile 50 metrelik demiryolu güvenlik koridoru yapılması halinde taşınmazın hat ekseninden itibaren oluşturulan güvenlik koridoru yapılan kısımda imar adası ve parseli oluşturulamayacağından arta kalan kısma yapı izni verilmesinin mümkün olmadığı bildirildiğinden arta kalan alanda değer azalışı olması veya tümüyle kullanılamaz hale gelip gelmeyeceği yönünden bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 16.01.2009 tarihli ve 2008/85 Esas, 2009/17 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 16.01.2009 tarihli ve 2008/85 Esas, 2009/17 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 8 Mart 2006 tarihli ve 792 sayılı yazılarında " Ankara – İstanbul ve Ankara – Konya Rehabilitasyon Projesi kapsamındaki yeni demiryolu güzergahında demiryolu hat ekseninden itibaren 50 metrelik kesimin demiryolu güvenlik koridoru kabul edilerek bu koridorun dahilinde sabit yapılaşmaya müsaade edilmemesi" yönündeki yazısı dikkate alınarak, demiryolu güvenlik koridorunun 50 metre olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilerek kamulaştırma bedelinin eksik tespiti doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 07.03.2012 tarihli ve 2011/391 Esas, 2012/108 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 07.03.2012 tarihli ve 2011/391 Esas, 2012/108 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosya kapsamı ve Temelli Belediye Başkanlığı İmar ve Şehir Planlama Müdürlüğü'nün 9 Şubat 2007 tarihli yazısında, dava konusu taşınmazı da kapsayan parsellerin 35 metrelik kısmında (hat ekseninin sağı ve solunda 35'er metre kamulaştırma sınırı olduğundan 50-15= 35 metre olarak kabul edileceğinden) yapı izni verilmesinin mümkün olmadığına ilişkin yazısı da dikkate alınarak, dava konusu taşınmazın kamulaştırma sınırından itibaren sağı ve solundan 35'er metrenin yüzölçümü hesaplanıp, bu bölümün bedelinin tespiti gerektiğinden ve fen bilirkişisi tarafından düzenlenen ölçekli krokideki yüzölçümlerinin miktarı, mevcut duruma uygun düşmediğinden, fen elemanı eşliğinde yeniden keşif yapılarak, yukarıda sözü edilen bölümlerin yüzölçümleri ayrı ayrı belirlendikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemiz bozma ilamına karşı davalılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, temyiz incelemesi duruşmalı yapıldığından duruşmaya iştirak eden taraf ve vekâlet ücreti yönünden kararın düzeltilerek düzeltmelerin Dairemizde bulunan bozma ilamı aslına da işlenmesine karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar

Mahkemenin 18.07.2014 tarihli ve 2014/85 Esas, 2014/200 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

G. Dördüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin 18.07.2014 tarihli ve 2014/85 Esas, 2014/200 Karar sayılı kararına karşı davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyada bulunan delil ve belgeler ile mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişisi raporu ve aynı amaçla yapılan kamulaştırmalar nedeniyle Dairemize intikal eden dava dosyaları dikkate alındığında, 50 metrelik güvenlik koridorunun hat ekseninden itibaren hesaplanması gerektiği, bu nedenle 50 metrelik güvenlik koridoru sınırı esas alınmak suretiyle ek kamulaştırma yapıldığı, bu durumda asıl ve ek kamulaştırma ile kamulaştırılan kısımların bedelinin tespiti ile yetinilmesi gerektiği düşünülmeden, fen bilirkişisi raporunda G harfi ile gösterilen kısmın da bedeline hükmedilmesi doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemiz bozma ilamına karşı davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, Mahkemece dava konusu taşınmazın henüz imar uygulanmasına alınamadığı da gözetilerek ilk kamulaştırma koridoru olan 6203,47 metrekarelik kısmın zaten 15'er metrelik güvenlik koridorunu kapsadığı, kamulaştırma sınırından sonra hattın sağında ve solunda yer alan 35'er metrelik güvenlik koridoru ile ilgili olarak ilk kamulaştırma sınırından itibaren 09.02.2007 tarihli Belediye İmar Müdürlüğü yazısında belirtilen 50-15=35 metrelik güvenlik koridoru ile ilk kamulaştırma alanının bedelinin verilmesi gerektiğinden, fen bilirkişi refakatinde yapılacak keşifte, kamulaştırma paftaları da zemine aplike edilmek suretiyle tespit edilerek, alınacak krokili rapor ile ilk kamulaştırma sahası ve 35'er metrelik güvenlik koridoru olan kısmın yüzölçümü denetime olanak verecek şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu koridoru ilk kamulaştırma sınırından sonra 70 metre olarak gösteren rapora dayanılarak ve yasal olmayan gerekçelerle fazlaya hükmedilmesi doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Beşinci Karar

Mahkemenin 26.05.2017 tarihli ve 2016/5 Esas, 2017/169 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

I.Beşinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 26.05.2017 tarihli ve 2016/5 Esas, 2017/169 Karar sayılı ilamına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılacak kadastro yenileme çalışması sonrası dava konusu taşınmazın 110 ada 2 parsel olduğu ve tapu kayıt maliklerinin bir kısmının değiştiği anlaşıldığından ..., ... ve ... dışındaki tapuda ismi yazılı tapu kayıt malikleri davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve hükme esas alınan fen bilirkişisi ...'ün 30.11.2016 tarihli krokili raporunda kadastral yenileme öncesi kamulaştırılan ve bedeli ödenen alanın 19240,68 m² olduğu belirtilmiş ise de bozma öncesi Mahkemenin 18.07.2014 tarihli ve 2014/85 Esas sayılı kararıyla eki olan 05.06.2014 tarihli krokide G harfi ile gösterilen ve bedeline hükmedilen 4146,878 m² kısmın yenileme öncesi kamulaştırılan ve bedeline hükmedilen 19240,68 m²ye dahil edilmediği anlaşılmakla, 2014/85 Esas sayılı kararın eki kroki zemine uygulanarak yenileme öncesi kamulaştırılan ve bedeli ödenen alanın kesin olarak tespitinden sonra idarece fazla ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması, doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İ. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, idarece fazla bloke edilen tutar ile faizin hatalı hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını, olmadığı takdirde düzeltilerek onanmasını istemiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacı tarafından fazla ödenenen bir bedel bulunmadığını, bilirkişi raporunun bozma ilamına aykırı olduğunu, iki tren yolu arasında kalan bölüme imar izni verilmeyeceği belirtilmesine rağmen bu hususun gözetilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozma gereklerine uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Aşamalarda davacı idarece toplam 429.764,33 TL'nin bloke edildiği, yine aşamalarda mahkemece verilen ikinci kararla 19.644,08 TL'nin, mahkemece verilen üçüncü kararla 36.853,32 TL'nin, beşinci kararla 8335,48 TL'nin iadesine karar verildiği, mahkemece verilen dördüncü kararla 392.911,01 TL belirlendiği, ayrıca kamulaştırma bedelinin önceki aşamalarda işleyen faizi olarak 154.687,15 TL bloke ettirildiği gözetilmeksizin hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanılgılların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "önceki kararlar üzerine davalılara, depo edilen bedellerden ödenen 429.764,33 TL anapara ile 154.687,15 TL faizden, fazladan kamulaştırılan kısma ilişkin kamulaştırma bedelinin faizi ile birlikte mahsubu ile fazladan ödenen 108.770,47 TL'nin davalılardan hisseleri oranında alınarak davacı kuruma VERİLMESİNE," ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "Mahkemece verilen ilk kararla hükmedilen 104.218,29 TL bedelden, acele el koyma dosyasında depo edilen 71.035,90 TL mahsup edildikten sonra kalan 33.182,36 TL'ye 09.07.2005 tarihinden ilk karar tarihi olan 04.04.2006 tarihine kadar, mahkemece verilen ikinci kararla oluşan fark bedel 141.182,49 TL'ye aynı tarihten ikinci karar tarihi olan 16.01.2009 tarihine, son kararla tespit edilen kamulaştırma bedelinin üçüncü ve dördüncü kararlarla belirlenen bedelden düşük olduğu gözetildiğinde 69.206,58 TL'ye ise aynı tarihten üçüncü karar tarihi olan 07.03.2012 tarihine kadar faiz işletilmesine, aşamalarda faize ilişkin yapılan ödemelerin ve davacı idareye yapılan iadelerin tahsilde ve ödemede mükerrerliğe sebebiyet verilmemesi için dikkate alınarak fazla bloke edilen bedelin davalılarca bankadan çekilmişse çekilmesine kadar işlemiş nemaları ile davalılardan alınarak davacıya iadesine, çekilmemişse işlemiş nemaları ile iadesine" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.